Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

İstanbul’un 3. havalimanının hizmete girmesiyle birlikte Türkiye’ye neler kazandıracağı merak ediliyor ve beklentiler de doğal olarak yüksek. Başta havalimanının işletmesini yapacak firmalar olmak üzere Türk Hava Yolları (THY) ve diğer şirketlerimiz de 2018 sonrasında havacılık sektörümüzün yeni havalimanıyla nasıl bir gelişme kaydedeceğini tahmin etmeye çalışıyor. Bu amaçla yapılmış bir rapor var ve kısa süre önce Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan’ın katılımıyla kamuoyuna açıklandı. Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) tarafından hazırlanan rapor, Sinan Ülgen, Ahmet Kasım Han, Mithat Özbek ve Ayşe Deniz Lokmanoğlu imzasını taşıyor. EDAM uzmanları, İstanbul’un yeni havalimanının (İYH), tahmin edilen 10.25 milyar Euro yatırım maliyetiyle Türkiye Cumhuriyeti tarihinin tek kalemde yapılan en büyük altyapı yatırım projesi olma özelliği taşıdığı notunu düşerek pozitif bakan, risk taraflarında fazla gezinmeyen, özellikle yolcu sayısı artışının detaylarını ve yolcu profilini irdelemeyen bir rapor hazırlamışlar.

Evet, İYH tamamlandığında 150 milyon yolcu kapasitesine ulaşması bekleniyor. Tüm etapları bitirildiğinde kapasitesinin 200 milyona kadar genişletilmesi de mümkün. Ama buralara gelebilmek için “Riskler nedir, İYH’yi nasıl bir gelecek bekliyor” sorularına da cevap bulmadan bir etkileşim hesabı yapmak zor. Hatta havacılık sektöründeki noktadan noktaya (point to point) uçuşlarla, belli merkezlerden (HUB) topla-dağıt uçuşlarının tahlili de şart. İki binli yıllarda iki katlı, jumbo jet Airbus 380’in HUB’lar arası taşımacılığa katkısından hareketle çok satacağı umuluyordu. Bugün durumu iç açıcı değil. Boeing ise noktadan noktaya uçuşların ağırlık kazanacağı stratejisinden yola çıkararak kompozit gövdeli 787 modelini geliştirdi, Airbus’ın aksini savundu ve haklı çıktı. Dolayısıyla 2012 rakamları baz alınarak yolcu profili yapılmadan hazırlanan ekonomik etki raporunun üzerinde biraz daha çalışılması gerekir.

EN KIYMETLİSİ DIŞ HAT YOLCUSU

EDAM’ın raporu sektör için önemli bir çalışma olmuş. Gayet temiz ve metodolojisi doğru, anlaşılır. Ancak yolcu artışlarının milli gelire, istihdama katkısının toplam yolcu rakamları üzerinden yapılmış olması soru işaretleri içeriyor. Halbuki çeşitli çalışmalar giden ve gelen 1000 (bin) yolcu için bir direkt, bir de dolaylı katkısına dikkat çekiyor. Dolayısıyla toptancı bakışla, transit yolcunun milli gelir ve istihdama az olan katkısı atlanmış. Trafik tahmini için 2012 yılının baz alınması sebebiyle de ilginç rakamlar söz konusu. İyimser tahminle 2025 yılında 120 milyon yolcuya ulaşılacağı varsayımıyla ekonomiye etkisi hesap edilmiş. 2025 yılı itibarıyla 35 milyon 532 bin 180’i iç hatlar, 84 milyon 891 bin 344’ü dış hatlar, toplam 120 milyon 423 bin 524 yolcuya hizmet verilmesi öngörülüyor. Halihazırda TAV Holding’in işlettiği Atatürk Havalimanı’nı, küsuratları dikkate almazsak geçen yıl 60 milyon yolcu kullandı. Dağılımı da şöyle: 20 milyonu iç hat gelen-giden, 20 milyonu dış hat gelen-giden ve 20 milyon yolcusu da transit. Yani dıştan gelip dışa giden.

NİCELİK DEĞİL NİTELİK ÖNEMLİ

Fakat 20 milyon transit yolcu, gelen ve giden olarak 2 defa sayıldığından aslında dikkate alınması gereken rakam 10 milyon yolcudur. Transit yolcu en az harcama yapan olduğu için hesapları da buna göre yapmak gerekir. Havalimanlarının en önemli yolcusu dış hat giden-gelen yolcusudur. Kıymetlisi gidendir. Ekonomik olarak katma değerli yolcu bu kısımdadır. Ancak 20 milyonluk dış hat yolcusunda da yarısını, sadece geleni dikkate almak icap ediyor. Çünkü duty free mağazalarından alışveriş oranı azdır, ancak şehirde harcama yapacağı için ekonomiye katkısı elbette vardır. Mesela 2016 yılındaki 19 milyon dış hat yolcusu olan Atatürk Havalimanı’nın 2000’li yıllarda yaklaşık 8 milyon dış hat yolcusu vardı. 16 yılda sadece 11 milyon artmış. Üstelik Türkiye’de havacılık sektörünün iki haneli büyüdüğü bir dönemde bu kadar artış yaşandı. Neticeye gelirsek, İstanbul’un yeni havalimanı için asıl mesele, bugün önemli oranda düşmüş olan dış hat yolcusunu artırmak olacaktır. Bu yolcu artmazsa bahsedilen ekonomiye etki rakamlarına yaklaşmak söz konusu dahi olamaz.

Türkiye’nin geçen yıl yaşadığı sorunlar sebebiyle THY’nin transit yolcusu % 70 seviyesine çıktı. Diyelim ki bu trend devam edecek. Bu durumda transit yolcu sadece THY’ye yarar o da belli ölçüde olur. THY’nın istihdamını artırır, ama Türkiye ekonomisine ve istihdamına katkısı dolaylı yoldan, THY üzerinden ve az olacağı için EDAM raporu verileriyle örtüşmez.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar