Hücre hücre çoğalan biz olsak....
İLKOKUL dördüncü sınıfa giderken tanıdım ilk olarak o illeti... Sınıfımızın prensesi, güzeller güzeli arkadaşım yaz tatilinden geri dönmemiş, onun yerine gözyaşları içerisinde okula gelen babası, Ebru’nun kanser hastalığına yakalandığını ve bir bacağını kaybettiğini söylemişti.
Tedavi süreci ilerlerken onun protez bacağı ile yaşamasına destek olmaya çalışmış, teneffüste bazı oyunları oynamaktan vazgeçmiştik. (Henüz 15’indeyken kaybettik onu. Yattığı yer nur olsun)
Ortaokula giderken, bu kez aynı sorunu benim yaşama ihtimalim belirdi. Kesin temiz teşhisi aşamasına kadar ailemin nasıl zor günler geçirdiğini ve o hastanelerin, ameliyathanelerin nasıl koktuğunu çok net hatırlıyorum. İlerleyen dönemde göğsümde bir kitle hissettiğimde yaşadığım korku da herkes için bu hastalığın ne kadar yakın olduğunun hatırlatmasıydı. Ben sadece korkusunu yaşadım.
Oysa dünyada her yıl 12 milyon kişiye kanser tanısı konuluyor ve 7.6 milyon kişi de kanserden yaşamını yitiriyor. Geride bırakmakta olduğumuz hafta (1-7 Nisan) Kanser Haftası. TBMM Kanser Araştırma Komisyonu rakamlarına göre ülkemizde her yıl 150 binin üzerinde kanser vakası tespit ediliyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ise Türkiye’de erkekler en çok akciğer ve prostat; kadınlar meme ve tiroit kanserine yakalanıyor.
Çocuklarda ilk sırayı lösemi alıyor ve Türkiye’de her yıl 16 yaşın altında 1200-1500 çocukta görülüyor. Konu lösemiye gelince LÖSEV’i anmak gerekiyor kuşkusuz. LÖSEV 1998 yılında kurulmuş bir vakıf. LÖSEV’den önce %20’lerde olan tedavi başarı oranları yapılan sistemli çalışmalar neticesinde %90 oranına yükselmiş. Bursa’da da bir şubesi var ve gönüllüleri ile son derece aktif olarak çalışıyor.
LÖSEV geçen günlerde bir mail ile çağrı yaparak kullanılmayan giysiler, mobilya ve beyaz eşyaya kadar bağış kabul ettiğini, hafta sonları düzenlenen aile koli hazırlıklarına katılabileceğimizi hatırlattı. Bursa gönüllü sayısında rekor kırmak için aşağıdaki linke tıklanmasının sağlanmasını da istedi.
http://www.losev.org.tr/v2/tr/content.as p?ctID=539&RecID=3788
LÖSEV’in çalışmalarına tanık oldum ve emek veren herkese teşekkürü insanlık borcu biliyorum. Kuşkusuz bu kötü hastalıkla mücadele eden pek çok kişi ve kurum var. Ama bizzat çalışmalarına tanık olduklarıma şükranlarımı sunmak isterim. Bursa’ya ve bölgeye hizmet veren bir onkoloji hastanesini kentimize kazandıran merhum Ali Osman Sönmez’in ruhu şad olsun.
Final teşekkürüm ise Sevgili Ceyhun İrgil’e ve ekibine. Binlerce hastası ile meme kanseri konusunda teşhis, tedavi ve sosyal sorumluluklar yürüten, tıp literatürüne geçen yöntemleri bulup geliştiren İrgil’e yürek dolusu sevgiler. Erken teşhise fırsat vererek, gönüllü hizmetlerde hücre hücre bizzat bizler çoğalarak kanser denen hastalıkla mücadele geliştirebiliriz elbet.
Kanser Haftası etkinlikleri umarım buna vesile olmuştur.
- Gemlik'teki ölüm...11 yıl önce
- KAN meselesi11 yıl önce
- İSG'nin ertelenmesi ödül mü, ceza mı?11 yıl önce
- Yerel seçimler için 'Gezi'11 yıl önce
- Yerel seçimler için 'Gezi'11 yıl önce
- Sevgili devlet baba11 yıl önce
- Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine11 yıl önce
- Ya içindesin çemberin ya da dışında yer alacaksın11 yıl önce
- Bizim hamamlar Avrupalı oldu11 yıl önce
- Bu gelen gençlerin ayak sesleri11 yıl önce