Ankaralı olmak!..
AK Parti’nin Ankara belediye başkan adaylarını açıklama toplantısında kürsüye gelenlerin söylem paydasında buluştuğu tek konu vardı.
Ankaralı olmak…
Anlaşılan o ki Mehmet Özhaseki’nin, 1998-2015 yılları arasında Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış olması değil, Ankaralı olup olmadığı öne çıkmış.
İlginçtir en az 3 aydır Özhaseki de bu durumun farkında.
Nedeni de bundan 3 ay kadar önce TBMM kulisinde bir grup arkadaşımla birlikte sohbet ederken Özhaseki’nin adaylığı konusu henüz kesin değildi.
Sohbetimizin bir yerinde aynen şunu söyledi:
“Ankara seçmeninin ilginç bir yanı var; Ankaralı seçmenin yüzde 30’u oy verirken Ankaralı olup olmadığına bakıyor, ona göre tercihini yapıyor...”
Özhaseki’nin adaylığının açıklanmasıyla birlikte de bu sendrom sürdü; hatta sürmeye devam ediyor.
Bunun en iyi göstergesi de dünkü aday tanıtım töreninde AK Parti lideri Erdoğan, aday Özhaseki ve İl Başkanı’nın konuşmasında aynı tema hakim oldu.
Hatta Cumhurbaşkanı konuya daha ağırlıklı yer ayırdı ve kendisini örnek gösterdi:
“Şahsım için Rize ata yurdumdur. İstanbul siyasete ve hayata atıldığım şehirdir. Ankara da ülkeme hizmet ederken etle tırnak gibi iç içe geçmiş bir şehirdir…”
EN ÇOK NERELİ VAR?
Dikkat çeken ise, adayının Ankaralı olmasını isteyen seçmenin ne kadar Ankaralı olduğu…
Son nüfus sayımı da gösteriyor ki Ankara’da yaşayan 5.5 milyon nüfusun yarısından fazlası bir başka ilden gelip yerleşenlerden oluşuyor.
Sadece 5 vilayetten gelenlerin sayısı ise 1.5 milyon, yani neredeyse yüzde 30’unu oluşturuyor.
En çok gelinen il ise 413 bin 940 kişiyle Çorum…
Onu 368 bin 737 kişiyle Yozgat; 253 bin 345 kişiyle Çankırı; 209 bin 503’ü Kırşehirli ve 203 bin 858’i ise Kırıkkaleli…
Bu durumda Ankara’da bir Çorumlunun daha başarılı olacağı varsayılabilir; ancak bugüne kadar Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazananların arasında hiç Çorumlu olmadı…
YERLEŞİK OLMAK
Bütün bunlara karşın seçmenin ağırlıklı bölümünün adayın Ankaralı olmasını tercih etmesinin nedeni, bir başka kentten gelip gelmediğine bakmaksızın Başkenti içselleştirmesinden geçiyor.
Yani bir kişi başka bir kentten gelmiş olabilir, ancak o kişinin Ankara'yı ne denli içselleştirdiği de önem kazanıyor.
Nitekim Ankara’nın belediye başkanlarına bakıldığında, Nevzat Tandoğan İstanbullu; Halil Sezai Erkut Kırşehir Mucurlu; Ekrem Barlas Kosovalı; Vedat Dalokay Elazığlı; Ali Dinçer 4 yaşında iken Bulgaristan’ın Razgrat Şehrinden Kırşehir’e yerleşmiş, okumak için Ankara’ya gelmiş bir ailenin evladı; Murat Karayalçın Samsunlu ama hayatının ağırlıklı bölümü Başkentte geçmiş…
Melih Gökçek ise bir tarafı Balkanlar diğer yanı Şanlıurfa Halfeti’den; çocukluğu Gaziantep’te geçmiş, okumak için Ankara’ya gelmiş…
Hemen hepsinin de ilk, ortaokul veya üniversite çağlarından itibaren Ankara’da yaşanmış bir geçmişi var.
Yani gelmişler ve yerleşmişler…
Nedendir bilinmez Ankaralı seçmenin bir bölümü de belki bundan olsa gerek kentin nüvesi, bir cüzü haline gelmiş isimleri arıyor.
Ama bunun ne önemi var; çünkü önemli olan kimin hangi ilden geldiğinden çok, hangi hizmeti vereceği önemlidir…
Yani kente ne kattığına veya seçmeni kendisine oy vermeye ne denli razı ettiğine bakılır…
GÖZLER GÖKÇEK’İ ARADI
Bunun en iyi örneği de dün salonda gözlerimizin aramasına karşın göremediğimiz 1994’ten itibaren 5 kez Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Melih Gökçek…
Aslında 5 kez Büyükşehir ile birlikte bir dönem de ANAP’tan 1984 yılında seçildiği Keçiöeren Belediye Başkanlığı bulunuyor.
Gökçek dün salona gelmemekle birlikte bir süredir uzak durduğu yerel seçime ilişkin twitter gönderisine dün yeniden döndü ve hem Özhaseki’yi, hem de AK Partili ve Cumhur İttifakı kapsamında 3 ilçeden aday gösterilen MHP’li adayları kutladı…
Gökçek’in bu tutumu seçimde de sürer mi derseniz, yakın çevresinden birinin şu cümlesi her şeyi açıklamaya yeterli:
“Size birisi 'Benden uzak dur, çevremde gözükme' dediğinde siz illa ki 'Yanında olacağım' der misiniz?..”
***
CHP-İYİ Parti’de aday belirleme günü
Büyükşehir adayları üzerinde ittifakı sağladıktan sonra bunların ilçeleri ile bazı illerde de ittifakın sağlanıp sağlanamayacağını görmek için müzakereye devam kararı almışlardı.
Büyük bölümünü tamamlamış olmakla birlikte araya CHP’nin aday tanıtımları ve yılbaşı tatili girdi.
CHP-İYİ Parti arasında bir süredir ara verilen müzakere masasına bugün yeniden dönülüyor.
Aktardıklarına göre daha önce belirlenen 21 büyükşehire yenileri eklenmiş, bazı iller üzerinde de mutabakat sağlanmış…
Üzerinde durdukları Malatya, Kahramanmaraş ve Ordu’da da ititfakın sağlanıp sağlanamayacağı…
Bu illerde epey yol kat edilmiş, CHP kendinde olan İzmir, Aydın, Muğla, Tekirdağ ve Hatay büyükşehirlerin dışında elinde tuttuğu 8 il; Burdur, Sinop, Giresun, Kırklareli, Zonguldak, Edirne, Çanakkale ve Yalova dışında kalan illerde de ittifak yapabileceğini bildirmiş.
Bu kapsamda Kırıkkale, Afyonkarahisar, Niğde, Kırşehir’de CHP, Nevşehir’de İYİ Parti ile yola devam konusunda müzakerede son noktaya gelinmiş; bu illerin ilçelerinin de paylaşımı üzerinde durulmuş.
Örneğin Kırşehir belediye başkanlığı ile Kaman ilçesi CHP’ye bırakılırken, sağ seçmenin ağırlıkta olduğu Mucur ve Çiçekdağ’da İYİ Parti adayı ile yola devamı üzerinde bir noktaya gelinmiş.
İYİ Parti’deki beklenti, Cumhur İttifakı'nda kurulan denklem ile MHP’ye sunulan kolaylığı, CHP’nin de kendilerine göstermesi...
Nasıl ki 3 seçim bölgesi olan İstanbul ve Ankara’da her bir bölgeden bir ilçe MHP’ye bırakıldıysa, CHP’nin de benzer şekilde 3 bölgeden birer ilçeyi bırakması isteniyor.
Talep edilen ilçeler ise MHP’nin de aday gösterdiği Gölbaşı, Etimesgut, Polatlı’nın yanı sıra; AK Parti’nin aday gösterdiği Keçiören ve Kahramankazan; müzakereler devam ediyor.
İYİ Parti, Muğla Fethiye’de de 4 dönem Belediye Başkanı seçilen Behcet Saatçi ile yola devam etmek isterken, bunun yanında Bodrum’u da istiyor; hatta “Adayımız Mehmet Tosun vazgeçilmezimizdir” şartını koyuyor.
CHP’nin Bodrum’da ısrar etmesi halinde nasıl bir yol izleneceği konusunda söylenen ise net:
“Daha fazla üzerinde zaman harcamanın anlamı yok, anlaştığımız yerlerde ittifak yapar, anlaşamadığımız yerlerde de ikimiz birden aday çıkarırız. Yarışta kim kazanırsa onun olur…”
Hedef ise bu gece yarısı yoğun çalışıp, yarın sabaha kadar müzakereyi tamamlamak…
CHP’nin 4 Ocak günü Parti Meclisi’ne listeleri yetiştirmek…