Euro ve dolar kapışmasının galibi altın
Küresel ekonomideki durgunluğa karşı parasal genişleme ve para birimlerinin değer kaybı gündemde. İlk harekete geçen Avrupa tarafı euronun değerini aşağı çekti, doları değerlendirdi. Tahminlerin çok altında gelen tarım dışı istihdam artışı ABD’nin imdadına yetişti ve değerlenen doları düşürdü. İki para birimi arasındaki güç kaybı yarışında skorun 1-1 olması altına yaradı. Değer kaybeden doların etkisiyle önü açılan altın 1.300 dolara dayandı.
Küresel ekonominin durumu kötüye gidiyor. En iyi durumdaki ABD’nin son açıklanan tarımdışı istihdam verileri tahminlerin bir hayli altında geldi. Bu verinin işaret ettiği ilk çeyrek büyümesinin ise yüzde 1 civarında çıkması bekleniyor. ABD ekonomisinin başlıca sorunu bizzat ABD başkanının başlattığı ticaret savaşlarının küresel çapta yarattığı negatif sonuçlar ve korku. Avrupa ve Çin ekonomilerindeki başlayan sert yavaşlamalar ABD’nin de hızını kesiyor.
- Avrupa’da ise Brexit, İtalya’nın borçları ve bankacılık sorunu, Fransa’nın sarı yelekliler eylemi, Almanya büyümesinin tıkanması gibi çeşitli sorunlar var. Enflasyon yüzde 1.6’dan yüzde 1.2’ye düşecek çünkü büyüme yok. Büyüme hedefi de yüzde 1.9’dan yüzde 1.1’e indirildi. Çözüm için hızlı çalışacak bir icraat merkezi, mekanizma ve lider de yok.
- Üstelik ticaret savaşlarında sıranın Avrupa’ya geldiği de biliniyor. Bu tablo karşısında Avrupa Merkez Bankası ECB geçen hafta üçüncü parasal genişlemeyi başlattı.
ÜÇ BÜYÜK DE SORUNLU
- Dünyanın fabrikası haline gelen Çin ekonomisi de yavaşlıyor. Artık ilk kez yüzde 6’lık büyüme hedefine inildi. Çünkü yavaşlayan Avrupa ile korumacılık politikaları izleyen ve ticaret savaşlarını başlatan ABD, Çin’in ihracatını kesiyor. Çin’in şubat ayı ihracatı yüzde 20.7 azalışla son yılların en keskin düşüşünü yaşadı. İhracattaki azalmanın ve büyümenin hız kesmesinin etkisiyle ithalat da yüzde 5.2 geriledi.
- Dünyanın üç büyük coğrafyasının ciddi ekonomik sorunları bulunuyor. Bu sorunların da yüze vuracağı ilk yer para birimlerinin değeri, diğeri ise faizler. Geçen hafta finansal piyasalarda yaşananlar da ekonomik sorunların tam bir yüze vurumuydu.
- Çin parasal teşvikler açıklamaya başladı ve bunun devamı gelecek. Faiz indirimi de Çin’den beklenen önlemlerden biri. Çin parasının değerini düşürme konusunda ise ABD’nin engeliyle karşılaşıyor. ABD ile ticaret görüşmelerinin nasıl sonuçlanacağı hem Çin ekonomisinin hem de Yuan’ın değerini belirleyecek.
İLK ATAK AVRUPA’DAN
- Çin ile ticaret görüşmelerinin tamamlanması ve fatura kesilmesi ardından Başkan Trump’ın icraat haritasına göre sıraya Avrupa ile ticari hesaplaşma gelecek.
- Avrupa tarafında ise buna bir önlem olacak şekilde geçen hafta perşembe günü ECB üçüncü parasal genişlemeye karar verdi ve bu yıl içinde faizlerin artırılmayacağını taahhüt etti. İki yönlü ECB müdahalesiyle euro değer kaybetti. Dolar karşısında 1.1377’den 1.1176’ya kadar inen euro dalgalanmaya geçti. Karşılığında dolar yükseldi. Doların gelişmiş altı paraya karşı değerini ölçen Dolar Endeksi 96.450’den 97.665’e çıktı ve yüzde 1.25 arttı.
- Değersiz dolar istediğini sık sık ortaya koyan ve bunu sağlamak için FED’i sert bir şekilde eleştirerek faiz artırımında elini tutan ABD Başkanı Trump’a engel beklemediği yerden geldi. Avrupa Merkez Bankası’nın ve Draghi’nin hamlesini ABD’nin nasıl karşılayacağı doların da, euronun da, muhtemelen altının da seyrini belirleyici olacak. Bunun için fazla beklemeye gerek kalmadı.
KARŞILIK İSTİHDAMLA GELDİ
- Çünkü ECB hamlesinden bir gün sonra ABD’nin karşılığı istihdam verileriyle geldi. Verilerde tahmin edilen ile açıklanan arasında inanılması zor bir fark oluştu. Şubatta aylık istihdam artışı 180 bin kişi beklenirken, 20 bin kişide kaldı. İşsizlik oranı yüzde 3.8’e indi. İstihdam rakamlarındaki beklenmeyen düşüşe karşılık ücretlerde yüzde 3.4’lük artış gerçekleşti.
- Üstelik bu artış çalışma süresinin azalmasına karşılık gerçekleşti. Her bakımdan çelişkili bir istatistik ortaya çıktı. Ancak istatistiği tartışacak değiliz. Uysa da uymasa da ABD’nin Avrupa’ya vereceği karşılıkta hızır gibi imdada yetişti.
ALTINA GÜN DOĞDU
- Dünyanın iki büyük parasının değersizleşme yarışından şimdilik altın galip çıktı.
- Altın için Perşembe günü ECB’nin üçüncü parasal genişlemeyi ve faizlere bu yıl dokunmayacağını açıklaması yeni bir gelişme. Çin’in parasal paket açıklayacak olması yine altını destekleyecek gelişmelerden biri. ABD tarafında ise doların değer kaybına yol açacak bir ekonomik veri ile karşılaştık. Bu da altına yarar.
- Bu üç faktörün üçü de altına yarayan, altın talebini destekleyen ve önünü açan gelişmeler. Altın da sert bir düşüşün ardından yine sert bir artışla tam olarak 1.300 dolar sınırında. Ortaya çıkan böylesine altın bir fırsatı, altın yatırımcılarının ve spekülatörlerinin kaçırmayacağını tahmin ediyoruz. Eğer altın bu fırsatı değerlendiremiyorsa, çok güçsüz demektir ve tam tersi yönde güçlü bir hareket başlayacağına işaret edebilir.
TÜRKİYE’NİN SORUNU ABD VE S-400 ALIMI
- Türkiye piyasalarının ise Euro dolar kapışmasının ve altının aradan sıyrılmasının ötesinde sorunu var. O da ABD ile yaşadığı S-400 füze savunma sistemi alımında yaşadığı gerginlik. Olay, Rahip Brunson gerilimi andırırcasına tırmanıyor. Şimdilik Başkan Trump doğrudan Türkiye’yi hedef almış değil. Türkiye Cumhurbaşkanı ile de dostluğu ve diyaloğu var. Ancak ABD savunma Bakanlığı’ndan son yapılan açıklamada Türkiye’ye “Ya ABD’yi ya Rusya’yı seçin” denildi.
- Türkiye tarafından yanıtı ise Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar yaptı. Rus yapımı olan S-400 satın alınmasının tercih olmanın ötesinde bir zorunluluk olduğunu belirten Hulusi Akar, ABD yapımı Patriot alınması konusunda da temasların devam ettiğini söyledi. Akar, "S-400'ten dolayı böyle bir noktaya gelinmesi üzücü, bunun anlaşılmasına çalışıyoruz... F-35 ile S-400'ün etkileşmeyeceği bir ortamı sağlayalım diyoruz" dedi.
- Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın açıklamaları gerginliğin tırmanmayacağı konusunda iyimser algılandı. Üzerine bir de doların yurtdışı piyasalarda değer kaybı geldi. Sonuçta dolar/TL cuma günü 5.4880’i test ettikten sonra haftayı 5.4455’ten kapattı. Bu da iyi bir gelişme ancak haftalık bazda doların ve dövizin artışını önlemeye yetmedi.
- Dünya büyümesi yavaşlarken Türkiye’yi de elbette etkileyecek. ABD’den kaynaklı sorunlar da buna eklenince Türkiye negatif gidişte öne geçiyor.