Savunma ve havacılıkta geri mi gidiyoruz?
Defence News dergisi dünyanın en çok ciroya sahip savunma ve havacılık şirketlerini her yıl açıklıyor. Tabii hangi şirket burada yer almak istiyorsa veya dergi hangi şirketlerini bilanço bilgilerini temin edebiliyorsa onları sıralamaya tabi tutuyor. Bazı şirketler de bu sıralamadaki yerlerine göre kendilerini anlatacak bir kriteri elde ediyorlar.
Bu listeyi büyük firmaların pek dikkate aldığını sanmıyorum. Hatta geçen yıl ilk defa 7 Türk şirketi listeyi girince her tarafta haber oldu. Doğal olarak övgüler dizildi. Geçen yıl listeye giren şirketlerden birinin genel müdürüyle konuştuğumda bana aynen şunları söyledi:
“Bizim şirketi de hatta iki hariç diğerlerini de çok önemseme. Çünkü listeye girebilmek için biraz gayret sarf ettik. Biz ciromuzu inşatlarla büyüttük. Diğerleri de birbirlerine fatura keserek bilançolarını yükseltip, listeye girdiler. Gelecek yıl bizim şirket kesin ilk 100’e giremez. Büyük ihtimalle diğerleri de giremez.”
Genel müdürün dediği gibi oldu. Kendi şirketi dahil 5 şirket ilk 100’e giremedi. Peki geçen yıl bilanço makyajıyla ilk 100’e 7 şirket sokmaktaki amaç ne idi? Defence News’in ilk 100’ünde yer almasına rağmen özel bir Türk şirketi adının duyurulmasını istememişti. Yani aslında 8 Türk şirketi girmişti, ama galiba bu makyaj tartışması sebebiyle çekinmişti.
Şimdi neden Türk şirketleri geri düştü sorusuna nasıl cevap verilecek bilmiyorum. Ama 2020’de Covid-19 salgını vardı, şu oldu, bu oldu onun için ilk 100’deki şirket sayısı düştü argümanı doğru değil. Salgın herkesi için vardı. Asıl mesele bu listeyi reklam ve algı amacıyla kullanmak üzere yola çıkanların yaptıkları yanlışın ne kadar farkında olduklarıdır. Çünkü Türkiye’nin savunma ve havacılık endüstrisi gelişirken, ilerlerken bu algı operasyonu sanki geri gidiyormuşuz gibi duruma sebep olacaktır.
Ayrıca 100 şirketin büyük çoğunluğu ABD’li. İlk 10’daki şirketler yaklaşık 300 milyar dolarlık gelirleriyle geriye kalan tüm savunma ve havacılık şirketlerinden daha büyük. Ve çoğunluğu rekabetçi, savunma ve havacılığını öncü şirketleri. Türkiye’de ise henüz savunma sanayinde doğru model bulabilmiş değiliz. Aselsan 500’e yakın ürün yapıyor, ama özel sektör şirketlerine böyle bir fırsat verilmiyor. Türkiye’de kamu eliyle ve çok pahalıya savunma sanayi şirketi büyütülüyor. Özel sektörün önü açılıp, rekabete fırsat verilirse bu listeye gerçek anlamda şirketler sokabiliriz.
Gelelim 2021’in ilk 100 şirketi arasındaki iki şirketimize; Aselsan 48 ve TUSAŞ 68’nci olmuş. Listeden düşenler ise BMC, Roketsan, STM, FNSS ve Havelsan. Aselsan 2019’da 2 milyar 172 milyon dolar olan cirosunu 2020’de 2 milyar 311 milyar dolara yükselterek yerini korumuş.
Listenin ilk 10’ununda 6 ABD, 3 Çin ve bir tane de İngiltere’den şirket var. İlk 10’da şirketlerin toplam geliri yaklaşık 300 milyar dolar. İlk 3’teki şirketler de şunlar; Lockheed Martin, Raytheon Technologies ve Boeing. İlk 100’deki Aselsan ve TUSAŞ’ın toplam geliri takriben 3 milyar 800 milyon dolar.
Kısacası savunma ve havacılıkta fena gitmiyoruz, ama listelere girmek için garip davranıyoruz. 2019’de 7 şirketi listeyi sokup, 2020’de beşini düşürmeyi başarmışız!
- Oreşnik engellenemez mi?8 dakika önce
- Siber Güvenlik için önemli adım!3 gün önce
- Eurofighter ve Bayraktar TB2 yarışı!4 gün önce
- Uçakta istenmeyen 7 yolcu tipi…5 gün önce
- Turkcell'i zarardan Ukrayna kurtarmış!1 hafta önce
- THY'ye Trump'ın etkisi nasıl olacak?1 hafta önce
- Yenilenebilir enerjiyle ne kadar bağımsız olabiliriz?2 hafta önce
- Türkiye Kart ve Troy2 hafta önce
- THY ve Pegasus engelli dostu değil mi?2 hafta önce
- İstanbul iki güzel eser kazanmak üzere…2 hafta önce