Riske giren kazanır korkan kaybeder
Galatasaray tartışmasız bir şekilde üç puanı kazandı. İyi mi oynadı, hayır. Ama maçı kazanmak için ne gerekiyorsa yaptı.
Fanteziye kaçmadı, garantiye gitti. Rakibini müthiş kontrol etti. Terim iyi bir hücumcu olduğu kadar, gerektiğinde takımına ne kadar iyi savunma yaptırdığını da kanıtladı.
Bir kere dersini iyi çalışmış bir şekilde çıktı. Rakibinin en önemli silahı Visca ile Elia’yı futbolcularına ezberletmiş. Kopya goller atan rakiplerine, tek bir fırsat dahi vermediler. Edin Visca bir kere bile sağ kanattan sarkamadı. Adebayor ilk yarıda cılız bir fırsat yakaladı. Onun dışında Denayer ve Serdar ile boğuşmaktan yoruldu, tükendi, sinirlendi.
Terim, hata kralı Maicon’un yerine aylardır oynamayan Denayer’i Serdar’ın yanına koyarak bir risk aldı. Riski tuttu. Belçikalı, 90 dakika müthiş oynadı. Selçuk’u ise muhtemelen Arda ile Emre’nin kankası olduğu için oynatmadı. Bu da çok doğaldı. Yerine oynayan Donk topa daha sert giren bir futbolcu. Terim de rakibine, orta alanda topla iyi olan futbolculara sıkı ve sert baskı yapmak istiyordu. Sanıyorum Selçuk’un özellikle Arda ile Emre’ye bu sertliği yapamayacağını düşündü. Bence haklıydı da. Muhtemelen Selçuk, Alanya maçında oynayacaktır. Terim dün bütün doğru kararları ile maçın kader adamı oldu.
Donk, hocanın tahminlerini yanıltmadı. Ancak dün zaman zaman dozunu kaçırdı. 90 dakika kart görmeden maçı bitirmesi mucizeydi. Tabii bu mucizeler arasında Adebayor da vardı. Maç, pozisyon bakımından son zamanların en kısır maçıydı. Bunun da nedeni iki takımın da olağanüstü kontrollü oyun oynamayı tercih etmesiydi.
Başakşehir’in geçen haftaki sonuçlardan sonra bu maça çok rahat çıkması gerekirdi. Ancak hiç bir şekilde kontrolü ele geçiremediler. Korkarak oynadılar. Tam tersi Galatasaray müthiş bir özgüvene sahipti. Bir beraberliğin bile büyük kayıplara neden olacağını bilmelerine rağmen asla ve asla stres yapmadılar. Seyircisini de arkalarına alarak maça bütün ağırlıklarını koydular.
Abdullah Avcı, Fenerbahçe maçında olduğu gibi kilitlendi. Bence Arda oynamazdı. Arda’ya statda yapılan baskı hem onu hem takımını ve hem de özellikle Emre’yi bozdu. Arda varlık gösteremedi. Emre biraz daha etkiliydi ama Avcı, onun kırmızı görmesinden korktu. Sadece biraz Mahmut, biraz da Costa vardı sahada.
Başakşehir belki de sezonun en etkisiz oyununu oynadı. Ama Başakşehir’i bu etkisizliğe iten sadece Avcı’nın ve futbolcuların formsuzluğu değil, Galatasaray’ın taktiksel ve istek anlamındaki üstünlüğüydü.
Ama tabi şu var. Eğer Galatasaray bu sene şampiyon olma istiyorsa deplasman sıkıntısını çözmesi gerekir. Yoksa Alanya maçı bile tehlikeli. Tabi bir de Belhanda, Rodrigues, Feghouli ve hatta Gomis’in biraz daha sorumluluk alması gerekiyor.
MARİANO
İnanılmaz bir gol attı. İşi çok zordu. Hem Elia’yı durduracak hem de hücuma katkı verecekti. İkisini de mükemmel yaptı. Onun attığı bu golü şu anda Türkiye’de sadece Talisca atabiliyor.
BAŞAKŞEHİR ORTA ALANI
Bu kadar verimsiz, etkisiz bir Başakşehir orta alanı hiç görmemiştim. Neredeyse birinci dakikadan sonra bu bölgeyi Fernando ile Donk’a teslim ettiler. Kötü maçın bedelini ağır ödediler.
- Geri döndüler6 yıl önce
- Masal ve gerçek6 yıl önce
- Elalemin topçuları6 yıl önce
- Çatır çatır şampiyon6 yıl önce
- Ustalık dönemi6 yıl önce
- Bu şampiyonluk Terim'e yazar6 yıl önce
- Şampiyon artık belli6 yıl önce
- Kemal Yılmaz ve Muslera6 yıl önce
- Ümit hocadan şah mat!..6 yıl önce
- Çılgın Aslan6 yıl önce