Seçime çeyrek kala
Yerel seçimler, genel seçimlere göre daha heyecanlı, daha dinamik geçer. Aday adayları seçimlere bir yıl gibi bir zaman kala kendilerini göstermeye başlar.
Adayı olacakları, kentlerin ve ilçelerin nabzını tutmaya çalışırlar. “Aday olursam oy verir misiniz”, “Adaylığım hakkında ne düşünüyorsunuz” diye sorarlar. Yaşadığım tecrübeden dolayı aldıkları cevabı ben size söyleyeyim. “Hayırlı olsun. Senden iyi aday mı bulacağız” derler. Aday adayımız yavaş yavaş havaya girmeye başlar.
Her semtin, her köyün, uyanık delileri vardır (Buca’daki Rambo gibi) Önlerine hangi aday çıkarsa çıksın onu başkanlık koltuğuna oturturlar. Aday adaylarının yanında Rambo gibi çok kişiler vardır. “Sen en güçlü adaysın”, “Senden başka adayla partimiz seçimi kazanamaz” derler. Kendileri de tatlı hayaller kurarak, meclis üyelikleri, başkan yardımcılıkları, hiçbir devlet deneyimi ve tahsili olmadığı halde çeşitli müdürlüklere talip olurlar. Aday adayları o kadar çok bu işe kendilerini kaptırırlar ki kendilerini başkan olarak görmeye başlarlar. Çevresi de bu işe kendilerini inandırmıştır. Bu aday adaylarının yüzde 99’u aday olacağını, partinin genel merkezinde, başkan yardımcılarıyla görüştüklerini söyleyip etrafındakileri etkilemeye çalışırlar. Bu ümit ve hayal, adayların açıklanacağı tarihe kadar sürer.
Aday adaylarından birinin adı açıklandığı gün, adayların arasına bomba düşmüştür. Biri sevinecek diğerleri üzülecektir.
Bugüne kadar adayın en yakınında olup, senden başka hiç kimse aday olamaz diyenler, arabasının kapısını açanlar, çoktan aday gösterilen kişinin yanına gitmişlerdir.
BİR TANESİ SEÇİLECEK
Bu olay gayet doğaldır. Böyle olması da gerekir. Aday adaylığı süreci hazırlık dönemidir. Kendisini kentine tanıtma, insanların isteklerini, kentlerin ihtiyaç ve vizyon projelerini hazırlama dönemidir.
Aday adayları arasından bir tanesi seçilecek ve partisini temsil edecektir. Gerçek yarış partilerin kesin adayları belirlendikten sonra başlayacaktır. Seçim zamanı maalesef tam bir curcunadır. Konvoylar, sesli araçlarla yapılan propagandalar, görüntü ve gürültü kirliliği hat safhaya ulaşır. Bu görüntüler halkı olumlu değil, tam tersine olumsuz etkiliyor.
Hastası olanlar, çocuğu uykuda veya gündüz uyuyup gece işe gidenleri bir düşünün. Bağırmak, çağırmak, gürültü ve kötü görüntü hiçbir şey getirmez. Hele karşı partinin adayını kötülemek, onun aleyhinde konuşmak çok yanlıştır.
DEMOKRASİ YARIŞI
Sen kendini anlat. Senin çantanda ne var? Düşüncelerin ve projelerin nelerdir? Vatandaşlarına ve kentine ne verebilirsin? Bence demokrasi yarışı böyle olmalıdır, görüntü ve gürültü kirliliğinle propaganda yaparak, bağırmakla, çağırmakla değil. Türkiye artık değişim içindedir.
İster yerel seçimler, ister genel seçimler olsun artık karalama değil fikir ve proje yarışması olarak geçmesi gerekir.
Avrupa birliğinde seçimler bu atmosferde gerçekleşiyor. İnşallah bizim ülkemizde de seçimler böyle geçer. Biz de demokrasinin, gelişmişliğin tadını almak istiyoruz...
- Son yazım...10 yıl önce
- Aday belirlenmesi10 yıl önce
- Teknolojinin faydaları ve zararları10 yıl önce
- Çözüm ve seçim10 yıl önce
- Zaman10 yıl önce
- Binali Yıldırım ve İzmir10 yıl önce
- İç savaşlar ve insanlar10 yıl önce
- Futbolda adalet10 yıl önce
- Sürücü kursları ve trafik kazaları10 yıl önce
- Tarihi eserler10 yıl önce