Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Birazda sektördeki gelişmelerden bahsedeyim ki, yenilebilir enerjinin ehemmiyete daha iyi anlaşılsın. Türkiye’nin güneşten elde ettiği enerji miktarı son 5 yılda 26 kat artmış. 2019’da güneşten elde edilen enerjiyle 4,1 milyon hanenin tüketimi karşılanmış. Rakamlar şöyle;

2015’te 249 MW,

2016’da 832 MW,

2017’de 3 bin 420 MW,

2018’de 5 bin 60 MW,

2019’da 5 bin 995 MW

2020’de 6 bin 500 MW. (Tahmini.)

2020 Mayıs’ta güneş santralleri toplam elektrik üretiminin yüzde 5,6’sını karşılayarak aylık bazda rekor kırmış. Ayrıca Türkiye hâlihazırda güneş enerjisi kurulu gücünde Avrupa’da 7’nci, dünyada 13’üncü sırada yer alıyor. Güneş santrallerinin ilk kurulduğu günden bu yana, bu alanda en çok ilerleme kaydeden Avrupa’da 3’üncü, dünyada ise dokuzuncu sırada bulunuyor. 2019 tamamında ise ülkemiz elektriğinin yüzde 62’si yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretilmiş. 2020 Temmuz sonu itibariyle yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminin payı yüzde 49,2’ye yükselmiş.

Yenilenebilir enerji kurulu gücü de 46 bin 679 megavata olmuş. Toplam kurulu güçteki payı yüzde ise 50,3 oldu. Türkiye, orta ve uzun vadeli stratejilerle yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik kurulu gücünün toplam kurulu güce oranının yüzde 59’dan yüzde 65 seviyesine yükseltmeyi hedefliyor.

Peki, bu hedefe nasıl gideceğiz?

Yol haritasında milli, yerli şirketler var mı?

Yoksa yabancı şirketlerin ülkemizde oluşturduğu lobiler, kulisler ve hatta derneklerle pazarladıkları ithal ürünler mi varacağız? Doğru düzgün denetim mekanizması olmadan ithal ürünlerin ‘Yerli Malı Belgesi’ ile millileştirildiği yöntemlerle mi enerji sektörümüzü geliştireceğiz?

Ey Türk bürokrasisi! Türk mühendislerinin tasarımlarıyla, milli ve özgün ürünlerle bu yolculuğa ne zaman hazır olacaksın?

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar