Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Kemal Kılıçdaroğlu’nu bir lider, iyi bir siyasetçi, güçlü bir siyaset figürü olarak göremediğimi bu köşenin okurları gayet iyi bilir.

Ama bu Kemal Kılıçdaroğlu’nun haksız yere suçlanmasına, hakketmediği bir biçimde karalanmasına seyirci kalacağım anlamına da gelmez.

Bundan üç dört yıl kadar önce iddia o dönem adı Sosyal Sigortalar Kurumu olan sosyal güvenlik sistemini batma noktasına getirenin Kemal Kılıçdaroğlu değil, Süleyman Demirel ve Tansu Çiller olduğunu yazdım.

Doğru Yol Partisi’nin seçim vaatlerinden olan erken emeklilik projesinin SSK’da büyük bir delik açmasıydı zararın sebebi.

Z kuşağının anlaması açısından anlatayım.

Herkes farkındadır, bugün de EYT diye bir sorun var.

Emekli olduğu halde, yaşı genç olduğu için emeklilik maaşı bağlanmayan kalabalık bir kitle.

Bu gruptaki vatandaşlarımız prim yatırma günü olarak emekli olmaya hak kazandıkları halde, devlet kendilerine maaş bağlamıyor çünkü yaşları emeklilik sınırının altında.

Devlet bu kadar erken emekli olan kişilere maaş bağlanırsa uzun sürecek maaş ödemesi nedeniyle sosyal güvenlik sisteminin çökeceğini düşünüyor.

Bu yüzden de on binlerce kişiye emekli oldukları halde maaşlarını bağlamıyor.

“Emeklilikte Yaşa Takılanlar” diye bir grubun varlık sebebi bu.

Hükümet diyor ki, ben bunları erken emekli edersem sistem batma noktasına doğru gider. Etmeyeceğim”

Şimdi yarın öbür gün, seçime doğru iktidar partisi sıkışır ve siyasi nedenlerle erken emekliliğe yeşil ışık yakarsa ve buna bağlı olarak da hükümetin öngördüğü gibi Sosyal Güvenlik Kurumu büyük zarar etmeye başlarsa bunun sorumlusu adını dahi bilmediğimiz SGK Genel Müdürü ya da Başkan Vekili mi olur yoksa bu kararı alıp, SGK’ya kararı uygulamaktan başka yetki bırakmayan hükümet mi?

Üstelik bugün de sosyal güvenlik sistemi, özellikle sağlık harcamaları nedeniyle büyük açık veriyor.

Ama Anayasamızda da belirlenen sosyal devlet olmanın bir gerekliliği olarak bu açık Hazine tarafından düzenli olarak kapatılıyor.

Mesela SGK’nın 2019 yılı bütçe açığı bir önceki yıla göre yüzde 163 artarak 41,5 milyar TL, aynı yıl Hazine’den SGK’ya aktarılan miktar ise 185,3 milyar TL olmuş.

Suçlu Başkan mı?

Tabii ki, değil.

İstihdamı azaltan, kayıt dışı istihdamı arttıran, Suriyeli işçicilerin kaçak olarak çalışmasına imkan tanıyan o değil sonuçta.

O karar verilmiş politikaların uygulayıcısı, belirleyicisi değil.

Yani diyeceğim o ki, Kemal Kılıçdaroğlu’na bin türlü beceriksizlik suçlaması yöneltebilirsiniz. Bunların pek çoğunda haklı olma ihtimaliniz de yüksektir.

Ama SSK’yı batıran adam diyemezsiniz.

SSK’nın nasıl battığını öğrenmek istiyorsanız, şimdilerde Ak Parti mahfillerinde sık sık görülen Tansu Çiller’e sorabilirsiniz!

Cevap verir vermez onu bilemem.

NOT: Merak ettim baktım. SGK Kurum Başkan vekili İsmail Yılmaz’mış. 1971 Yozgat doğumlu Yılmaz, Bursa Gemlik İmam Hatip Lisesi’ni ve ardından 9 Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirmiş.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar