Gerilimin hedefinde aslında o ülke var…
DOĞU Akdeniz’de yatışmaya başlayan kontrollü gerilim en çok kimin işine yarar?
Veya soruyu tersinden yönelteyim, bu gerilimi en çok kim istemez?
Her iki soruyu Prof. Dr. Sertaç Başeren yönelttiğinde ben de bir çırpıda yanıt veremedim…
Doğu Akdeniz’i yarattığı haritalarla da en iyi anlatan, Libya ile Deniz Yetki Anlaşması imzalanması konusunda emeği olan, özetle bu coğrafyayı en iyi bilen olması nedeniyle boş gözlerle kendisine bakınca o bildik gülümsemesini attı.
“Anlatayım…” deyip devam etti.
Prof. Dr. Sertaç Başeren’in dikkat çektiği ABD’nin Kuzey Akım ve Türk Akımı’nın ikinci boru hatlarını CAATSA yani Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası kapsamına alması...
Buna göre Rusya’dan “Kuzey Akım” veya “Türk Akımı” adında ikinci boru hattının geçmesi halinde projeye katılan ülkelere yaptırım uygulayacağını açıktan duyurdu…
KAYA GAZI SATMAK İÇİN
Prof. Dr. Başaren, Washington yönetiminin daha önce de Almanya’ya “Benden kaya gazı almak varken, neden Ruslara para ödeyip yarın sana dönecek silahlanmasına destek oluyorsun?” yaklaşımı sergilediğini de anımsatıp ekledi:
“Ancak Merkel meseleye ticari baktı; ucuz ve kendisine sürekliliği olan hemen ulaşacak bir gaz varken hemen alma yoluna gitti, jeopolitik düşünmedi. Ülkesinin ihtiyacını önceledi…”
Buna karşın inşası devam eden Almanya’ya sadece 100 km kadar kalan Kuzey Akım-2 boru hattı konusundaki sorunun yükseldiğini anımsattı.
“O boru hattı Almanya’ya kadar biraz zor gelecek gibi görünüyor” dedi.
AKDENİZ GAZI ALMANYA İÇİN GARANTİ EDİLİYOR
Doğu Akdeniz ile bunların bağının ne olduğunu sorgular gözle beni yakalayınca, “Tam da o noktaya geleceğim…” deyip sözlerini sürdürdü:
“ABD Almanya’ya CAATSA yaptırımlarını göstererek alternatif olarak kaya gazına yönelmesini istiyor. Ancak Almanya da gaz konusunda daha kalıcı bir güvence arıyor. İşte tam bu noktada Doğu Akdeniz ABD’nin imdadına yetişmiş görünüyor. Akdeniz gazını Almanya için garanti edilmesinin zeminini yaratıyor…”
Aktardığına göre Almanya Rusya’dan 57 milyar metreküp gaz alıyor.
İkinci boru hattı ile bu çok daha yüksek bir rakama çıkacak, İtalya’nın aldığı da eklendiğinde sadece ikisi için duyulan ihtiyaç 90-100 milyar metreküp.
Akdeniz’de ise şu aşamada tespit edilen gaz miktarı 9 trilyon metreküp, bunun çıkarılabilir olanı 5 trilyon metreküp civarı.
YUNANİSTAN-GKRY ÜZERİNDEN İKNA
Almanya’yı ve AB’nin diğer ülkelerini ikna edebilmek için AB’nin üye ülkesi Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ı kullanıyor, onun üzerinden planını gerçekleştirmek istiyor.
Prof. Dr. Sertaç Başeren son dönem ABD’nin Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimine yanaşmasının gerisindeki nedeni buna bağladı.
Peki Almanya bir yanda istikrarlı enerji varken buna razı gelebilir mi?
Almanya Şansölyesi Merkel’in görevden ayrılma kararı almasının ardından yerine en yakın aday olarak gösterilen Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder’in geçmişteki sözlerine dikkat çekti.
“Çoktan Kuzey Akım-2 projesine karşı olduğunu açıkladı” dedi.
TÜRKİYE’YE NE GETİRİR?
Bu Türkiye açısından yeni bir sorun oluşturur mu kestirmek zor.
Ancak Prof. Dr. Başeren’e de göre boru hatları bu coğrafyanın taşıma aracı olmaktan çıktı.
Onun yerine ABD’nin kaya gazı teknolojisi sonucu ulaştığı gazı sıvılaştırma sistemleri var.
Daha çabuk kuruluyor, hem de buradan üretilen istenilen her yere çok daha ucuza gemilerle taşınabiliyor.
İstenirse, Çin’e bile götürülüp satılabiliyor, boruya ihtiyaç duyulmuyor.
BU KADAR İÇİN SAVAŞILIR MI?
ABD, yaptığı anlaşma sonucu bu tesisi Mısır’a kurmaya başladı bile; bu da Rusya açısından yeni bir dönemin kapısını araladı.
Bununla birlikte, Prof. Dr. Başaren’in de vurguladığı gibi Rusya açısından en büyük avantaj Akdeniz’deki gazın 9 trilyon metreküp gibi az bir miktarda olması…
Rusya’nın elindekinin ise bunun katbekat fazlalığı ile istikrarlı enerji sunumuna sahip olması…
Baştaki sorulara ekleme olmak üzere bir de benden; Doğu Akdeniz’deki bu kadar az gaz için kim savaşır ki?