Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        REKLAM

        Seçmen talepleri, belediye başkanlarının vaatleriyle ne derece örtüşüyor?

        Ya da partiler, sosyolojik tabanlarının hızla değişen politikalarına uygun siyaseti ne oranda gerçekleştiriyor.

        Bunu sormamın nedeni dün TBMM kulisinde milletvekilleri ve belediye başkan adayları ile sohbetimden edindiğim izlenimler.

        Baştan belirteyim, arka arkaya yapılan seçimler seçmen taleplerini de tüketmiş ya da oldukça farklılaştırmış.

        Çünkü her seçimde bir talebi, zorunlu ihtiyacı karşılanmış.

        Abraham Maslow’un “İhtiyaçlar Hiyerarşisi” kuramı işlemiş desem yeridir; her bir tamamlama bir yenisini üretmiş.

        Her karşılamanın sonunda da yeni bir memnuniyetsizlik baş göstermiş…

        Bazen de alt düzeydeki ihtiyaç karşılanmadan sunulan üst düzeydeki ihtiyaç anlamsız hale dönüşmüş.

        Maslow’un hiyerarşisinde sunduğu beş kuramdan yola çıkarsak, açlık, susuzluk gibi temel ihtiyaçlar zaten belediyeler veya valilikler eliyle sunulan sosyal yardımlarla fazlasıyla ortadan kaldırılmış.

        Özellikle kadınların çocuk ve kadın yardımları adı altında verilen destek bir anlamda maaşa dönüşmüş; hatta sıradanlaşmış.

        Çünkü biri kesse, diğeri vermeyi vaat etmiş; sonuçta o gelir hiç eksilmemiş.

        Yolların daha düzgün yapılması, sağlık sisteminin genişletilmesi sonucu güvenliğe yönelik ihtiyaçlarda da azalma ortaya çıkmış.

        Muhtarlara, ihtiyar heyetlerine siyasetin gösterdiği ilgi de saygınlık ihtiyacını gidermeye yetmiş.

        İKİ YENİ İHTİYAÇ

        Yani kilit taşlı yolları, kanalizasyon ve içme suyu şebekesi, doğalgazı, köy evi, ihtiyar heyeti ile muhtar odası, okulu, belediye otobüsü tamamlanan bir köyün başka ne ihtiyacı olabilir ki diyebilirsiniz…

        Tam da Maslow’un kuramına uygun şekilde, fizyolojik, güvenlik, sosyal, saygınlık, kendini gerçekleştirmeden oluşan beş ana kategoriye iki ilave ihtiyaç daha eklenmiş…

        “Bilişsel” diye adlandırılan bilme, anlama ve süratle öğrenme arzusu ile “Güzelduyusal” diye isimlendirilen estetiğe dönük iki ihtiyaç şu an en fazla talep edilenmiş.

        Doğudaki illerden bir belediye başkan adayının seçim gezisi için gittiği köyde ilk karşılaştığı talep “İlkokula, köy odasına ve muhtarın yazıhanesine internet bağlanması” olmuş.

        “FİTNESİMİZİ YAPALIM ARTIK”

        Adının yazılması için izin almadığım için belirtemiyorum, ama kendisinden talep edilen ikinci konuyu dile getirdiğinde önce şivesinden de kaynaklanan nedenle anlamadık.

        Bir daha tekrarlamasını istediğimizde çevrede herkesin kahkaha atmasına neden olan şu açıklamayı getirdi:

        “Fitness, fitness; hani spor salonlarına yerleştirilen jimnastik aletleri var ya, hah işte ondan istiyorlar. ‘Bir salon yapasın, içine de o jimnastik aletlerinden yerleştiresin, her sabah biz de fitnesimizi yapalım artık’ diyorlar…”

        Her büyükşehirde olduğu gibi kent merkezlerinde belediyelerin yaptığı spor salonlarına benzer sağlık merkezleri ve köyün parkına da dış jimnastik aletlerinden konulmasını talep etmeleri yadırganmamalı.

        Kentte ne gördüyse onu edinmeyi hakkı görüyor…

        Oy vermenin geldiği klientalist, yani ‘talebini al-oyunu ver’ kuralı içinde işlediğini bildiği için de ısrarcı oluyor.

        Bir seçim öncesinde karşılanmadıysa enflasyona uğramış gibi talebini arttırıyor, bu kez bir de yüzme havuzu ekliyor.

        İŞ-KUR SANCISI

        Taleplerle birlikte özellikle doğu ve güneydoğu bölgesi milletvekillerini ciddi oranda sıkıntıya sokan bir diğer durum ise İş-Kur aracılığıyla altı aylığına işe alınmış olanların durumu.

        İktidar partisi milletvekillerinin baş ağrısı haline gelmiş; çünkü telefonları bir dakika susmuyor.

        Tanık olduğum bir örneği aktarmam gerekirse…

        24 Haziran’daki seçim döneminde doğu illerinden birinde 2 bin kişi İş-Kur aracılığıyla işe alınmış.

        Süre 6 ay olduğu için zaman dolmuş ve şimdi yeni bir sınav açılıp yine 2 bin kişinin alınması kararlaştırılmış.

        Bir önceki dönem, kura ile işe alımının daha adil olacağına karar verilmiş ve bu yönde tercih yapılmış.

        Ancak çok sayıda başvuru yaptıkları için işe alınanların yarısını aşkın bölümü HDP seçmeninden oluşmuş.

        Bu da iktidar partisi taraftarlarının tepkisine yol açmış, ‘Sen bizi değil de onları nasıl işe sokarsın?” feveranına yol açmış.

        Geçen dönem ise bu kez kendileri belirlemeye kalkmış, birini alıp diğerini almadığı gerekçesini ileri süren kendi seçmeni birbirine girmiş.

        Milletvekilleri işin içinden nasıl çıkacağını bilmiyordu.

        Hatta içlerinden birisi çaresizlik içinde, “İş-Kur bizim orda kapansa da ben de kurtulsam” duası ediyordu…

        ***

        Yeni başkan için takvim tamam…

        İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı nedeniyle hafta başında TBMM Başkanı Binali Yıldırım görevinden ayrılacak.

        Bu kapsamda yeni başkanın ne zaman seçileceğine ilişkin takvim de kesinleşmiş.

        Zaten yasa gereği TBMM Başkanı’nın boşalmasından sonra 5 gün içinde adayların başvurusu yapılıp, devamında da seçim turlarına geçilmesi gerekiyor.

        AK Parti takvimi bu kuralı da dikkate alarak şekillendirmiş; 24 Şubat Pazar günü seçimin yapılmasına karar vermiş.

        Adaylar konusunda isim çoktu ancak AK Parti grubunda ve yönetiminde kimin olacağına yönelik bir netlik yoktu.

        AK Parti’de adaylık için öne çıkan isimler, TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop, AK Parti Başkanvekili Numan Kurtulmuş ve Anayasa Komisyonu Başkanı Bekir Bozdağ ile Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı…

        MHP kulisine girdim, kimin olabileceğini sordum, “Kimi önerirlerse biz ona oy vermeye hazırız; kendi tercihlerine karışmayız…” dediler.

        Konunun da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Bahçeli arasındaki görüşmede açılmadığının da altını özenle çizdiler.

        Bu kez karşıma çıkan ilk CHP’liye tahminini sordum…

        MHP’liler gibi ketum davranmadı, “Mustafa Şentop Başkanvekili olarak alıştı, onunla devam eder herhalde” demesin mi?

        Bakalım kimin tahmini tutacak…

        Diğer Yazılar