Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

2008 krizini tahmin eden ve karamsarlığı ile meşhur ekonomist Nouriel Roubini, geçen hafta verdiği bir demeçte yine iddialı açıklamalar yapmış.

Roubini’nin Alman Der Spiegel dergisine verdiği mülakatta “.. ABD’nin yeni seçilen başkanı Biden döneminde büyük silahlı ayaklanmaların ve siber atakların olabileceğinden endişe ediyorum. Çin ve Rusya’nın arkasında olacağı siber ataklar ve bilgi dezenformasyonlarının yaratacağı kargaşa ortamı, beyaz, milliyetçi Amerikalıların isyanlarına zemin hazırlayabilir” demiş.

Roubini’nin bu kabus gibi açıklamalarına geri döneceğiz.

Ama önce dünya nüfusunun sadece yüzde 4’ünü oluşturmasına rağmen, Kovid 19 salgını sırasında yerkürede vefat eden insanların yüzde 20’sinin kayıtlı olduğu, ABD’nin ekonomik ve sosyolojik görüntüsüne hızlıca bir göz atalım.

Kovid 19 ile mücadele için en fazla para harcayan ülkelerin başında, Amerika Birleşik Devletleri geliyor.

2020 de iki ayrı pakette 3 trilyon dolara yakın kaynağı, kamu bütçesinden ekonomiye ve hane -halkına aktaran ABD’de, yeni Başkan Biden’ın açıkladığı 1.9 trilyon dolar da eklenince, GYSH’nın yüzde 23’ünü tekabül edecek bir para Kovid’le mücadele için harcanmış olacak.

Bütçeden aktarılan kaynağın dışında, Fed'in sıfıra indirdiği faizi ve her ay 120 milyar dolarlık yaptığı tahvil alımları ile 1 yıldan kısa süre içinde piyasaya 3 trilyon dolarlık likidite aktardığını da unutmayalım.

Ancak bu kadar büyük ekonomik ve parasal desteğe rağmen Amerika’da işler yolunda gitmiyor.

Sadece 400 bin kişinin hayatını Kovid 19’dan kaybetmesinden bahsetmiyorum. İşsizlik ve gelir dağılımındaki uçurumun iyice artmış olması, Kovid 19’un yarattığı sarsıntının çok daha şiddetli hissedilmesine yol açıyor.

Birkaç istatistik ile durumu biraz daha açayım.

Kovid 19 salgını sırasında ABD’de yaklaşım 10 milyon kişi işini kaybetti. Mayıs aylarında yüzde 13’lere çıkan işsizlik yıl sonunda yüzde 6.7’e kadar indi. Ancak bu rakam bile 2020 başındaki ortalama işsizlik oranının neredeyse 2 katı.

Ancak sorun yüzde 6.7’lik işsizlik oranında değil.

Geliri 27 bin dolardan daha az olan, düşük gelirli Amerikalılarda istihdam oranı, salgın sırasında yüzde 21 azalmış. Bir başka ifadeyle en alt gelir grubunda olanların salgın sırasındaki iş kayıpları, ABD ortalamasının 3 katından daha fazla olmuş.

ABD İstatistik Enstitüsüne göre, ABD’de 30 milyon kişi, son 1 hafta içinde 1 ya da 1 den fazla gün yiyecek yemek bulamamış. Bu ABD’de 18 yaş üstü nüfusun yaklaşık yüzde 13’üne tekabül ediyor. Salgın sırasında yani son 1 sene içinde, ABD’de açlık sınırında yaşayanların sayısı yüzde 28 artmış.

Aynı enstitünün bir başka istatistiğine göre ise ABD’de kira ya da mortgage ödemesi bulunan hane halkının üçte biri ( yanlış okumadınız, yüzde 35’i) ödemelerini geciktirdiğini ve 2 ay içinde evinden tahliye edilebileceğini bildirmiş.

Bu dramatik istatistiklerin yanında eş zamanlı oluşan aşağıdaki istatistiklere de hızlıca bir bakalım.

ABD’de salgın sırasında işsizlik bir önceki yıla göre 2 katı artarken, geliri 60 bin dolardan daha fazla olan yüksek gelir grubundaki Amerikalılarda, aynı dönemde istihdam yüzde 2.1 artmış. Evet azalmamış, artmış.

Fed’in piyasalara boca ettiği likidite sayesinde, ABD hisse senedi borsalarında geçen sene ortalama yüzde 20 artış yaşandı. Hisse senetlerinde yaşanan bu ralli, Amerikalı yatırımcıları da memnun etti. Ancak bu refah artışı Amerikalılar arasında eşit dağılmadı. ABD’de hane halkı olarak hisse senetlerine yapılan yatırımın büyüklüğü 14 trilyon dolar. Yüzde 20’lik artış kabaca 2.8 trilyon dolar yapar. Ancak sorun şu ki ; hane halkının yaptığı 14 trilyon dolarlık hisse senedi yatırımın yüzde 90’ı , en yüksek yüzde 20’lik gelir grubuna ait. Yani yüzde 20’lik artış en zengin yüzde 20’ye gitmiş.

Kapitalizmin kalesi, dünyanın 1 numaralı askeri ve ekonomik gücü Amerika Birleşik Devletleri’nde Kovid 19’un bıraktığı hasarın özeti şu ; zengin daha zengin, fakirse daha fakir olmuş.

Şimdi gelelim felaket tellalı Roubini’ye…

Gelir dağılımı adaletsizliği bu kadar bozulmuşken,

30 milyon insan yiyecek yemek bulamazken,

Irkçılığın yeniden yükselişe geçtiği bir ortamda,

Facebook’un, Twitter’ın “adalet dağıttığı”

Amazon’un “bisikletli kurye ile istihdam sağladığı”

Google’ın Apple’ın “rica minnetle vergi verdiği” bir sistemde

Maalesef önümüzdeki 4 sene de ya da daha sonrasında, ABD için ya da dünyanın bir çok sıkıntılı ülkesi için toplumsal patlama, isyan, ayaklanma, siber atak, kaos gibi tahminler yapmak için Roubini olmaya gerek yok.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar