Kır Yerleşmeleri Ve Kır Meskenleri nedir?
Kır terimi yerleşim alanları dışında kalan araziler; karaların yerleşilmemiş bölgeleri; orman ve ağaç formasyonundan yoksun, işlenmemiş boş araziler; ormanlık, dağlık-tepelik alanların karşıtı olan düz ve alçak alanlar; açık veya kapalı tarla sistemlerinden oluşan sahalar gibi oldukça farklı coğrafi anlamlara gelmektedir. Bu alanlar içinde veya yakınında kurulmuş sürekli yahut geçici yerleşmeler kır yerleşmeleri diye tanımlanır.
Kır yerleşmeleri ile şehir yerleşmeleri arasındaki belirleyici ölçütlerin başlıcaları, nüfus ölçütü ile ekonomik işlevler ölçütüdür. Kırsal yerleşmelerin sınıflandırılması değişik ölçütlere göre yapılabilir. Ancak geçici ve sürekli yerleşmeler şeklinde iki kategoriye ayrılarak incelenmeleri de amaca hizmet edebilir.
Başlıca kırsal yerleşme şekilleri gerek kıtalar gerekse Türkiye açısından, dikkat çekici bir çeşitlilik gösterir: Örneğin ABD'de kırsal yerleşme sistemi hemen hemen "hamlet"ler (3-5 konut ile 20-25 konutluk) "farmstead"ler (çiftlik işletmeleri) ve "ranch"ler (büyük hayvancılık çiftlikleri) ile temsil edilir. Güney Amerika ülkeleri Afrika, Güneydoğu Asya ve Okyanusya ülkelerinde sık rastlanan ve plantasyon diye tanımlanan tarım işletmeleri de bu tür kırsal yerleşmelerdir. Rusya Federasyonu devrine komünist rejimden kalan ve devlet çiftliği anlamına gelen sovhos tarım işletmeleri ile kollektif tarım işletmesi anlamına gelen kolhoslar da tipik birer kırsal yerleşmelerdir. Aynı şekilde İsrail'in modern tarım işletmeleri olan kollektif bir tür kooperatifi işletmeciliği çiftlikler, kibutz diye tanımlanır. Hem tarım işletmesi hem de birer yerleşme oldukları ayrıca hatırlanmalıdır.
Türkiye'de kırsal yerleşme şekilleri önemli bir çeşitlilik gösterir. Bunda etkili olmuş başlıca etmenler; topografik hususiyetleri, iklim özellikleri, tarihi nedenler, toplumsal yapı, gelenek ve görenekler, ekonomik etkinlik türleri ve benzerleridir. Türkiye kırsal yerleşme şekilleri, ailelerin bunlardan yıl boyunca yararlanıp yararlanmayışı ölçütüne göre iki kategoriye ayrılabilir. Bazılarında yıl boyu oturulur. Onlara sürekli yerleşmeler denir. Bunlarda tarımsal etkinlikler egemen ekonomik etkinlik olup, köy yerleşmeleri ile temsil edilirler. Yerleşme çekirdekleri birbirine yakın bulunuyorsa bunlara toplu yerleşilmiş köyler, tek tek küme küme yerleşim alanına dağılmışlarsa bunlara dağınık köy yerleşmeleri denir. Türkiye köylerinin çoğunluğu toplu yerleşmelerdir. Bunda esas etken su bulma güçlükleridir. Dağınık köy yerleşmeleri, genellikle dağınık konuşlandırılmış evler veya onların oluşturduğu mahalle yerleşmelerinden oluşur. Dağılmada temel etken, su bulma kolaylıkları ve engebeli arazilerdeki yerleşilecek alanların sınırlı oluşu yanında, tarlaların dağınık ve küçük parsellerden oluşmasıyla da ilgilidir. Kır yerleşmelerinin önemli bir grubunu da yılın belli bir süresinde oturulanlar oluşturur. Bunlara geçici yerleşmeler denir. Yayla, mezra, kom, ağıl, çiftlik, oba, dam, kışlak, bağ evi, bahçe evi, çardak, dalyan, divan, zoma, tol gibi adlarla adlandırılmış olan bu grup geçici yerleşmelerinde egemen ekonomik etkinlik, göçebe ya da yarı göçebe hayvancılıktır. Bunların bazıları, bugün hem geçici ve hem de sürekli yerleşmeler haline dönüşmüş olabilir. Örneğin mezralardan bir kısmı, sürekli oturulan mahalle yerleşmesi olup; idari açıdan, bazı köylerin uzak mahallelerini oluşturur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da olduğu gibi... Bazıları ise geçici yerleşme olma özelliğini korumaktadır. Doğu Karadeniz Bölümü ve Batı Karadeniz Bölümü'nde örnekleri halen yaygındır. Söz konusu geçici yerleşmelerin kimisi, kasaba ve şehir yerleşmesi mahallelerine, hatta biraz şehre bile dönüşebilir. Örneğin Elazığ, Agavat mezrası; Yeni Malatya, Aspuzu mezrası; Mersin, Mersinli Oymağı; Ulukışla, yerindeki kışlak geçici yerleşmesinin sürekli yerleşmeye dönüşmesi sonucu oluşmuştur.
Kır meskenleri aileleri, genellikle çevreden sağlanan yapı malzemesi ile inşa ettiği, uğraşılan tarım etkinliklerinin şekillendirdiği, basit ya da az çok modern, ancak büyük çoğunluğu çevre özelliklerinin damgasını taşıyan konutlardır. Yerleşmelerin nüvesini oluşturdukları için en dar anlamda yerleşmeyi temsil ederler. Ancak sınıflamada daha çok kullanılan yapı inşaat malzemesi esas alınarak sınıflandırılırlar; örneğin ahşap, kerpiç, taş meskenler ve ara tipler gibi. Ahşap evlerin günümüzde en yaygın olduğu bölgeler, orta kuşağın kuzey bölgeleri olup Türkiye de bu sahalara dahildir. Çevrede bol bulunan yapı-inşa malzemeleri ve kayaç türleri de önemlidir. Özellikle dağlık bölgelerin kır ve kent yerleşmelerinde taş evlere sık rastlanır. Taş işleme ustalığı uygulanmış kesme taş evler ve diğer sanat eserleri en uzun ömürlü olan meskenlerdir. Sıcak ve kurak bölgeler ile özellikle de step bölgelerinin egemen mesken şekli, toprak veya kerpiç evler ile kerpiç tuğlası evlerdir. Kıtaların bütün iç bölgelerinde bunlara sık rastlanır.
YAZAR
Hayati Doğanay