Seyircisiz TEKNOFEST olur mu?

İlk ikisi İstanbul’da yapıldığında ortaya çıkan ilgi şaşırtıcı olmuştu. Çünkü içinde çok fazla unsuru barındırdığı için 7’den 77’ye herkesin dikkatini çekmişti. Herkesin merakına hitap eden teknoloji festivaliyle de Türkiye böylece tanışmış oldu.

İstanbul ile sınırlı kalması istenmediği için Anadolu’ya açılma kararı da çok yerinde. İlki de Gaziantep’te yapılıyor. Fakat ne yazık ki korona virüs sebebiyle halkın katılımı olmadan gerçekleşiyor. Ancak yine de projelerin değerlendirildiği salonlar ilk gün kalabalık ve yoğundu.

Dün TEKNOFEST’i gezerken seyircili mi, yoksa seyircisiz olması mı daha iyi sorusunu da kendime sordum. Açıkçası halka açık olsaydı öğrencilerin yarıştıkları projelere bu kadar detaylıca bakma, inceleme şansım olmayacaktı. Çünkü iki TEKNOFEST’te ilgi alanım dışındaki projelere çok fazla odaklanamamıştım. Bu defa lise, üniversite ve serbest kategoride yarışan mezunların çalışmalarına, fikirlerine, onlardaki ışığa ben de kendimi kaptırdım.

Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST ile hedeflenen gençlerin içindeki kabiliyetlerin ortaya çıkması, ben de yapabilirim öz güvenlerini kazanması. Zaten güzel projelerle başvuranlara türlü desteği T3 Vakfı sağlıyor. Projeler için malzeme alıyor veya para veriyor. Ulaşım giderleri karşılanıyor. Atölye çalışmalarına destek olunuyor. Böylece adeta geleceğe tohum atılıyor.

Ancak bu çalışmaların, keşfedilen beyinlerin bir noktadan sonra daha farklı bir evreye geçmesi için sanayi ile irtibatlanacak tasarım ofislerine, teknoloji geliştirme merkezlerine dönüşmesi için de artık kollar sıvazlanabilir. Türkiye'nin bilim ve mühendislik alanlarında ihtiyaç duyduğu insan kaynağı hem de rekabetçi bir şekilde TEKNOFEST dokunuşuyla, katkılarıyla önemli oranda çözülebilir.

Bir başka detay ise “Milli Teknoloji Hamlesi” sloganının şu an içi doldurulamıyor. Hamaset daha ön planda. Yaptık, ettik, millileştirdik denen birçok ürünün temeli, uçları, nitelikli malzemeleri halen daha dışarıda. Biz halen daha kesilen faturalar üzerinde yerli ve milli hesabı yapıyoruz. Hamaseti, illüzyonu bırakıp gerçeğe dönersek TEKNOFEST ile keşfedilen ve kabiliyetleriyle bir kenarda bekleyen genç nesil için daha faydalı işler üretebiliriz.

Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde, Türkiye'nin önde gelen savunma ve teknoloji şirketleri ile kamu kurumlarının desteğiyle TEKNOFEST insanımıza dokunuyor. Bu dokunuş Gaziantep’teki 3 organizasyonla farklı bir yere taşınacak gibi görünüyor. Çünkü T3 Vakfı bu sene gençlere yapay zeka ile ilgili sürprizler de hazırladı. Yani çıta yükseliyor. Bu sebeple çıta yükseldikçe, gerçeğe daha fazla dokundukça özellikle kamuda yerli ve milli hamaset de kendiliğinden azalacaktır.

Gençlerin milli teknoloji geliştirmeye ilgileri bu festivalle artık belli seviyeye getirildiği için sonrasının organize edilmesi gerekiyor. Bu da hamasetle olmuyor. Her şeye kamunun el atmasıyla hiç olmuyor. Başarıyı destekleyecek, bilimi önceleyecek yeni bir anlayış ortaya konursa birkaç yıl sonra TEKNOFEST’in ektiği tohumlardan toplamaya yetişemeyeceğimiz kadar başak çıkabilir.

Cezeri TEKNOFEST’te ilk uçuşunu yapacaktı!

Selçuk Bayraktar’ın kısa süre önce ilk test uçuşunu paylaştığı Baykar Savunma’nın geliştirdiği “Cezeri Uçan Araba” Gaziantep’te TEKNOFEST’in sürprizi olması için plan yapılmış. Burada halkın önünde uçuşlar yapması istenmiş, ancak korona virüs yüzünden festivalin kapsamı daraltılınca Cezeri de Gaziantep’e gelememiş.

Fakat TEKNOFEST için İstanbul’dan Gaziantep’e doğru Türk Hava Yolları ile yol alırken, Selçuk Bayraktar çok ilginç bir şeye işaret etti. Cezeri dış dünyada çok fazla haber olmuş. Ciddi oranda atıf yapılmış, geleneksel ve sosyal medyada haber olmaya da devam ediyormuş. Selçuk Bayraktar, bu ilgiye şaşırdığını söyledi. Öyle ki, Bayraktar İHA ve son gözde Akıncı İHA’dan daha fazla dikkat çekmiş.

Ben Cezeri’nin dış dünyada Türkiye algısına müthiş katkı sunacağını daha önce yazmıştım. Çünkü Cezeri direkt insana dokunuyor. Hayal kurduruyor. İnsanlığın hayallerini süsleyen bir teknoloji geliştirmek , o yolda çalışmak gerçekten çok önemli. Cezeri Türkiye’nin teknoloji puanını yukarı çekmeye devam edecektir. Belki Cezeri benzer projelerde olduğu gibi bugünden yarına hizmete girmeyecek, yenilikleriyle, varlığıyla adından söz ettirecek, ama Türkiye’de geliştirilen ve geliştirilmekte olan ürünlere güven aşılayacak, değer katacaktır.