Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Grand Slam finaline çıkan iki tenisçinin korttaki mücadelesi aslında bir nevi karakter savaşına benzer. Bir yanda, top karşılamada dünyanın en iyi ismi Djokovic, diğer yanda dünyanın en iyi savunma tenisi oynayan adamı Nadal. Her ikisinin de birbirine yakın olan karakterleri nedeniyle tenis dünyası uzun sürecek bir maç beklentisi içine girmişti. Bu beklentiye cevap veremeyen taraf Nadal olunca, maçtan kan bekleyenler hayal kırıklığına uğradı. Bir Grand Slam final maçına sadece bir maç olarak bakmak ve yorumlamak bana göre çok anlamsız. Bu maçın ardında neler var? Hatta yıllar öncesinde neler var?.. Djokovic ile Nadal’ın çocukluğuna inmeye gerek yok tabii. Ancak bazı konuları konuşmak da anlamlı olur. Her şeyden önce Djokovic’in performansına şapka çıkartmak lazım. Yıllardır oyununu yenileme adına en çok koç değiştiren o. Şimdi yeniden eski koçuna dönerek, gelişmek adına çabaladığını tekrar tekrar gösterdi. Performansını yükseltmek için gastronomi uzmanları ile çalışan o. Dikkat ve mental hazırlıklar için dünyanın en iyi mentörleriyle çalışan o. Ee bu kadar çabaya bu kupa az bile. Nadal ise bu konularda daha tutucu. Bilimle ilimle yakınlığı yeterli değil ve dahası duygusal. Servisini geliştirmek daha yeni yeni aklına geliyor. Örneğin; forehand vuruşlarında çapraza topspin vuruş dışında neredeyse etkili vuruşu yok. Bugüne kadar bu eksiğini ekstra güç üreterek aştı. Ancak yaş da ilerledi. Artık doğal olarak eski gücünde olamıyor. Tenisi güç sporu sanması bence en büyük yanılgısı. O da geçen sezonda 6 ay sakatlık ve istirahatle geçirdi. Sonra birden korta inip fırtına gibi esti. Ama bu esintiler yıllar geçtikçe yumuşak meltem rüzgarlarına evirilince işin içine vuruş tekniklerini geliştirmek diye bir konu çıktı. Oysa Nadal bundan 3/4 yıl önce oyundaki vuruş çeşitliliğine vole ve servisi katmaya çalışsaydı bugünkü finalde çok daha keyifli ve heyecanlı bir sahne yaratabilirdi. Benim gibi tenis hastalarına da ilaç olurdu.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar