Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Bu yaz "rap" furyası eserken ben de bangır bangır “Pop müzik” diyordum.

Tabii birçokları bana “Sen eskide kaldın”, “Küf kokuyorsun”, “Nerede yaşıyorsun. Ne popu” dedikçe dedi. Ancak demeye devam etsinler ben hala “pop” diyorum.

Ve şu ara bana laf söyleyen birçoklarının da “Mod”u pop diyorum.

Söz ve müziğini Mustafa Sandal’ın yazdığı, Zeynep Bastık ile birlikte düet yaptığı şarkısı “Mod” ortalığı kasıp kavuruyor farkında mısınız?

Herkeslerin dilinde, birçoklarının story'sinde.

Yani kusura bakmayın ama “2019'da pop müzik öldü” diyenlere Hızır gibi yetişti ve hatta güzel bir kapak oldu.

Mustafa Sandal’da benim gibi “Pop ölmez” diye düşünmüş olacak ki, yaz boyu “Rap müzik furyası var. Pop öldü” diyenlere yanıt olarak “Mod”u yazıvermiş.

Hatta yetmemiş bu senenin pop yıldızı Zeynep Bastık’ı koluna takıp herkese pop şarkısı dinletmeye başlamış.

Daha ne olsun.

Her zaman söylüyorum.

Pop müzik ölmez. Önemli olan iyi ve güzel bir şarkı yakalamak.

Dile dolanmasını sağlamak.

İstemek ve bunu da yapmak.

İsteyince olurmuş demek.

Zamanında zirveye çıkan, dile dolanan şarkılar yapan Mustafa Sandal, bir kez daha yapılanı yapmak için çalışmış.

Hatta “Mod” tam bir 90’lar şarkısı.

İzellerin, Yonca Evcimiklerin söylediği şarkıları andırıyor. O yüzden de kısa sürede sarıp sarmalıyor.

Malumunuz hala 90’lardaki şarkılar çalınıyor, dinleniyor.

90’ların şarkılarını çalan mekanlar tıklım tıklım. İnsanlar eski şarkılarda kendilerini buluyor.

“Mod”un da başarısı kesinlikle 90’ları aratmaması.

*

Sempatiklik kazandı

Tamam Mustafa Sandal’ın “Mod” şarkısı güzel.

Eyvallah.

Ama peki sempatiklik olmasa neye yarar?

Mustafa Sandal müzik dünyasına ilk girdiği günden bu yana her zaman sempatik tarzını yaratmış, farkını ortaya koymuş özel bir isim.

Keza Zeynep Bastık’ta hem sesi, hem şarkılarındaki yorumları ile dikkat çeken bir isim. Ama ya sempatik olmasaydı.

Tabii sempatiklikte araya girince bingo.

İki güzel enerji bir araya gelince ortaya harika bir çalışma çıkmış.

*

Nedir bu acımasızlık? Nedir bu kin, nefret

Çağla Şıkel, YouTube kanalında “Mini etekle frikik vermeden nasıl oturulur?” videosu yayınladı.

Ben de izledim.

Hatta izledim ve geçtim.

Her hangi bir kötü niyet aklımın ucundan geçmediği gibi başka hiç bir şey de aklıma gelmedi.

Ama Arto’nun gelmiş.

Hem de hemen gelmiş ve “Oturup kalkmayı öğreteceğine, TV'de memelerini 70 milyona göstermemeyi öğretsin” diye yazmış.

Tövbe ki ne tövbe.

Ben tamamen unutmuşum o olayı.

Ki o olaydan sonra Çağla Şikel’in nasıl kahrolduğunu, üzüldüğünü ve sonrasında nasıl ağlayarak açıklama yaptığına hepimiz şahidiz.

Yani insanlık hali herkesin başına gelebilecek bir kaza yaşadı Çağla Şıkel.

Bu çok belliydi.

Neyse yani sonuçta bunun yeniden gündeme gelmesi, hatırlatılması ya da böyle bir videodan sonra akıllara gelmesi tuhaf değil mi?

Neden bu kötülük?

Neden bu kin, nefret?

Neden insanlar birbirinin canını acıtmak için bu kadar uğraşıyor?

Neden?

İnanın hiç aklım almıyor.

Arto’ya mesela ne kazandırdı öyle yazması?

Ha şu an Arto’dan bahsediyoruz.

Ya da unuttuğumuz görüntüyü yeniden hatırladık.

Bu mu yani amaç?

Ne saçma!

Tabii Çağla Şıkel, o olayın üzüntüsünü hala yaşıyor. Bunun üzerine de Arto’ya 1 milyon liralık tazminat davası açmış. Hatta uzaklaştırma kararı çıkartmış.

İşe yarar mı bilinmez. Çünkü insanın kalbidir, yüreğidir sonuçta.

Bu dava sonuçlansa ne yazar?

Yazık…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar