Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AK Parti’nin dünkü 6’ıncı Olağan Kongresi'nin hem içerik, hem de lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği mesajlar açısından 4 önemli mesajı vardı.

        Önce AK Parti açısından bakarsak…

        1-AK Parti, tarihinin en kısa kongresini gerçekleştirdi, 8toplamda 12 saatte sadece Kongre'yi bitermekle kalmadı, yasal bekleme süresini beklemeden yeni Merkez Yürütme Kurulu'nu da belirledi.

        Oysa AK Parti kongreleri iki gün sürer, ilk gün Genel Başkan konuşması ve seçimi yapılır, ikinci gün de üst yönetim seçilir.

        Geç saatte tamamlamasının ardından da Genel Başkan teşekkür konuşması yapar kongreyi kapatırdı.

        Bu kez öyle olmadı, kongrenin başlangıcı ve bitişi mesai zamanı gibi 8 saat sürdü.

        Geri kalan 4 saatte de oylar sayıldı ve partinin yeni yönetimi de belirlendi.

        Erdoğan, delegenin neredeyse tamamına yakın sayıdaki 1380’inin oyunu alarak yeniden Genel Başkan seçildiğinde saatler 16.30’u gösteriyordu.

        Genelde itiraz süresini de dikkate alarak Kongre'den 5 gün sonra atanan Merkez Yürütme Kurulu da saat 20.30 itibarıyla bitmişti.

        YENİLEŞME YERİNE GÜÇLENME

        2- Partinin en üst yönetim kadrosunu %60 oranında değiştirdi; bu değişim MYK'ya da yansıdı.

        Ancak bu kez değişimin ağırlığı yeni isimleri listeye alıp, yeni simaları ortaya çıkarma yönünde değil, var olan ağır topları yönetime taşıyarak güçlenme yönünde oldu.

        Kabinede yer almayan eski bakanlardan neredeyse tamamı listeye girerken, eski Merkez Yürütme Kurulu’ndan da sadece iki isim, Mehdi Eker ve Revza Kavakçı Kan’ı dışarda kaldı.

        MYK'da da benzer bir durum yaşandı; son kabineden 6 bakan MYK'ya girerken, bugüne kadarki AK Parti kabinelerinde bulunmuş bakanlardan yönetimde yer alan sayısı da 9'a çıktı.

        Geçmişte yaptıkları görevler isimleri ile anılır olan Mehmet Özhaseki, Lütfü Elvan, Fatma Betül Sayan Kaya, Julide Sarıeroğlu, Ömer Çelik ve Numan Kurtulmuş MYK'da yer aldı.

        3- Partide birden fazla görevi olan sayısı en aza indi…

        TBMM’de grup veya komisyonlarda görev alanlar MKYK listesine giremedi.

        Örneğin Grup Başkanvekili Mehmet Muş, Anayasa Komisyonu Başkanı Bekir Bozdağ, daha önce var oldukları MKYK’da yer bulamadı.

        Buna karşın Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Numan Kurtulmuş ile Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu Başkanı Julide Serıeroğlu hem MKYK, hem de MYK listesine girdi.

        SİYASETİN MERKEZİ

        4- Partinin yeni yönetim yapısı, hükümetin icra siyasetinin yeni merkezinin Erdoğan liderliğindeki AK Parti olacağının da kanıtı.

        Buna neden de bakanların ağırlıklı bölümünün siyaset dışından gelmesi ve başkanlık sisteminde bakanlıkların sadece icra görevi yüklenmesi.

        Bu nedenle siyasetin ana çerçevesi bundan böyle AK Parti'de oluşturup, Cumhurbaşkanlığı politika kurullarına iletecek, onlar da detaylandırıp Cumhurbaşkanının onayıyla bakanlıkların uygulamasına sunacak.

        AK Parti teşkilatları da bu yeni modelde “sosyal bir ağ” gibi vatandaşın hükümet icrasından beklentilerinin toplanıp Genel Merkeze iletildiği yapılara dönüşecek.

        Bugüne kadar yönetim sistemiyle birlikte dönüşümünü tamamlayan AK Parti, yeni sistemle uyumlu hale gelip, dönüşümünü tamamlayacak.

        Erdoğan’ın kongre konuşmasına ara vererek gösterilmesini sağladığı, Bülent Arınç’ın da “bir sanisesinde bile görülmedik” diye sitem ettiği 16 dakikalık tanıtım filmi de partinin yeni sistem gibi ikinci aşamaya geçişini tamamladığının ilanıydı.

        YENİ VEKİL KURTULMUŞ

        Salonda en çok merak edilen ise Cumhurbaşkanı’nın partisi ile ilişkisinin kesilmesi kuralının ortadan kaldırılması sonrası oluşturulan ve TBMM Başkanı olana kadar da Binali Yıldırım'ın yürüttüğü “Genel Başkan Vekilliği” koltuğuna kimin oturacağıydı…

        Bu makama adı salonda sıkça geçen iki isimden Numan Kurtulmuş getirildi; Ömer Çelik ise parti sözcüsü oldu.

        Kurtulmuş'un göreve getirilmesinin aslında partide bir süredir ihtiyaç duyulan ''sosyolojik tabanda da karşılığı olan, dert dinleyip çözüm üretecek akil ağabey arayışının'' sonucu.

        Hem teşkilatı iyi tanıyor, hem de her kesime ulaşıp, ilişki kurm yetisine sahip…

        NAZIM’DAN AŞIK SERDARİ’YE

        Erdoğan’ın konuşmasında verdiği 4 mesaja gelince…

        1-Erdoğan kitleler psikolojisini ne kadar iyi bildiğini dün bir daha gösterdi…

        Sunucu yaklaşık bir saat şarkının sözlerini dev ekranlara aktararak seçmene karaoke yaptırmasına, cep telefonlarının lambalarını açtırıp şarjı tüketmesine, dağıtılan tşörtlerin reflektör yapan özelliklerine denetmesine karşın salondaki izleyiciyi harekete geçiremedi.

        Ne zaman ki Erdoğan kürsüye geldi, tribünler de onunla beraber ayağa kalktı.

        Konuşmasının ana temasını Selçuklu’dan bugüne sürdürdüğü bütünlüğün bugünkü temsilcisinin AK Parti olduğu üzerine oturttu.

        Bunu yaparken bütün kesimleri kucakladı.

        Bir önceki konuşmasında Nazım Hikmet’in “Davet…” şiirinden alıntı yapmıştı…

        Dün de sol kültürden gelenlerin çok iyi tanıdığı Aşık Serdari’nin “Nesini söyleyeyim canım efendim…” deyişinin “Kısa çöp uzundan hakkın alacak…” kıtasını okudu.

        Kongre hitabı, iyi hazırlanmış, mesajları kısa ve net olan balkon konuşması kıvamındaydı.

        MUHALEFETE TEK ELEŞTİRİ YOK

        2- Konuşmasında kararlılığını korudu, ABD’yle dönük eleştiriden vazgeçmeyeceğini gösterdi.

        “Zahirde bize stratejik ortak gibi gözüken, ama bizi stratejik hedef haline getirenlere teslim olmadık, olmayacağız” diyerek ABD'ye meydan okumaya devam etti.

        Dikkat çeken, hedefinin Başkan Trump ile sınırlı kalmayıp, ABD yönetiminin bütününü kapsamasıydı.

        Bugüne kadar yapılan tüm kongreler ve salon konuşmalarındaki rastlanmadık bir ilke de imza attı; ilk kez muhalefete, özellikle de CHP ve lideri Kılıçdaroğlu’na tek kelime etmedi.

        AK Parti Meclis Grup Başkanı Naci Bostancı’ya nedenini sorduğumda, “Muhalefetin eleştirilmeyecek yeri kalmadığından değil, aksine daha da arttı ama ekenomik savaşın tüm saldırılarının olduğu böyle bir dönemde birliğe ihtiyacımız var diye düşünmüş olabilir” dedi.

        Haksız da değil…

        Bugüne kadar seçmenini her aşamada etrafında konsolide etmeyi başaran Erdoğan, ekonomik krizle de muhalefetin sadece sosyolojik tabanını değil, liderlerini de etrafında konsolide etmeyi başardı.

        Anlaşılan o ki yakaladığı bu havayı muhalefete çatarak bozmak istemedi…

        MEGA YATIRIMLARA DEVAM

        3- Eleştirilen, ekonomik krizin nedenlerinden biri olarak gösterilen mega yatırımlardan vazgeçmeyeceğini de bu aşamada ilan etti.

        Hatta Rize Artvin, Tokat’ın da arasında bulunduğu havaalanlarına yenilerini ekledi; bir nevi meydan okudu...

        ESKİDEN ESER YOK

        4- Partinin tartışmasız tek lideri olduğunu bir kez daha gösterdi.

        Dikkat çeken ise Arınç dışında, Gül’ün de arasında olduğu eski Genel Başkanların adının dahi salonda anılmamasıydı.

        Arkadaşlarıma da sordum, varlarsa da görmedim…

        Örneğin eski Genel Başkan Ahmet Davutoğlu’na rastlamadım...

        Cumhurbaşkanı seçildikten sonra gelmiyordu ama geçmişteki gibi eğer gönderdiyse Abdullah Gül’ün kutlama mesajı da bu kez salonda okunmadı.

        Erdoğan da konuşmasındaki şu cümle de AK Parti’nin yeni dönemini net ortaya koymaya yetti:

        “Kağıt üzerinde 60 kurucu üyeyle kurulmuş bir partidir; AK Parti’nin asıl kurucusu milletimizin bizatihi kendisidir…”

        Milletin tercihi de yapılan her seçimde bellidir…

        Diğer Yazılar