Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        REKLAM

        Başkanlık sistemi, bakanların TBMM çalışmalarına katılmalarına olanak tanımıyor…

        Ancak bazı komisyon başkanları, milletvekilleri ile hükümeti bir araya getirerek bilgi alışverişini sağlıyor.

        Bunların başında da TBMM Dışişleri Komisyonu geliyor.

        Başkan Volkan Bozkır siyaseti içinden geldiği diplomasi nezaketinde yürüttüğü için zaman zaman hükümetin üyelerine bilgilendirmede bulunmasına olanak yaratıyor.

        Üyelerinin yarıdan fazlası Dışişleri veya siyasal diplomasinin içinden gelen isimlerden oluştuğu için hükümet de milletvekillerinin bakışından faydalanıyor.

        Bozkır, bu kapsamdaki etkinliğine bir yenisini ekledi, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nu Komisyon’a davet edip “Türk Dış Politikasındaki Son Gelişmeler” hakkında bilgi vermesini sağladı.

        Aktarıldığına göre Komisyon’daki dünkü toplantıda bazen gerilimli anlara tanıklık edilmiş, Çavuşoğlu ile büyükelçi kökenli muhalefet milletvekilleri arasında sert tartışmalar yaşanmış…

        Ancak diplomatik nezaket içinde geçtiği için herkes alacağını almakla kalmış…

        ABD İÇİN KOLAY DEĞİL

        Toplantıda üzerinde durulan iki konu olmuş; Suriye ve AB…

        Bakan Çavuşoğlu, ABD heyetinin Suriye konusundaki ziyareti hakkında bilgi aktarmış, “ABD’yi çekilme kararından vazgeçirmek için çaba gösteren ülkeler var” demiş.

        Hatta ABD içindeki etkili bir grubun Başkan Trump’ı vazgeçirmek veya kararını değiştirmek için çaba gösterdiğini, oyalama taktiği ile zaman kazandıklarını belirtip eklemiş:

        “Arkasında durup büyütüp, bu denli angaje olduktan sonra terör örgütünden ayrılmak o kadar kolay olmuyor. ABD PYD’den kopamıyor, onları güvenceye almadan çekilmede zorlanıyor…”

        Çavuşoğlu Fırat’ın doğusuna geçmek için kimseden izin almayacaklarını da vurgulamış, “müdahale seçeneğini” açık bırakmış.

        İDLİB’DEN GÖÇ KAYGISI

        Tartışma da bu noktadan sonra başlamış…

        İktidar ve MHP milletvekillerinin fazla konuşmadığı Komisyon’da, CHP’den Haluk Koç, Utku Çakırözer ve Yunus Emre kibar ama bir o denli sert üsluplarıyla eleştirilerini sıralamış.

        İYİ Parti Milletvekili, Komisyon üyesi emekli Büyükelçi Aydın Sezgin de onlara katılmış.

        Muhalefet özetle şu görüşü dile getirmiş:

        “Hayat Tahrir Şam’ın (HTŞ), ÖSO’nun elindeki alanlara yerleşip, Afrin ile bağı koparmaya başladılar. Yeni bir durum var, Türkiye’nin yeni bir göç dalgasıyla karşılaşma ihtimali giderek artıyor. Birinci önceliğimiz İdlib olmalı, çünkü gittikçe sıkışıyor. Burası Fırat’ın doğusundan daha tehlikeli hale geldi. Şam rejimi Rusya ile İdlib’e müdahale için HTŞ’nin yeni durumunu bahane gösterebilir.”

        Çavuşoğlu Astana mutabakatını anımsatıp “Rus istihbaratının Türkiye’nin İdlib’de görevini yerine getirdiğine ilişkin raporu olduğunu” belirtmiş.

        HTŞ ile mücadeleyi bölgedeki ÖSO güçlerine bıraktıklarını vurgulayıp şunları söylemiş:

        “Evet, rejim bunu bahane olarak kullanabilir. Ama biz Rusya ile birlikte Astana ve Soçi mutabakatı çerçevesinde hareket ediyoruz.”

        İKİ BAŞARILI ELÇİ

        Aydın Sezgin, meslekten gelmeyen, diplomatik deneyimi olmayan siyasi kimliklerin büyükelçi atanmalarını eleştirmiş.

        Bu konu Çavuşoğlu ile arasında sert tartışmayı başlatmış.

        Sezgin’in eleştirilerine Çavuşoğlu, Dışişleri kadrosu dışından gelen büyükelçilerin daha başarılı olduklarını belirterek şu yanıtı vermiş:

        “Benim en başarılı büyükelçilerim Tokyo ve Pekin… Tokyo’da Murat Mercan, Pekin’de Abdülkadir Emin Önen çok başarılı işler yapıyor.”

        Bu sözler Sezgin’in “Şu an şaşkınlığımı gizleyemeyeceğim” tepkisine neden olmuş.

        Komisyon’da Doğu Akdeniz konusu da açılmış, CHP’li Koç, Mısır ile ilişkilerin artırılması gerektiğine işaret ederek, ileride ortaya çıkabilecek sorunlara dikkat çekmiş.

        ORTAK ELEŞTİRİ AB

        AB konusu ise hem iktidarın hem de muhalefetin farklı cephelerden eleştirilerine yol açmış.

        Muhalefet AB ile ilişkilerde yeterince çaba gösterilmediğini, Türkiye’de hukuk ve demokrasi alanındaki gelişmelerin aranın açılmasına daha çok neden olduğunu vurgulamış.

        CHP PM üyesi Eren Erdem’in tahliyesine yarım saat geçmeden başka mahkemenin tutuklanma kararı vermesini örnek göstermiş.

        “Bunlar yaşanırken hukukun bağımsızlığını AB’ye nasıl anlatacaksınız?” sorusunu yöneltmiş.

        Cumhurbaşkanı’na hakaret suçuna yönelik uygulamalar eleştirilmiş.

        Çavuşoğlu yargı kararına karışmadıklarını belirtirken, AB’de son dönem radikal siyasetçilerin yönetime geldiğini anımsatmış.

        Bunun da Türkiye ile ilişkilerin rahat yürümesine engel oluşturduğunu belirtmiş.

        Daha önce bu yöndeki tartışmalar genelde Genel Kurul salonunda yaşanırdı.

        Bakanlar yeni sistem gereği Genel Kurul oturumlarına katılamadığı için görünen o ki epey birikmiş…

        MUHALEFETİN SESİNİ ALDI

        Tartışmalar bir yana bırakılırsa ortak payda dış politika konusunda muhalefetin düşüncesini ve kaygılarını paylaştığı, hükümetin de dinleme olanağı bulduğu bir toplantı olmuş.

        Çünkü beyin fırtınalarının doğal olanından farkı, yıkmayıp yapmasıdır…

        Muhalefetin sesini de yanına alabilmesidir.

        Bunun faydası çoktur, iktidarların eline dışarı karşı kullanması için güçlü sopa tutuşturur…

        Anlaşılan o ki hepsi dünkü Komisyon toplantısında gerçekleşmiş.

        Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu bir saatliğine geldiği Komisyon’da olgunluk gösterip 2.5 saat kalmış ve en sert eleştiriyi yanıtlamış.

        Muhalefet üyeleri eleştirilerini diplomatik dil sınırları içinde söylemiş, dış politikada nelerin olup bittiği hakkında bilgi almış.

        Faydalı olmuş…

        ***

        İdris Naim Şahin gösterilmeyecek

        Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in Ordu’dan İYİ Parti veya CHP ile ortak aday gösterileceği iddiası tartışma yaratmıştı.

        İYİ Parti il teşkilatının talebi, CHP’li yöneticilerin olumsuz bir yaklaşım sergilememesi de buna eklenince tartışma her iki partide yeni bir tartışmanın fitilini de ateşlemişti…

        Nitekim konu İYİ Parti’nin dünkü Genel İdare Kurulu toplantısına da yansımış.

        İYİ Parti lideri Meral Akşener, İdris Naim Şahin konusunun bu noktaya nasıl geldiğini anlatmış.

        İl teşkilatından öneri olarak geldiğini, ısrarlı talep olmadığını belirtmiş.

        Ordu’nun CHP ile yapılan ittifak kapsamındaki iller dışında olduğunu da anımsatmış.

        “Bizim de İdris Naim Şahin’i aday gösterme gibi bir planımız yok” sözlerini kararlı bir dille açıklamış.

        KENDİNDEN MENKUL

        Hatta Şahin’in, “CHP ile İYİ Parti ortak gösterirse aday olurum” yönündeki yaklaşımı da toplantıda “kendinden menkul arayışlar” olarak değerlendirilmiş…

        İYİ Parti’nin ardından CHP’nin etkin ve yetkin isimlerine de sordum…

        Şahin ile İçişleri Bakanlığı döneminde yaşanılan kavgaları anımsatıp eklediler:

        “Bırakın adaylığını, adını düşünmemizin olanağı yok…”

        Özetle Ordu’da adaylık meselesi iki partide de kapanmış bulunuyor…

        Diğer Yazılar