KAN meselesi
Biz kan meselesini gerçekten önemseyen bir milletiz. “Akacak KAN damarda durmaz” deriz. “KAN kardeş” oluruz illa en sevdiğimiz çocukluk arkadaşımızla. Derdimizi belli etmeyiz, KAN kusarız kızılcık şerbeti içtiğimizi söyleriz. KAN ağlarız.
Tavşan KANı bir çayla atarız yorgunluğumuzu ya da muhabbeti demleriz. Sinirlendik mi KAN beynimize çıkar. Trafik kurallarına pek dikkat etmeyiz, yolları KAN gölüne çeviririz. Kazalardan sonra kurbanın ailesine KAN parası teklif ederiz. En sevdiğimiz renk KAN kırmızı. En sevdiğimiz meyveler; KAN portakal, karpuz KAN. Sağlıklı, al yanaklı bir çocuk görünce yanağından KAN damlıyor diye tarif ederiz. Biz aslında yanlış bir şey yapmayız da kötü arkadaşlar KANımıza girer. Sonradan anlarız ki adam KANsızın tekiymiş. Rant ekonomisi KANımızı emer.
Yeminler ederiz öldürülenin ardından KANı yerde kalmayacak diye, hukuka güvenmez KANa kan isteriz. Bu çağda bile KAN davaları güderiz. Namusumuz kirlendi mi bunu ancak KAN temizler. Sosyal devlet KAN kaybeder biz karşısına geçer seyrederiz. Sevdiğimizi anlatırken damarımda KANımsın deriz. Öyle taraftarlarız ki; damarımızı kesseler, tutuğumuz takımın renginden akar KANımız. Kabinelerimizde değişiklik istersek KAN değişimi lazım deriz. Yolda biri yan baksa KANımıza dokunur, gözümüzü karartır KAN dökeriz. Ecdat KANı ile sulanan bu toprakları KANımızın son damlasına kadar savunuruz. Sıcak KANlı milletiz, hemen KANımız kaynar, kolay severiz. Hiç tanımadığımız bir akrabamızı yolda görsek, bilişiriz, KAN çeker, sarmaşırız. Yeni ev, araba aldık mı, oğlanı askere gönderdik mi, bir KAN akıtmak lazım der, kurban keseriz. Tehlikeyi anında sezeriz, KAN kokusu alırız.
Ama parmağımız kesilse bakamayız, KAN tutar. Biliriz ki ; muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil KANda mevcuttur. KAN ile ilgili eksik kaldığımız tek şey onu paylaşmak...
Kulaklarımızdan hiç gitmeyen ses ise “......... hastanesinde yatmakta olan kanamalı bir hasta için acele KANa ihtiyaç vardır. Kan vermek isteyenlerin .......... başvurmaları rica olunur“ anons...
Bıçak kemiğe dayanmıştır bu anons yapılıyorsa, kan yoktur, bulunmalıdır ve ne zaman bulunacağı bilinememektedir. KAN kelimesi başka hangi dilde bu kadar çok kullanılıyordur bilmem ama gelişmiş dediğimiz ülkelerde gönüllü kan bağışlarının nüfusa oranı %5’e ulaşırken ülkemizde bu oran halen % 1.5-2 civarında.
Afet ya da olağanüstü dönemler dışında Türkiye’de yıllık ortalama 1 milyon 900 bin ünite kana ihtiyaç duyuluyor. Yasal olarak kan toplama görevi verilen Türk Kızılayı Derneği, tüm çabalarına rağmen yıllık ortalama 850-900 bin ünite kan toplayabiliyor.
Dünya çapında yılda 81 milyon ünite kan bağışı yapılıyor. Dolayısıyla sık sık şu anons yapılıyor: “Acil kana ihtiyaç vardır.” Biliyorsunuz kan vermek isteyenlerin diye devam eder bu klişeleşmiş çağrı... Bu kadar acil durumlar oluşmadan yapsak çağırıyı...
KAN VERMEK İSTEYENLERİN yokluğuna değil, çokluğuna inanıyoruz. KANımız aksın ki; inanmak istiyoruz.
- Gemlik'teki ölüm...11 yıl önce
- İSG'nin ertelenmesi ödül mü, ceza mı?11 yıl önce
- Yerel seçimler için 'Gezi'11 yıl önce
- Yerel seçimler için 'Gezi'11 yıl önce
- Sevgili devlet baba11 yıl önce
- Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine11 yıl önce
- Ya içindesin çemberin ya da dışında yer alacaksın11 yıl önce
- Bizim hamamlar Avrupalı oldu11 yıl önce
- Bu gelen gençlerin ayak sesleri11 yıl önce
- Sevgili anneciğim...11 yıl önce