Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin "sır katipleri" stenograf yardımcıları yemin etti
TBMM Başkanı Şentop, "Tutanakları kayıt altına almakla görevli stenograflarımız, TBMM Genel Kurulunun yeminli katipleri olarak görevlerini yapıyorlar. İşleri kolay değil" dedi
Meclis Başkanı Mustafa Şentop, "Tutanakları kayıt altına almakla görevli stenograflarımız, TBMM Genel Kurulunun yeminli katipleri olarak görevlerini yapıyorlar. İşleri kolay değil" dedi. Şentop, TBMM Mermerli Salon'da düzenlenen Tutanak Hizmetleri Başkanlığı Stenograf Yardımcıları Yemin Töreni'ne katıldı
İlk kez basına açık düzenlenen ve 49 stenograf yardımcısının yemin ederek göreve başladığı törende konuşan Şentop, stenograflığın, parlamentolar için önemli bir görev olduğunu söyledi.
Şentop, bu özel törenin, daha çok yabancı misafirlerin ağırlandığı, resmi törenlerde de tebrikat kabulü için kullanılan Mermerli Salon'da düzenlendiğine dikkati çekti.
Meclis tarihinde ilk kez böyle bir tören yapıldığını bildiren Şentop, teknolojik gelişmelere işaret etti. Şentop, "Muhtemelen bu arkadaşlarımız, stenograf olarak Meclise, parlamentoya alınan son grup olabilir." dedi.
Sesi yazıya çeviren yazılımların gelişmeye başladığına değinen Şentop, stenografinin, çeyrek asır sonra tarihi bir meslek olarak anılmaya başlanabileceğini ifade etti.
Şentop, TBMM'nin en önemli birimi olan Tutanak Hizmetleri Başkanlığı'nın faaliyetlerinin süreceğini belirtti.
TBMM'nin, 1877'de açılan Meclisi Mebusanın varisi ve devamı olduğunu hatırlatan Şentop, stenografların, bu dönemde hizmet vermeye başladığını anlattı.
Osmanlı devletinde, bir konunun özet şekilde yazılarak ilgili merciye iletilmesi için kullanılan sadaret tezkirelerine değinen Şentop, ayrıca sadrazamların, padişaha bir konuyu iletmek için arz tezkireleri kullandığını dile getirdi.
Şentop, padişahlar tarafından özellikle 19. yüzyılda mabeyn başkatiplerine yazdırılan ve kamu kurumlarına gönderilen tezkireler de olduğunu, bunlara irade tezkireleri adı verildiğini söyledi.
"BİR GELENEĞİ YAŞATIYORUZ"
Stenografinin kelimeleri, sözleri, olayları; çizgiler, sembol ve işaretlerle kısaltıp hızlı şekilde yazma yöntemi olduğuna işaret eden Şentop, ses kayıt cihazlarından önce geliştirilen not tutma tekniğinin geçmişinin, Roma'ya kadar uzandığını anımsattı.
Bazı metinlerde Romalı hatip Çiçero'nun konuşmalarını da stenoyla kaydettiğinin ifade edildiğini belirten Şentop, "Meclis tutanaklarının belge niteliği taşıması için doğru, güvenilir ve hızlı şekilde tutulması gerekmektedir. Bu görevi yapan kardeşlerimiz de görevlerini mevzuat hükümleri çerçevesinde yerine getiren stenograflarımızdır." diye konuştu.
Şentop, Meclisi Mebusanın açılışından önce yapılan ilk değerlendirmelerden birinde Genel Kurul görüşmelerinin, kayıt altına alma konusunun da tartışıldığının altını çizerek, "Bugün Meclisi Ayan ve Meclisi Mebusandaki görüşmeleri takip edebiliyor, tutanakları okuyabiliyorsak bu o dönemdeki stenografların gayretleriyle gerçekleşmiştir. Günümüzde gelişmiş kayıt teknikleri var ancak biz burada bir geleneği yaşatıyoruz. Çünkü devletler, kurumlar bu anlamda gelenekleriyle ayakta dururlar." dedi.
Geçmişten devraldıkları stenografi geleneğini teknolojinin imkanlarından da yararlanarak devam ettirdiklerini belirten Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Parlamentomuz yaşadığı müddetçe de tutanak hizmetleri kesintisiz devam edecek. Stenografların mahiyetinde teknolojik gelişmelerde bir değişiklik olabilir. Tutanakları kayıt altına almakla görevli stenograflarımız, Genel Kurulun yeminli katipleri olarak görevlerini yapıyorlar. İşleri kolay değil, şifreli yazı tekniği olduğu için öğrenilmesi zor bir iş. Dikkat, emek ve sabır isteyen bir iş. Bu anlamda TBMM, bir taraftan yasama görevini yaparken diğer taraftan yasama hizmetlerine destek veren stenografları yetiştiren bir okul görevi de görmektedir. Meclisin, bu anlamda bir nevi stenografi okulu olduğunu söyleyebiliriz."
Şentop, usta çırak ilişkisi içinde yetişecek stenograf yardımcılarının, görevlerini büyük bir sorumluluk şuuruyla yapacaklarına inandığını kaydetti.
"MECLİSİMİZİN SIR KÜPLERİSİNİZ"
TBMM Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu da konuşmasında, TBMM'nin yasama faaliyetlerinin ulvi olduğunu herkesin bildiğini belirtti.
Genç stenograflara başarı dileyen Kumbuzoğlu, stenografların kurs süresinin uzun olduğunu dile getirdi. Kumbuzoğlu, "Stenograflar, Meclisimizinsırtutan,sırküpü elemanlarıdır, Meclisimizin omurgalarındandır." dedi.
Kumbuzoğlu, stenograflığın Türk tarihinde 143 yıllık bir geçmişi olduğunu ifade ederek, Meclisi Mebusan ile başladıkları görevlerini, TBMM'de de devam ettirdiklerini vurguladı.
TBMM'ye özgü bu mesleğin sabır istediğini dile getiren Kumbuzoğlu, modern kayıt cihazlarının yapamadığını, stenografların yaptığını anlattı.
Kumbuzoğlu, TBMM'de açılan stenograflık kursuna, 3 Eylül 2018'de 60 kişinin başladığını ve kursun 8 Ağustos 2019'da yapılan sınavla tamamlandığını bildirdi. Kumbuzoğlu, bu sınavla 49 kişinin stenograf yardımcısı olmaya hak kazandığını kaydetti.
"ETTİĞİNİZ YEMİNE SADIK KALACAKSINIZ"
Tutanak Hizmetleri Başkanı Doğan Aytop da stenografların, çok zorlu bir süreçten geçtiğini belirtti.
Stenograflara hitaben "Duyacaksınız, göreceksiniz, anlayacaksınız, yazacaksınız" diyen Aytop, stenograflığın, güven ve tarafsız olmak anlamına geldiğini söyledi.
Aytop, stenograflığı "sırkatipleri" olarak tanımlayarak, stenografların, ettikleri yemine sadık kalmaları gerektiğini ifade etti.
Şentop, konuşmaların ardından 1,5 yıllık eğitimlerini tamamlayan stenograf yardımcıları için hazırlanan yemin tutanağını imzaladı.
Kurs birincisi Tuna Özdemir'in okuduğu metin ile stenograf yardımcıları, stenograf yemini etti.
Daha sonra Mustafa Şentop, kurs birincisi Özdemir, ikincisi Tolga Çil ve üçüncüsü İlyas Gebece'ye takdir belgesi verdi.
Şentop, diğer kursiyerlere de hediyelerini vererek, Meclis merdivenlerinde fotoğraf çektirdi.
Programa, TBMM Başkanlık Divanı üyeleri Erkan Haberal, Kadim Durmaz ve İshak Gazel ile TBMM çalışanları katıldı.
MECLİS'İN GİZLİ TANIKLARI
Öte yandan TBMM'de ikisi sağır ve dilsiz toplam 11 görevli. Onlara ‘‘kavas’’ deniyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Salonu'nda çalışıyorlar. Bu salona milletvekilleri dışında girme hakkına sahip tek insan onlar. Kürsüdeki su bardağından onlar sorumlu. Meclis Başkanı'na frakını onlar tutuyor. Salonun temizliğini onlar yapıyor. Milletvekilleri arasında notları onlar taşıyor. Sağır ve dilsiz olan iki tanesi, gizli oturumlarda görev alıyor.
Hepsinin de ağzı son derece sıkı. Beşi kadın, altısı erkek, 11 kişiler. Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında çalışan yüzlerce personelden pek farkları yok. Diğerleri gibi onlar da 657 sayılı kanuna tabi devlet memuru. İşleri sır tutmak. Bu yüzden ketumluk ortak özellikleri. Devlette yüzyıllardır süren ‘‘sır tutma’’ geleneğinin son temsilcileri. Türkiye'nin kalbinde, TBMM'de olup biten her şeye tanıklık ediyorlar.
Dört, beş yılda bir milletvekili koltuklarındaki simalar değişiyor, hükümetler yıkılıyor, yenileri kuruluyor. Onlar aynı yerde. Türkiye'nin siyasi tarihine tanıklık ediyorlar.Meclis'teki diğer memurlardan onları ayıran tek özellik, ‘‘kavas’’ diye anılmaları. Türk Dil Kurumu sözlüğü Arapça kökenli bu kelimeyi ‘‘Elçilik veya konsolosluklarda görev yapan özel giysili hizmetli ve koruma memuru. Önemli bir makamı ve bu makamdaki yöneticiyi koruyan kimse, yasakçı’’ diye tanımlıyor.