Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        ASLINDA süreç Nasrettin Hoca’nın ördüğü kazakları satıp çok para kazanma hikayesindeki gibi…

        Önce çalı dikecek, sonra çobanları ayarlayıp koyun sürülerini bu çalıların arasından geçirmelerini sağlayacak.

        Çalılara takılmış yünleri alıp eğirecek ve ondan da kazak örüp satacak; çok para kazanacak.

        Muhalefetin rasyonelleştirilmiş parlamenter demokratik sisteme geçiş için gerekli olan süreci bu şekilde sıralayınca İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı, “O denli de zor değil, tek mesele çalıyı dikmekte” deyip devamını getirdi:

        “Seçimi kazanalım yeter, çünkü o zaman AK Parti bizim getirdiğimiz parlamenter sisteme dönmeye ilişkin metni en çok savunan olur…”

        Muhalefet başına güçlendirilmiş, revize edilmiş, rasyonelleştirilmiş gibi farklı tanımlamalar koyuyor olsa da “parlamenter sistem” konusunda söylem ittifakını sağlamış görünüyor…

        Burada soru çerçeveden çok içerik konusunda uzlaşının sağlanıp sağlanamadığında ortaya çıkıyor.

        Yani Cumhurbaşkanı tarafsız olacak, partiler üstü kimliğini koruyacak, ama örneğin Başbakan ile yetki paylaşımı olacak mı?

        Mesela valiler, büyükelçiler, Diyanet İşleri Başkanı, Genelkurmay Başkanı veya kuvvet komutanları gibi önemli bazı makamların atanmasında imzasına gerek duyulacak mı?

        Yani tek başına mı atayacak, yoksa geçmişte olduğu gibi üçlü veya ikili kararname ile mi olacak?

        74 MADDELİK TASLAK

        Bütün bunların ortaklaşması için de bir yönteme ihtiyaç var.

        Nitekim CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu parti binasında ziyaret eden DEVA Genel Başkanı Ali Babacan ile ele alınanların konuların başında da bu mesele varmış.

        Görüşme sonrası CHP Hukuk İşlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek ile sohbet ederken, rasyonelleştirilmiş parlamenter sistem konusunda uzlaşının olduğunu belirtti.

        Erkek’in koordinasyonunda uzun süredir aralarında İstanbul Politik Araştırmalar Merkezinden Prof. Dr. Şule Boyunsuz ve Demirhan Burak Çelik ile partinin hukukçu milletvekillerinden oluşan bir heyet çalışıyordu.

        Erkek’e daha önce Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun hazırlayıp partilere sunduğu metin ile İYİ Parti’nin son olarak milletvekilleriyle masaya yatırdığı Anayasa metni hakkındaki görüşünü sordum.

        Bu metinler üzerinde de çalıştıklarını ama kendi metinlerini oluşturduklarını belirtti.

        Babacan’ın dün vurguladığı gibi “bir vizyon belgesi buluşacaklarını” bildirdi.

        Anlattığına göre dünkü görüşmede de bu konuda bir uzlaşıya varılmış, parlamenter sistem konusunda görüş birliğine varan partiler biraraya gelip, genel çerçevenin çizildiği bir vizyon belgesi yayınlayacaklarmış.

        YAPICI UZLAŞTIRICI

        Benzer görüşü İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Paçacı da dile getirdi.

        Kurmayların biraraya gelip bir niyet beyanı belgesi yayınlamasının iyi olacağına vurgu yaptı.

        Erkek, Cumhurbaşkanı’nın parti bağının kesilmesi, hükümetin parlamentodan çıkması, senatonun olmadığı tek meclisli parlamento yapılanması düşündüklerini, başbakanın daha güçlü olduğu bir sistem arzuladıklarını vurgulayıp ekledi:

        “En temel unsurumuz yapıcı uzlaştırıcı güvensizlik oyuna dayalı bir sistem; yani hükümetin kurulması kolay, ama devrilmesi zor olacak… Örneğin genel kurula katılanların bir fazlasının oyu ile hükümet kurulabilecek ama yıkılması için daha yüksek oya ihtiyaç olacak…”

        SİSTEM, SÖYLEM, YÖNTEM İTTİFAKI

        Aktardığına göre parlamenter demokratik sistemi savunan partiler uzlaştıkları noktaları belirleyip vizyon belgesine koyacak, aykırı gördükleri maddeleri ise ayıklayacak, en son ele alacak.

        Böylece uzlaşının kolaylaştığı bir sisteme ulaşılmış olacağını da vurguladı.

        Şurası açık ki uzun süredir yürütülen temaslar sonucu muhalefet blokunda ciddi bir bütünlük var.

        Daha önce de belirttim, ayrışma yerine önce sistem, ardından söylem, şimdi de yöntem üzerinde ittifakı oluşturmayı başardı.

        Böyle gidebilir mi?

        Bunu seçim yaklaştıkça daha iyi anlarız…

        "Milletvekilleri meslek grubu olsa ilk sıradaydı"

        "Milletvekilleri meslek grubu olsa ilk sıradaydı"
        0:00 / 0:00

        TBMM Başkanı Mustafa Şentop dün sabah aradı…

        Ağırlıklı olarak milletvekillerine aşı yapılması konusunda sohbet ettik.

        Milletvekillerinin iddia ettiği gibi bir aşılama takvimi belirlemediklerini belirtti.

        Bazı milletvekillerinin gelecek hafta aşı için TBMM’nin tatile gireceğine yönelik görüş beyan ettikleri bilgisinin kendisine de ulaştığını, ancak bunun doğru olmadığını bildirdi.

        Bununla birlikte bir noktanın altını çizme gereği duydu:

        “Bugün nüfusun %2’si hastalanmış. Bu %2 içinde en fazla hastalığa yakalanan kesim kim biliyor musunuz; milletvekilleri. Eğer bir meslek grubu olsa ilk aşılanması gereken grupta yer alırdı. Çünkü %24.3’ü hastalanmış. Yani 10 kattan fazla hastalığa yakalanan kesim olmuş…”

        BU DENLİ GÖRÜNÜR KAÇ GRUP VAR?

        Bunun göz önünde bulundurulması gerektiğine vurgu yaptı, eğer bir aşılama takvimi uygulanacaksa ilgililerin bu durumu göz önünde bulundurması gerektiğini belirtti.

        Başkan özetle diyor ki biz ön almak için çaba göstermiyorum, bir gerçeğin görünür kılınmasını sağlamaya çalışıyorum...

        Nitekim, TBMM’de bugüne kadar aşı sırası gelip yaptıranlar ve hastalanarak antikor üretenler düştüğünde 200 kadar milletvekili kalmış.

        Başkan Şentop’a bu durumu aktardığımda kesin bir rakam söylemekten uzak durarak daha önemli bir noktaya işaret etti:

        “Seçmeniyle her gün buluşmak zorunda. Her gün her kesimden insanla mecburen beraber oluyor, seçim bölgesinde gezmesi gerekiyor. Bu denli yoğun temas altında olan kaç grup var?”

        Başkan Şentop, yerden göğe kadar haklı…

        Diğer Yazılar