Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Birleşik Krallık için, özellikle de Londra için, finans sektörünün önemini herkes bilir.

Finanse sektörü tek başına, Bütçe gelirlerinin yüzde12’sini sağlar. 2019 yılında finans sektörünün Britanya ekonomisine katkısı, 130 milyar Pound, bir başka ifade ile GSYH’nın yüzde 7’si. Finans sektöründe, 450 bini Londra’da olmak üzere, 1.1 milyon insan çalışmakta.

Ancak Londra’nın ve tabii Britanya’nın, dünyaca kabul edilen finans merkezi ünvanı, bu ara ciddi tehdit altında.

Bir yandan Brexit diğer yandan Covid’in vurduğu Londra’da, finans şirketlerine yapılan alım satım işlemlerinin toplam değeri, ocak ayında geçen yıla göre yarı yarıya düşerek, 8.6 milyar Euro’ya gerilemiş. Eş zamanlı olarak, Avrupa’nın yükselen yıldızı durumundaki Amsterdam’da gerçekleşen finansal kontratların toplam alım satım miktarı ise, geçen yıla göre 3 katına çıkarak 9.2 milyar Euro olmuş. Böylece Amsterdam, Londra’yı geçerek, Avrupa’nın en fazla trading/alım satım yapılan merkezi olmuş.

Fintech yatırımları da Londra’dan kaçabilir.

Brexit sonrası, Londra’nın finans merkezi melekelerini taşıyabilmesi için İngiliz Hükümeti büyük bir çalışma başlatmış durumda.

Ancak geçen hafta, FTSE endeksine dahil mobil ödeme sistemleri üzere çalışan WorldPay şirketinin Yönetim Kurulu Balanı Ron Kalifa’nın medyaya yaptığı sunum, İngiltere için finans sektöründe yaşanacak sorunların Brexit süreci ile sınırlı kalmayacağını ortaya koydu.

Kalifa’nın raporunda önce “Fintech” olarak adlandırılan, finansal hizmetlerin geleneksel yöntemler yerine ileri teknoloji ile sunulmasını hedefleyen, yenilikçe sektörün Londra için önemi vurgulanmış.

2016-2020 yılları arasında Londra’ya, fintech yatırımı olarak 36.7 milyar dolar para girmiş. Londra şehirler sıralamasında, en fazla fintech yatırımı alan 5. ve Avrupa’da ilk 10 girebilmiş tek şehir.

Londra’da fintech çatısı altında, finans sektörünün içinde çalışan insan sayısı 60 bin. Fintech yatırımlarından ülke ekonomisine yıllık katkı ise 7 milyar pound. Londra merkezli fintech sektöründen çıkan oldukça başarılı örnekler arasında; Wise, Manzo Bank ve Revelout gibi yeni bankacılığın temsilcileri olan ve milyar dolarlık değerlemelere ulaşmış şirketler var.

Birleşik Krallık, Londra’nın Fintech seköründe, Avrupa’daki liderliği yakalaması için şimdiye kadar 4.1 milyar dolarlık yatırım yapmış. Girişim Sermayesi ( Venture Capital) firmalarına ortaklık ve hibe anlamında verilen 4 milyar dolarlık destek, Avrupa’da diğer bütün ülkelerin verdiği desteğin nerede ise yarısı.

Ancak WorldPay’in raporunda belirtildiği üzere, Londra’nın Avrupa’da Fintech sektöründe kurduğu bu üstünlük, Asya ülkeleri ve ABD tarafından ciddi şekilde tehdit ediliyor.

Nasdaq , Fintech yatırımcıların ilk tercihi

Raporda , Londra’da 10 -15 sene önce fintech sektöründe kurulmuş girişim sermayesi şirketlerinin artık büyüyüp halka arz sürecini geldikleri ancak bu şirketlerin kurucularının büyük kısmının İngiliz olmaması, sön dönemde fintech alanında gelen halka arzlarda, ABD’deki NASDAQ borsasının % 40 tercih sebebiyken, Londra Borsasının sadece % 5 oranında tercih edilmesinin, İngiltere için büyük risk yarattığının altı çiziliyor.

World Pay’in hazırlayıp İngiliz Hükümetine sunduğu “ Fintech şirketlerinin İngiltere’de kalması için yapılması gerekenler” listesinde şu maddeler var:

- İngiltere’deki emeklilik fonlarının da yatırım yapabileceği bir “fintech büyüme fonu” kurmak. Bu fon İngiltere dışındaki büyük fonlara ya da yatırımcılara, çok erken satış yapma durumunda kalan ve henüz emekleme döneminde olan fintech start-up’larına yatırım yapabilecek.

- İngiltere genelinde 10 ayrı bölgede, ayrı konu başlıklarına göre ayrışmış fintech küme/merkezleri kurmak.

-Londra Borsa’sında fintech şirketlerinin yatırımcı çekebilmesi için özel endeksler oluşturmak

-Londra Borsa’sında arz edilmek için aranan minimum halka açıklık oranı şartını, teknoloji hisseleri için yüzde 25’den yüzde 10’a çekmek.

- ABD’de olduğu gibi İngiltere’de de yüksek kar ve büyüme gösteren fintech şirketlerin çoğunluk haklarını satmak durumunda, şirketin kontrolünü kendilerinde bırakacak“ özel hisse” tutabilme formülünü getirmek.

Londra’nın nefesi bu yarışa yetecek mi?

Ezberler bozuluyor, kaleler yıkılıyor, yeni normlar hayatımızın değişmez parçaları haline geliyor.

Brexit’ten minimum yara ile çıkmaya çalışan Britanya, geleneksel finans sektöründe Avrupa ile paylaşmak zorunda kalacağı liderlik pozisyonu, fintech ile yeniden zirveye taşımaya çalışıyor.

1600’lerde Amsterdam ve Venedik’ten devraldığı, “Avrupa’nın Finans Merkezi” ünvanını, bugünlere kadar taşıyan Londra, Brexit sonrasında yeni bir rotanın peşinde.

Fintech’in merkezi olan Soho’dan çıkaracağı yeni devlerle Avrupa’ya “Beni asla yakalayamazsın “, Atlantik’in diğer tarafındaki en büyük rakibi New York’un borsalarına ve Batı ucundaki Silikon Vadisi’ne de “ Ensenizdeyim” demek, için atılım içinde.

Bakalım Covid’in ağır hasar vurduğu, Brexit sonrası renkleri bir miktar solan Londra’nın nefesi bu yarışa yetecek mi?

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar