Kardan hayaller
Isı, eksi 12 derece. Hava karanlık ve rüzgârlı. Buz tutmuş Çıldır Gölü’nün üzerinde kurulmuş ‘açık hava sinemasında’yız. İki metre yüksekliğindeki kardan perdede film gösteriliyor. Varillerdeki odun ateşinin çevresine toplanıp ısınırken başrollerinde Tarık Akan ile Şerif Sezer’in oynadığı, Murat Saraçoğlu’nun yönettiği ‘Deli Deli Olma’yı seyrediyoruz.
Kardan Perde Film Festivali’nin son akşamı... Etrafta festival konuğundan ziyade Ardahan ve Kars’tan gelen sinemaseverler var. Onlar soğuk havayı, biz İstanbul’dan gelen konuklar kadar ciddiye almıyorlar. Çok rahat, keyifli görünüyor ve iyi vakit geçiriyorlar. Çıldır Gölü Konağı’nda kalan yerli turistler de var seyirci arasında… Yönetmen Reis Çelik, elinde kamerasıyla çekim yapıyor. Görüntülerin şahane olacağını düşünüyorum ama kimin kim olduğunu çıkarmak pek kolay olmayacak kuşkusuz. Çünkü bölge insanları değil ama biz konuklar öylesine sarıp sarmalanmış durumdayız ki tanınmaz haldeyiz. Gün boyu karın ve göz alabildiğine uzanan beyaz manzaraların keyfini çıkarmış olsak da soğuk korkutuyor bizi.
Ne var ki, göle doğru inerken akşam karanlığında bizi korkutan o amansız, insafsız ayaz, göl üzerindeki açık hava sinemasında etkisini biraz kaybetmiş durumda sanki… Artık gerilim filmlerinden ziyade ‘kendini iyi hisset’ filminin içinde gibiyiz.
Bir ara yönetmen Atalay Taşdiken gökyüzünü işaret ediyor eliyle. Şansımıza bulutsuz açık bir hava var ve yıldızlar gerçekten şahane görünüyor. Dahası, biraz dikkat ettiğinizde Samanyolu’nun uzayın derinliklerine doğru kuşak gibi uzanan sisli görüntüsünü fark etmeniz bile mümkün… Bir süre sonra, buz tutmuş göl üzerinde film seyrederken kendimi çok iyi hissettiğimi ve yaşadığım deneyimi ömrümün sonuna kadar unutmayacağımı düşünüyorum.
İşte tam da buradan yola çıkarak, bu yıl ilki gerçekleştirilen Kardan Perde Film Festivali’nin, eğer maddi koşullar el verirse parlak bir geleceği olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu öyle bir deneyim ki, sadece bölgede yaşayan sinemaseverlere değil, başta Kars olmak üzere son yıllarda yöreye akın eden yerli ve yabancı turistlere de hitap edebilir. Hele bir de üniversite öğrencilerinin trenle Kars’a yolculuk yapmayı sevdiği yarı yıl tatili günlerinde gerçekleşirse, kardan kıştan korkmayan gençler için kült bir etkinliğe dahi dönüşebilir bu festival.
Sadece Ardahan ve bizim gibi Çıldır Gölü Konağı’nda kalanlar değil Kars’tan, hatta Sarıkamış’tan insanlar bile gelebilir. Sonuçta, insan hayatında kaç kez, buz tutmuş bir gölde, kardan yapılmış perdede film izleyebilir ki? Daha Kars’a iner inmez havaalanında valiz beklerken sinemaseverlerle yaptığım konuşmalar aklıma geldiğinde, festivalin konseptinin ilk yıldan ilgi gördüğünü söyleyebilirim.
Kardan Perde Film Festivali, 2013 yılında aramızdan ayrılan efsane oyuncu Tuncel Kurtiz ile Ardahan doğumlu yönetmen Reis Çelik’in yıllar önce kurdukları bir hayal… Çelik, 2003 yılında çektiği, başrolünde Tuncel Kurtiz’in oynadığı ‘İnat Hikâyeleri’nin galasını Çıldır Gölü üzerinde kurulan kardan perde üzerinde yapmış, yerli ve yabancı basında ilgi çeken bir etkinliğe imza atmıştı. Çelik, o günlerden beri aklında olan hayali geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve TRT desteğiyle nihayet hayata geçirmeyi başardı. ‘Kardan perde’ hayalini kuran Tuncel Kurtiz’in de unutulmadığını, kardan yapılan bir heykelle anıldığını belirtelim.
İlk gece ‘hava muhalefeti’ nedeniyle festivalin açılış filmi ‘İnat Hikâyeleri’nin gösterimi Çıldır Gölü Konağı Toplantı Salonu’nda gerçekleşti ama Atalay Taşdiken’in yönettiği ‘Kar Kırmızı’ ve ‘Deli Deli Olma’nın açık havada planlanan gösterimlerinde aksaklık yaşanmadı. 2020 yapımı ‘Kar Kırmızı’nın gösteriminin, sinema salonunun olmadığı Ardahan ilinin merkezinde kurulan iki metrelik kardan perdede yapıldığını belirtelim.
Reis Çelik’in de altını çizdiği gibi, Ardahan, Çıldır ve Kars belediyelerinin katkılarıyla gerçekleştirilen bu yılki festival aslında prova niteliğindeydi. İlk yıla özel olarak, Mustafa Karadeniz’in ‘Çınar’, Rıza Sönmez’in ‘Orhan Pamuk’a Söylemeyin Kars’ta Çektiğim Filmde Kar Romanı da Var’, Zeki Demirkubuz’un ‘Kader’, Faruk Hacıhafızoğlu’nun ‘Kar Korsanları’ gibi bölgede çekilen yerli filmler vardı programda. Çelik’in gelecek yıl için daha büyük hayalleri var. Uluslararası, ödüllü bir festival hayal ediyor. Umarım, gerekli desteği bulur ve hayallerini gerçekleştirir. Çünkü birçok yönetmene esin veren bu coğrafyanın Çelik’in ifadesiyle ‘kendi kültüründen beslenen’ bir film festivaline gerçekten ihtiyacı var.