Oyu vaat değil, talep topluyor…
Bir süredir Anadolu’da dolaşıyorum…
Geçmiş seçimlerde de aynı bölgelere uğramış, seçmen nabzını tutmuştum…
Toplamda 8 yılı aşan sürede dikkatimi çeken en önemli nokta, seçmenin oyu karşılığı beklentilerindeki dönüşüm…
Bu denli hızlı değişeceği, sandıklar arasında bir yıl dahi geçmeden taleplerin bu denli farklılaşacağını tahmin etmezdim.
Şunu belirtmeliyim ki 2011 genel seçiminden bu yana seçmen öncelikleri neredeyse 180 derece farklılaştı…
Bunu 2014 seçiminde sandıktan çıkıp, beş yıl süreyle kentleri yönettikten sonra tekrar aday olan belediye başkanlarından çok daha fazla duyar oldum.
TALEP UÇURUMU
Çünkü, 2014 yılındaki beklentiler ile bugünkü arasında uçurum var desem yanlış olmaz…
2014’te köyünün yolunun yapılmasını isteyen seçmen, şimdi köy meydanına ücretsiz internet istiyor…
Geçmiş seçimde altyapı, yol, su getirmesini isterken, bugün istihdamı da köyünün yakınına getirmesini talep ediyor.
“Bu belediye başkanının işi mi?” denilebilir, ancak seçmenin talebini belediye başkan adayının ötelemesinin olanağı yok.
Çünkü diğer il veya ilçedeki uygulamasını görüp, neden kendisine de aynı hizmetin sunulmadığını sorguluyor.
Talepler o denli artmış ki belediyeler de bunu daha verimli hale getirip, hem kırsaldaki hem de kentteki seçmenin gönlünü kazanmanın yolunu bulmuş.
Bazı yerlerde talep doğrultusunda belediyenin koordinatörlüğünde kooperatif kurulmuş.
Bazıları manda yavrusu, kuluçkalık yumurta, koyun dağıtmış, bunların yetiştirilmesi halinde sütlerini ve etlerini alma sözü vermiş, alıp satmaya da başlamış.
Her kesilen küçükbaş veya konulan hedefe ulaşan litredeki süt karşılığı bir manda yavrusu veya koyun daha hibe verilmesi yönüne gidilmiş.
Onlardan alınan ürünü de ucuz bir şekilde kentteki hemşehrilerine dağıtan belediye başkanı iki taraflı propaganda olanağını yakalamış.
Bazı bölgelerde de domates, salatalık, marul, şeftali, kayısı, kiraz gibi sebze, meyve tohumu ve fidesi karşılanır olmuş…
VAATLER ZITTINI ÜRETMİŞ
Dikkatimi çeken ise sokakta görülmeyen seçim havasının, seçmen nezdinde çok daha yüksek seviyeye ulaşmış olması.
Buna neden de propaganda modelinin seçmen tercihi doğrultusunda tam zıttına dönüşmüş olması…
Yakın geçmişteki sandıkta aday gelir, vaatlerini sıralar, ardından da oy talebinde bulunurdu.
Hatta gelecek beş yılda neleri yapacağını da tek tek sıralar, eğer varsa yanında getirdiği broşürlerle de sergilerdi…
Anlaşılan o ki vaat yorgunu haline gelmiş seçmende bugün bu yöntem çalışmıyor.
Vaat süreci kapanmış, talebin gerçekleşmesi dönemine geçilmiş…
Seçmen ister iktidardan ister muhalefetten olsun, adayın vaatte bulunmasına önem vermiyor; “Yap görelim, ona göre oyumuzu verelim” diyor…
Eğer talepleri yerine getirilmemiş ise adayın yanına dahi yaklaşmıyor, vaatlerini yerine getireceğini kanıtlaması için kontur garanti istiyor…
“SAĞLIK SİSTEMİ KUR”
Bir ilçede yaşanan da bunun en iyi örneği…
Muhaleffetteki partilerden birinin büyükşehir belediye başkanlığını elinde tuttuğu ilçe, iktidar milletvekilinden sağlık ocağı talebinde bulunmuş.
Milletvekili de Haziran’daki seçimde bunu yerine getirme sözü vermiş.
Ancak aradan geçen zaman içinde bu talep yerine gelmeyince bu kez muhalefetteki büyükşehir belediye başkanına aynı talepte bulunulmuş…
Büyükşehir belediye başkanı bunun yetkisinde olmadığını belirtmekle birlikte, “Ne zaman isterseniz size doktor ve sağlık görevlisi yollamaya söz veriyorum” demiş…
Bir ekip kurup, köy ve uzak mahallelerde sağlık kontrolü ve ilaçlarının enjeksiyonlarını yaptırmaya başlamış…
YAPAN ALIR
Sahil şeridindeki bir bölgenin evdeki yaşlıların öğrenci servisi gibi yöntemle sabah alınıp, gün boyu bakıldıktan sonra akşam mesai bitimi sonrası getirilmeleri…
Uygulamaya da konulmuş…
Özetle yolu, suyu, kanalizasyon eksiği kalmayan seçmen belediyeden daha farklı hizmet bekliyor.
İdeoloji de ortadan kalkınca talebini kim daha iyi karşılar ona bakıyor, oyunu da ona yöneltiyor…
Yeni dönemde vaat değil, talep oy topluyor…
