Birlik-beraberlik ihtiyacı
Birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz mübarek Kurban Bayramınızı tebrik eder, şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anar, tüm İslam alemine barış ve huzur getirmesini dilerim.
Fetullahçı Terör Örgütü’nün ülkemizi ve ulusumuzu felakete sürüklemeyi amaçlayan 15 Temmuz hain darbe girişimi; milletimizin bugün her zamankinden çok birlik-beraberliğe ihtiyacı olduğunu bir kez daha herkesin anlayacağı bir şekilde ortaya koymuştur.
Milletimizin sağduyusu, demokrasiye olan inancı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüksek liderlik performansı ile özgür basının, sivil toplum örgütlerinin ve siyasi aktörlerin demokrasiyi sahiplenme iradesi; 15 Temmuz darbe girişimini püskürtmüş, ülkemizi uçurumun kenarından döndürmüştür.
Ancak; tehlike henüz tümüyle bitmemiştir.
Asker kılığına bürünmüş, üniformanın içine saklanmış FETÖ’cü “kripto”ların sinsi planlarını her an yürürlüğe koymak için fırsat kolladıklarını asla akıldan uzak tutmamamız gerekir.
Unutmayalım ki; Fetullahçı Terör Örgütü’nün ve paralel Devlet yapılanmasının menfur darbe girişiminin hedefi, sadece AK Parti iktidarı değil; hedef ülke ve ulusumuzun birliği, vatanımızın bütünlüğü, devletimizin tekliğe ve ay yıldızlı bayrağımızdır.
15 Temmuz darbe girişiminin hedefi; laik Cumhuriyetimiz, iktidarıyla, muhalefetiyle, siyaset kurumu, özgürlükçü demokrasi ve 78 milyon olarak hepimiziz. Bu aşamada; günlük kısır siyasi çekişmeleri bir tarafa bırakarak karşılaştığımız tehlikenin büyüklüğüyle orantılı bir şekilde ayrışmaya, kutuplaşmaya meydan vermeden “Ulusal Kurtuluş Savaşı ruhu”yla devletimizi ve Cumhuriyetimizi korumak için güçlü bir savunma refleksi göstermeliyiz.
Etrafımız mayın tarlası
Etrafımız adeta bir “mayın tarlası”dır. Siyaset kurumunun atacağı yanlış bir adım, hepimizi felakete sürükleyebilir. Türk Silahlı Kuvvetleri, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra, ilk kez Suriye’de sınır ötesi bir operasyonu kararlılıkla ve başarıyla yürütüyor.
Öte yandan; askerimiz, polisimiz; İŞİD, PKK, PYD, YPG gibi tamamı bir ortak cephede ülkemize saldıran vahşi terör örgütleriyle amansız bir mücadeleyi gece-gündüz sürdürüyor. Bu uğurda yüzlerce şehit veriyoruz, yüzlerce eve ateş düşüyor, mezarlıklarımızda, şehitlerimiz de al bayrağımızla bir gelincik demetiyle bizleri karşılıyor.
Yeni bir özgürlük ve bağımsızlık savaşı veriyoruz, kurtuluş savaşı ortamındayız.
Hiçbirimiz ayrışma, kutuplaşma, çatışma hakkına ve lüksüne sahip değiliz. Tersine; uzlaşma, barış, dayanışma ve hoşgörü ortak paydasında buluşarak ülkemizin birliğine, bütünlüğüne çevrilen bu namlulara karşı göğsümüzü siper etmeliyiz.
En acil ihtiyacımız; yeni bir Çanakkale ruhu; yeni bir 9 Eylül ruhudur.
Bilmeliyiz ki; her birimizin adı farklı olabilir, ancak; soyadımız Türkiye’dir.
Devletimizin ve Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi “Mevzubahis vatansa; gerisi teferruattır.”
Ülkemize göz diken emperyalist güçler de, maşa olarak kullandıkları bölücü, din maskeli terör örgütleri de; kendileri için en uygun ortamın “ayrışmış, kutuplaşmış istikrarsız bir siyasal ve toplumsal ortam olduğunu biliyorlar. Bu hain terör örgütlerinin ve arkalarındaki güçlerin ekmeğine yağ sürmeyelim. Birlik-beraberlik, kardeşlik, dayanışma ve sevgi ruhunu yeşertelim, canlandıralım. Hiçbir güç; Türk Milleti’nin asaleti ve tehlike karşısında bir ve beraber olma iradesini yenemez.
Sonuç olarak: Her şey vatan için, her şey özgürlük, bağımsızlık, demokrasi, kalkınmış modern ve güçlü Türkiye için.
- Muharrem İnce gerçeği6 yıl önce
- Seçimin galibi kim olacak?6 yıl önce
- Rekabetin güzelliği6 yıl önce
- Konuşan Türkiye6 yıl önce
- Parlamenter sisteme dönüş6 yıl önce
- Ekonomide mucize olmaz6 yıl önce
- İnce rüzgarı6 yıl önce
- Koruncuk Vakfı6 yıl önce
- Sorumluluk yüklenmeli6 yıl önce
- Yaşanacak kent İzmir...6 yıl önce