Bir ekonomik faaliyetin tarafı olmayan gerçek veya tüzel kişilerin bu faaliyetten dolayı fiyat mekanizmasının dışında bir fayda görmesi veya zarara uğraması durumuna dışsallık denir.
Örneğin, üretim esnasında çevre kirliliğine sebep olan fakat çevre konusunda herhangi bir düzenlemeye tabi olmayan bir fabrika için iki seçenek söz konusudur. Üretimini daha ucuza mal etmek için çevre kirliliğine karşı herhangi bir önlem almaz veya belli maliyetlere katlanarak çevreyi daha az kirletir ve artan maliyetlerinin bir kısmını veya tamamını müşterilerine yansıtır. Fabrika ve müşteriler üretimden kaynaklanan her türlü maliyete fiyat mekanizması ile dahil oldukları için bu iki taraf bakımından bir dışsallık söz konusu değildir. Ancak üretimin veya tüketimin tarafı olmamasına rağmen çevre kirliliğinden olumsuz etkilenen bölge halkı için üretimden kaynaklı bir dışsallık vardır. Bu örnekte olduğu gibi bir ekonomik faaliyetin üçüncü taraflar için oluşturduğu zarar negatif dışsallık olarak adlandırılır.
Bir ekonomik faaliyetten üçüncü tarafların fiyat mekanizması dışında fayda elde etmesine ise pozitif dışsallık denir. Örneğin eğitimli bir kişinin daha iyi iş olanaklarına sahip olması, bu kişi için eğitimin doğrudan getirisidir. Diğer taraftan eğitimli kişilerin ekonomideki toplam üretkenliği arttırmaları veya vatandaşlık görevlerini daha düzgün bir şekilde yerine getirmeleri toplum için pozitif dışsallık oluşturur.
Dışsallık olan durumlarda ekonomik faaliyetten fiyat mekanizması dışında etkilenen üçüncü taraflar olduğu için faaliyetin taraflarını ilgilendiren toplam maliyet ve fayda, toplumun tamamını ilgilendiren toplam maliyet ve faydadan farklıdır. Dolayısıyla, dışsallık olan durumlarda fiyat mekanizmasıyla belirlenen piyasa dengesi, toplumun tercih edeceği optimal dengeden farklı olur. Fabrika örneğinde, bölge halkının üretimden kaynaklı çevre kirliliğinden olumsuz etkilenmesi göz önünde bulundurulmazsa fabrikanın yapacağı üretim toplumun tercih edeceğinden daha yüksek olur. Eğitim örneğinde ise kişiler eğitimin sadece kendilerine sağladığı faydayı göz önünde bulundurdukları için toplam eğitimli insan sayısı, toplumun tercih edeceğinden daha az olur. Bu sebeple dışsallık, piyasa mekanizmasının çalışmadığı (istenilen sonucu üretemediği) durumlardan birisi olarak değerlendirilir. Piyasa mekanizmasının çalışmadığı durumlarda ise toplumun tercih edeceği dengeyi sağlamak için devlet müdahalesine ihtiyaç duyulur. Nitekim devletlerin çevreyi korumayla ilgili uygulamaları ve yaptırımları, kirliliği önlemeye ve üretimin optimal seviyede gerçekleşmesine yöneliktir. Benzer şekilde, ücretsiz devlet üniversiteleri ve öğrencilere sağlanan burslar ve ucuz kredilerle de toplumdaki eğitim seviyesinin artırılarak opimal seviyeyelere ulaşması amaçlanır.
Dışsallıklar ve piyasa mekanizması üzerine en önemli teorilerden birisi Ronald Coase (1937) tarafından geliştirilmiştir. Coase, mülkiyet haklarının net bir biçimde tanımlandığı ve ilgili tarafların hiçbir maliyet olmadan pazarlık edebildikleri durumda kaynakların verimli bir şekilde kullanılarak faaliyetin veya üretimin toplumun tercih edeceği seviyede gerçekleşeceğini söyler. Çevreyi kirleten fabrika örneğinde, mülkiyet hakkının fabrikada olduğu durumda, bölge halkının fabrikaya daha az üretim yapması için ödeme yapması suretiyle, mülkiyet hakkının bölge halkında olduğu durumda ise fabrikanın, sebep olduğu çevre kirliliği nedeniyle bölge halkına tazminat ödemesi suretiyle (fabrika bu maliyeti de göz önünde bulundurup üretimini azaltacağı için) üretim devlet müdahalesine ihtiyaç kalmadan, toplumun tercih edeceği optimal dengede gerçekleşecektir.
YAZAR
Mete Han Yağmur