Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam kedi bakan erkekler, kedi seven erkek, Kedici Dergisi, tarkan özçetin, Işıl Cinmen haberturk, Işıl Cinmen röportajları, kediler ve insanlar

        IŞIL CİNMEN

        icinmen@haberturk.com

        HABERTURK.COM

        Evliliği bilmem ama kadınların, kedisi olan erkekleri seksi bulduğunu yıllardır biliyorum.

        Yani “masaya yumruğu vurdu mu oturtan” kimi maçoların düşündüğünün aksine kedi sevmek efemine bir eylem değil.

        Cat Hospital Baş Hekimi ve Kedici Dergisi Yazı İşleri Müdürü Dr. Tarkan Özçetin’in, kadınlar ve kedi bakan erkekler arasındaki ilişkiye dayanan tezini duyduğum anda sorularımı cevaplayacak kişinin o olduğunu anladım.

        Özçetin, Ankara Üniversitesi’nde verdiği doktorasını da kediler üzerine yapmış.

        Hayatının büyük bölümünü bu minik, testere dilli pusucuları araştırarak geçirmiş.

        Onlar hakkında neredeyse her şeyi biliyor!

        Ama daha önemlisi, bir kedinin insan ilişkileri için pusula değerinde olabileceğine ilişkin söyledikleri…

        Özçetin’e göre, karşınızda bir kediye uzun süre bakabilmiş bir erkek varsa bu size onun hakkında önemli bilgiler verir.

        Kulak vermekte fayda var.

        Kedi seven bir erkekle kedi sevmeyen bir erkek arasında ne fark var?

        Doğru cevabı “kedi sevmek” diye değil, “kedi bakmak” diye sorarsak verebiliriz. Sevmek ve bakabilmek aynı şey değil. Teksas Üniversitesi’nde yapılan araştırmanın sonucuna göre en bilimsel fark, bu erkeklerin daha eğitimli olmaları. Yapılan bir çalışmada kedi bakan erkeklerin tümüne yakınının üniversite mezunu olduğu sonucuna varıldı.

        Köpekleri olan erkekler için durum farklı mı?

        Üniversitenin araştırması zaten kedi ve köpek sahiplerinin farkları üzerine. Buna göre kedi sahiplerinin, köpek sahiplerine oranla yüzde 17 daha eğitimli olduğu sonucuna ulaşıldı. Kedici erkeklerin gelişmiş sanatsal ve estetik zevkleri vardır. Ne de olsa hayatlarını, Leonardo da Vinci’nin dediği gibi, doğanın başyapıtlarıyla paylaşıyorlar.

        KEDİCİ ERKEĞİN 4 ÖZELLİĞİ

        Ya karakter olarak nasıl bir fark var?

        Kedici erkeklerin, kedi bakan yerine kısaca Kedici demek istiyorum, dört özelliği öne çıkıyor. Sorumluluk sahibi olmaları, karşısındakinin kişiliğine olan saygıları, sevme kapasiteleri ve bağımsızlıkla ilgili görüşleri.

        Bağımsızlıkla ilgili görüşlerinden kastınız hükmetme arzusunun olmaması mı?

        En azından takıntı boyutunda olmaması. Hükmetme konusunda takıntılı bir erkek, kedi bakamaz. Kediler bağımsızdır. Ona bakabiliyorsa erkek, kedi zaten erkeği bu konuda esaslı bir eğitimden geçirmiş demektir. Çünkü kedi hiyerarşik bir hayvan değildir; anarşisttir kedi. Siz istiyorsunuz diye istemediği bir şeyi yapmaz. Sizi kendisinden üstün görmez ve bu nedenle de itaat etmez.

        Buradan fazla kıskanç olmadıkları sonucuna da gidebilir miyiz?

        Hükmetme gibi bir dertleri olmadığı için çok kıskanç da olamazlar, evet. Çoğunluğu sorumluluk sahibi insanlardır. Ortalama 15-20 yıl yaşayacak bir canlının beslenmesi, temizliği ve ilgi ihtiyacını karşılayabiliyorlar demektir. Ve başka bir canlıyla bağlılık kurabilmeleri de, insan ilişkilerine bakışları açısından bir ipucu verir.

        Karşındakinin kişiliğine olan saygısı...

        Kedilerle başa çıkmak ve onları anlamak için toleranslı ve karşısındakine alan bırakan bir karakteriniz olması gerekir, yoksa yapamazsınız. Bunu yapan erkekler, kişiliklidirler ve karşılarındaki kadının kişiliğine de saygılıdırlar. Kimsenin önünde eğilmezler, aynı kedi gibi…Kediler kadına benzerler ya, bu yüzden kadın ruhunu iyi anlarlar. Eşlerine sadık oldukları kadar bağımsızlıklarına da düşkündürler.

        SAHİPLENEN BİR ERKEK İSTİYORSANIZ SİZE GÖRE DEĞİL

        Yani bir kadının bir erkek hakkında karar vermesi için kedi gerçekten önemli bir etken.

        Kadının ne istediğine bağlı. Kendisini sahiplenen, korumasını isteyen, hükmeden erkeklerden hoşlanan kadınlar için Kedici erkek çok iyi fikir olmayabilir. Benim iki kızım var ve onlar için en büyük dileğim ve öğüdüm Kedici erkeklerle evlenmeleri...

        Peki tersi? Kedi seven bir kadın ile sevmeyen bir kadın arasında da bu kadar büyük fark var mı?

        Olmaz olur mu? Hem de nasıl! Bırakın kadını, erkeği, ilişkiyi, evliliği; kedi sevmeyen bir insanla aynı ortamı, kısa bir süreliğine bile paylaşmak, beni rahatsız eder.

        Eşiniz de sizin gibi o zaman, değil mi?

        Eşim de benim gibi Kedici ve 20 yıllık mutlu bir evliliğimiz var. O kedici olmasaydı, olamazdı.

        Bazı kadınlar kediye benzetilir. Kedi kadın ne demek?

        Kedi kadın ve Kedici kadın ayrı kavramlar. Kedi kadın kediye benzemek isteyen kadındır. Bir nevi onun davranışlarını ve görünüşünü taklit eder. Kedileri sevmesi gerekmez. Bence pek makbul değildir. Ama Kedici kadın, işte o çok farklıdır. O kediyi taklit etmez, onun gibi olmaya çalışmaz. O sadece hayranlıkla sever ve daha da önemlisi saygı duyar. Ve benim için her zaman bir adım öndedir.

        "KEDİ GİREN EVE DOKTOR GİRMEZ"

        Boşluk doldurma sorusu soracağım: Kedi giren eve...

        Kedi giren eve doktor girmez.

        Neden?

        20 yılı aşkın bir süredir hem kedilerle, hem de onlarla aynı evde yaşayan insanlarla ilgili bir çok gözlemim ve tecrübem oldu. Hiç abartmadan söylüyorum, hayatı kedilerle paylaşmanın insanlara sayılamayacak kadar faydası var. Bilim insanları bunların bir kısmını binlerce insan üzerinde yaptıkları çalışmalarla kanıtladılar. Bu çalışmalara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Bunlar içinde en dikkat çeken kalp hastalıkları ve tansiyon. Bir kediyle beraber yaşayan insanlar, bu hastalıklara çok daha az yakalanıyorlar ve yakalanırlarsa hafif atlatıyorlar.

        MIRR TERAPİYLE TANIŞIN

        Bunu duymuştum, gırlamayla ilgili sanırım, değil mi?

        Mırlama veya gırlama... Kedilerin zaman zaman çıkardıkları ses. İnanılmaz olumlu etkileri var. Kas, kemik ve eklemlerde iyileştirici etkisi var. Ben buna “Mırr Terapi” diyorum.

        Nasıl çıkarıyorlar bu sesi?

        Mırlama kedilerin gırtlaklarındaki kasların titreşimleri ile başlıyor. Buna tüm nefes yolundaki kaslar ve diyaframda eşlik ederek dakikalar süren senfoni başlıyor. Mırlama sonucu saniyede 20-50 arası titreşim (20-50 hertz) oluşuyor. Bu süreçte kediler normal nefes alıp vermeye devam edebiliyorlar. Bu ses frekansının olumlu etkileri olabileceği ile ilgili ilk araştırmaların başlangıcı 1950’li yıllara kadar uzanıyor. Yakın dönemde ise Uluslararası Fauna İletişim Araştırma Enstitüsü’nde yapılan çalışmalar sonucu kedilerin mırlayarak doğal bir iyileştirme yeteneğine sahip oldukları kanıtlandı. Çeşitli nedenlerle yaralanmış sokak ve ev kedilerinde yapılan çalışmalarda, mırlamanın kedilerin kemik ve organları üzerinde iyileştirici özelliğe sahip olduğu anlaşıldı.

        İnsanlarda Mırr Terapi nasıl işe yarıyor?

        Gelelim mırlamanın insan üzerindeki büyüleyici etkisine… İngilizce “purr therapy” deniyor. Dr. Elizabeth Muggenthaler başkanlığında yürütülen çalışma sonucu kedilerin kendilerini mırlayarak tedavi ederken çıkardıkları seslere benzer frekansta (20-50 hertz) sese tabi tutulan insan kemiğinin de güçlendiğini saptanmış. Aynı çalışmada bu etkinin sadece kemiklerde değil kas, eklem, tendon ve bağ doku yaralanmalarında da başarılı olduğu görülmüş.

        Ruhsal olarak da işe yarıyor olmalı, değil mi? Ben Toma gırladığında bunu hissediyorum.

        Fransa’da da bunun üzerine araştırma yapıldı. Çalışma sonucu kedi mırıltısının, kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan serotonin, prolaktin ve oksitosin hormon düzeylerimizi artırdığı, stresle baş etmekte, hatta depresyona karşı savaşmakta bu hormonal değişikliklerin son derece yararlı olduğu bilimsel olarak ortaya konuldu. Meslektaşım Jean Yves Gauchet, mırr terapinin etkisinin kedinin göğüs kafesinin boyutuna bağlı olduğu ve genişledikçe stres giderici etkinin çoğaldığını saptadı. Demek ki büyük kedisi olanlar daha şanslı!

        Kemikleri güçlendiriyorsa, kemik erimesi olan kadınlara da iyi geliyor mu?

        Avusturya’da KST-2010 adını verdikleri bir cihaz geliştirdiler. Cihaz, kedi mırıltısını elektronik olarak taklit ediyor. Cihazın mucidi Dr Fritz Florian’a göre bu alet, sporcularda kas ve dolaşım sistemini canlandırmak için başarıyla kullanılabiliyor. Bununla bağlantılı olarak, Mırr terapinin kas ve kemikler üzerine olumlu etkisinden yola çıkan bazı bilim insanları şimdi de, aynı iyileştirici mekanizmanın menopoz döneminde kemik erimesinden şikayetçi olan kadınlarda uygulanıp uygulanmayacağını araştırmaya başlamışlar. Sonuç henüz belli değil ama benim tanıdığım hiçbir kedici teyzenin böyle bir şikayeti yok. En tanınmış kedicilerinden birisi olan Rahşan Ecevit de bunun en iyi örneğidir. 90’nın üstünde yaşı olmasına rağmen hala dinç ve sağlıklıdır ve hiç kemik, eklem problemi yaşamadığını bizzat kendi söyledi.

        "KEDİNİZLE BİRLİKTE UYUYUN"

        Kediyle birlikte uyumanın da insana faydası var mı?

        Belli bir süreye kadar belli aralıklarla hep bel ağrıları yaşadım, ta ki Cüneyt’le yatana kadar.

        Cüneyt?

        Hahahaha! Cüneyt benim kedimin adı! Yaşım ilerlemesine rağmen onunla uyumaya başladığımdan beri rağmen ağrılarım geçti. Bu örnekten de anlaşılacağı gibi mırr terapiden tam anlamıyla faydalanmak istiyorsanız kesinlikle kedinizle aynı yatağı paylaşacaksınız. Ayrıca gerçek Kedici olabilmenin olmazsa olmazı aynı yatakta yatmaktır. Yoksa hep bir şeyler eksik kalır…

        Bunu duyduğuma sevindim, biz de sürekli birlikte uyuyoruz!

        Kedinin beraber yaşadığı insana psikolojik olarak da olumlu etkileri vardır. Hafif psikolojik rahatsızlık yaşayanlar için kedi bazen tek başına bile çözüm olabiliyor. Yeri gelmişken ülkemizdeki psikiyatri uzmanı hekimlere ve psikologlara teşekkür etmek istiyorum çünkü birçoğu kedinin iyileştirici gücünü keşfettiler ve hastalarına öneriyorlar. Yurt dışında bırakın evi, hastanelere bile kedi köpekleri sokuyorlar. Hastaların tedavilerine destek olmak için “pet therapy” diye bir tedavi yöntemi bile geliştirildi.

        Işıl Cinmen ve kedisi Toma

        "DUYGUSAL ZEKALARI ÇOK YÜKSEK"

        Kediler neden eğitilemiyor?

        Bir kediye zorla hiçbir şey yaptıramazsınız. Bir kedi kendi için anlamlı olmayan hiçbir şeyi yapmaz. Hatta kendi menfaatine olan bir şeyi sırf siz emrettiniz diye yine yapmaz. Korkunç kişilikli ve inatçıdırlar. Kediyi belli kalıplara sokmak boşa zaman harcamaktır. Sirkleri düşünün mesela! Onlarca vahşi hayvan, hatta bizimkilerin büyük ağabeyleri, aslan ve kaplanlar en olmadık gösterileri yaparken kedileri buralarda göremezsiniz. Dünyada evcil kedi kadar bağımsızlığına düşkün, karakterli hayvan yoktur. Biz kedileri istediğimiz gibi eğitemeyiz ama onlar bizi eğitir.

        Kedilerden neler öğrenebiliriz?

        Nankörlük dışında her şeyi öğrenebiliriz.

        Toma 5’in üzerinde kelimeyi tam olarak anlayabiliyor. Bu olağan mı?

        Ortalama bir kedi, kedilerin de zekisi ve aptalı var, 15 kadar kelimeyi anlar ve olumlu veya olumsuz 10 farklı miyav sesiyle cevap verir. Bazı kedilerde söze gerek kalmaz; bakışlarla iletişim kurulabilir. Tamam, matematik problemlerini çözemezler ama o gün canınızı sıkan bir durum olduğunu bir bakışınızdan anlarlar ve hemen yanınıza sokulur, sizi rahatlatmak için çabalar dururlar.

        Evet, bazen insanlardan önce bile anlayabiliyor...

        Aynen öyle. Sizi çok iyi anladığını düşündüğünüz, çok zeki bir arkadaşınızın sizdeki değişikliği anlaması günler sürerken, ona sizin bir bakışınız yeter. Yani matematik zekası yok ama duygusal zekası çok yüksektir.

        "SEVMEYEN KEDİ ÇEKER GİDER"

        Kedi, bir insanı sevebilir mi?

        Sevmez mi? Hem de nasıl sever! Ama çok güvenmeyin, terk edebilir de. Bazen Kediciler hayıflanır kedimi eve kapatıyorum, özgürlüğünü yaşayamıyor diye. Bence hiç üzülmesinler. Bir kedi evden gitmek isterse ve kafaya koyarsa, bir yolunu bulur gider. Ona kimse engel olamaz. Niye gitmiyor biliyor musunuz? Sizi sevdiği için… Sevmeyen kedi çeker gider, hem de arkasına bakmadan…

        Sevgisini nasıl belli eder peki?

        Bu kediye göre çok değişkendir. Bazı kediler, sevgilerini bıktırır derecede belli eder; bazısı da hiç belli etmez. Ama gitmiyorsa, hep sever.

        Kedi ve çocuk nasıl bir ikili?

        Kedi ve çocuk birbirlerine çok benzer ancak aynı kutupların birbirini itmesi gibi bir durum da var.

        Kediler çocuklara ya da çocuklar kedilere zarar vermesin diye neler yapılmalı?

        Kedilerin çocuklara zarar vermesi pek olası değildir. Genelde tam tersi olur. Bir bebek yada çocuğa kedi saldırısı diye bir haber okudunuz mu? Hayır, çünkü olmaz. Tam tersi çok olur ama haber olmaz. Çocuğun bedensel, ruhsal gelişimi ve bağışıklık sisteminin güçlü olması için evde kedi şart. Kedi ile büyümüş çocuklarda çağın hastalığı alerji hemen hiç görülmüyor.

        KEDİLER HAKKINDA FAZLA BİLİNMEYEN 16 ŞEY

        1. Kedilerin ince bağırsakların uzunluğu 3.9 metre, kalın bağırsak uzunluğu 0.4- 0.6 metre’dir. Gıdaların sindirim sisteminde kalış süresi ortalama 13 saattir.

        2. Yetişkin kedinin ağzında 30 diş vardır.

        3. Kediler yüksek karbonhidrat içeren diyetleri sindiremezler. Bunun nedeni kedilerin karaciğerinden glikokinaz enziminin salgılanmamasıdır.

        4. Bir kedinin dilinde, her biri 40’tan 40000’e kadar tat alma tomurcuğu içeren yaklaşık 250 papilla vardır. Bu papillalardaki tat alma tomurcukları ekşi, acı, ve tuzlu tatları algılayabilirler. Tam bir etobur olan kediler, tatlı tatları algılayamazlar.

        5. Günde en az 16 saat uyurlar. Bu da hayatlarının %70’ini uyuyarak geçirdikleri anlamına gelir.

        6. Kediler sadece insanlara “miyav” der.

        7. Kediler de insanlar gibi hobi için avlanırlar. Aradaki fark, hangi ırk ve özellikte (dişi-erkek, yavru-yetişkin, safkan-melez, şişman-zayıf, kısır-normal, sakin-hareketli vb) olursa olsunlar, tüm kedilerin avcı olduğu gerçeğidir.

        8. Kediler, yakaladıkları avları canlı veya ölü olarak sahiplerine “hediye” ederler. Bu davranışın nedeni sadece hediye vermek olabileceği gibi, kedinin sahibine avlanma yeteneğini gösterme isteği de olabilir.

        9. Kedilerin çoğu laktoza karşı duyarlıdır, bu yüzden süt verilmemesi gerekir.

        10. Bir kedi, kendi uzunluğunun altı katı kadar yukarı zıplayabilir.

        11. Kedilerin vücutlarında ter bezi yoktur yalnızca pati tabanları terler.

        12. Yeni doğan kedinin gözleri kapalıdır. 7-10 gün sonra gözler açılır. Gözler açıldığında tüm kedi yavrularının göz rengi laciverttir. Ancak 1-1.5 aylık olunca gerçek göz rengi ayırt edilebilir.

        13. Bilinenin aksine kediler sadece siyah beyaz görmezler. Son yıllarda yapılan davranım deneyleri kedilerin, yeşil, mavi ve az da olsa kırmızı rengi algıladıklarını göstermiştir.

        14. İnsanların normal görüş için ihtiyaç duydukları ışığın 1/6 sı kadar bir ışık; kediler için yeterli olmaktadır.

        15. Kediler yakınlarındaki objelere odaklanamazlar ve yakını görme problemleri vardır. 2 ile 6 metre arasındaki objeleri en iyi görebilirler.

        16. 2012 verilerine göre ABD’de, Türkiye’nin nüfusu kadar, 74 milyon kedi var.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ