Ralph ve Vanellope'nin internet macerası
Şu günlerde çocuklarınızla birlikte seyredeceğiniz bir aile filmi arıyorsanız “Ralph ve İnternet” (Ralph Breaks the Internet) ideal bir seçim olur... Hikâyesi bir yana görselliğiyle de sizi cezbedeceğini düşünüyorum. Giderseniz, aksiyon, komedi ve duygusal içeriğin gayet hoş dengelendiği bir aile filmi bekliyor sizi...
İlk filmi, yani “Oyunbozan Ralph”i (Wreck-It Ralph) 2012'de seyretmiştik. Film bizi, “video oyun salonları”nın kablolarla birbirine bağlanan gizli dünyasına götürmüştü. İnsanların birbirlerini “ötekileştirme” eğilimine ve toplumsal önyargılara eleştiriler getiriyordu. Farklı atmosferler arasında gidip gelen görsel dünyası da etkileyiciydi.
Ralph, video oyun salonundaki hayatından memnun. Kahramanı olduğu oyun ona yetiyor. Vanellope ise artık içinde bulunduğu oyundan sıkılmış durumda. Kendisini artık geliştiremediği, ifade edemediği o sınırlı dünyadan çıkmak istiyor... Ralph, Vanellope'nin isteklerini, dostluklarına yönelen bir tehdit olarak algılarken; Vanellope de kendisi için en doğru kararın ne olduğunu anlamaya çalışıyor.
İlk bakışta “Gerçek dostluğun anlamı nedir?” sorusunun yanıtını arayan bir film “Ralph ve İnternet”... Finalde sorunun yanıtı da geliyor. Ama film daha derinlerde internetin bizim için ne ifade ettiği sorusunun yanıtlarını da kurcalıyor...
Ralph ve Vanellope, internet konusunda iki farklı görüşü temsil ediyorlar. Ralph, interneti sadece belirli işlevleriyle kullanmak istiyor. İnternetin büyüklüğü, içerdiği olasılık ve olanakların sınırsızlığı onu korkutuyor. Vanellope ise tam tersine internetin sınırsızlığını, belirsizliğini ve etkileşime açık yanını seviyor.
Film boyunca her gün bir parçası olduğumuz internete, Ralph ve Vanellope'nin gözünden bakmak, çok farklı bir deneyime dönüşüyor.
İnternet, bizim için fiziksel olarak bir ekrandan ibaret. O ekranın çok farklı dünyalara açıldığını bilsek de iki boyutlu bir ilişki var aramızda... Filmde ise internet çok büyük, hatta sınırsız bir “bilgi şehri” olarak çıkıyor karşımıza. Bilginin sürekli aktığı çok renkli, canlı, hayat dolu bir dünya burası...
Siteler, bina ya da mağazalar gibi tasarlanmış... Kimisi çok büyük, kimisi küçük. Bu arada, “insanlarla” dolu, çok kalabalık bir şehirdeyiz.. Tekil kullanıcılar kendilerine benzeyen “minik avatarları” aracılığıyla dolaşıyorlar ortalıkta. “İnternet ahalisi”yle sürekli iletişim ve ilişki halindeler... İnternetin içinde yaşayanlar, bir çeşit internet personeli gibiler... Mesela video sitesinde çalışan Evet ya da arama sitesinin tek çalışanı Çokbilmiş Bey'i gibi... Biz internete bağlıyken ekranın sağında solunda çıkan reklamlar, duyurular da “sokak satıcıları” gibi tasarlanmışlar. Ellerinde büyük kartlarla ortalıkta dolaşıp karşınıza çıkıyorlar. Karta bastığınız anda sizi alıp sitelerine götürüyorlar... Sitelerde beğenilerinizi toplayanlar da var.
İnternet, filmde bilginin sürekli aktığı, serbest ticaretin hiç bitmediği, kimilerinin para kazanabildiği, herkesin sürekli interaktif bir etkileşim ve iletişim içinde olduğu bir yer olarak tasvir ediliyor. Sadece insanlar arası bir bilgi trafiği değil bu... İnsanlarla “enformasyon”un kendisi arasında da sürekli bir etkileşim var. Gerçek dünyadan farklı olarak daha özgür, demokratik bir yer... Film boyunca internette karşımıza iktidar, otorite, yasak ya da baskıyla ilgili bir simge çıkmıyor.
Tüm bu yanlarıyla “Ralph ve İnternet” aslında daha çok yeni kuşakların zihnindeki interneti tarif ediyor... Onlar için dışarıda, yasaklar, kurallar ve baskılar var. İnternette ise özgürlük...
Kuşkusuz “ekranlara mahkûmiyet” bugün bütün kuşaklar için ciddi bir sorun. Hepimizi sosyal hayattan uzak tuttuğu kesin. Öte yandan, internet filmde olduğu gibi, her şeye rağmen yine de bir özgürlük, etkileşim ve iletişim alanı değil mi?
“Ralph ve İnternet”i tüm bunları düşündürdüğü için sevdim... Ama filmde bunlardan fazlası da var... Özellikle, Vanellope'nin internetteki Disney sitesindeki prenseslerle yaşadıkları çok eğlenceli.
Phil Johnston ile Rich Moore’un yönettiği “Ralph ve İnternet” yaşadığımız dijital çağa internetin içinden bakmayı denemesi itibarıyla önemli bir film... Bu arada, özellikle otomobil yarışı oyununda çok iyi aksiyon sahneleri olduğunu da belirtelim. Sadece aile filmi izleyicilerine değil herkese gönül rahatlığıyla öneririm..
Filmin notu: 7