İttifakın muhalefeti...
SİYASİ Partiler ve Seçim kanunlarında yapılan düzenlemelerin, milletvekili dağılımına adil etkisini dün bu sütunda örnekleri ile aktarmıştım.
Yeni düzenleme bir başka işleve daha sahip olacak…
İttifak partilerinin milletvekili seçiminde avantajını ortadan kaldırdığı için, ittifakta olmak mevcut düzenlemedeki gibi yüksek fayda sağlamayacak.
Bununla birlikte az oy alan partilere barajı aşma kolaylığı getirdiği için, 30’dan fazla milletvekili olan seçim bölgelerinde %3-4 oyu olan partilere bir vekil çıkarma şansını sunacak.
Bununla birlikte, az oy alan partilerin, yüksek oy alan partinin listelerinden aday gösterme çabasını da çoğaltacak…
ADİL DAĞILIM SAĞLAR
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ittifakların daha avantajlı getiriye sahip olmasını koruyacak.
Gelelim düzenlemenin 6’lı ittifak çabalarında epey yol alan muhalefete…
Millet İttifakı’nın yeniden tanımlanması ve gelecek yapılanması ile perspektifinin ortaya konulmasına dönük çağrıların şevkini etkilemesi kaçınılmaz…
Çünkü mevcut Milletvekili Seçim Kanunu, milletvekili dağılımını ittifak sepetinin içinde yaptığı için, az oy alan partilere de önemli sayıda milletvekili çıkarma avantajı sağlıyordu.
Dün de aktardığım örnekte olduğu gibi; diyelim ki iki milletvekili çıkaran seçim çevresinde A partisi 100, B partisi 51 ve C partisi de 74 oy alsın; A ve B ittifak yapsın...
Bu durumda A+B toplamı 151 olduğu için iki milletvekili ittifak sepetine gidiyordu; onlar da kendi içinde birer milletvekilliğini paylaşıyordu.
B partisi kendisinden 23 oy daha fazla alan C partisine rağmen 51 oyla bir milletvekili kazanıyordu.
Bu haksızlığı ortadan kaldırıp oylara göre milletvekili dağılımını adil hale getiriyor.
CHP DE BENZER ÖNERİYİ VERMİŞTİ
Düzenlemenin ittifakları anlamsızlaştırdığını söyleyenler meseleye buradan bakıyor olabilir.
Ancak teklif yukarıda da belirttiğim gibi İstanbul başta olmak üzere üç seçim çevresi bulunan büyükşehirlerde barajı aşarak tek başına milletvekili çıkarma fırsatı da sunuyor.
Çünkü geçen seçim %2,5 ile bir milletvekili çıkaran bölgeler vardı…
Daha ilerisi geçen seçimde de örneklerine rastlandığı gibi, yarattığı iklim, siyasi aura ile ittifak partilerinin öteki kesimlerden oy çekmesini sağladı…
Büyük havuzdan kaçan suyu, ittifak halindeki diğer partinin ızgara gibi tutmasına, dışarı taşıp kaçmasına engel oldu.
Ayrıca yakın geçmişte CHP de benzer öneriyi tartışmaya açmış ve düzenlemenin dün verilen şekilde yapılması için teklif vermişti.
CUMHURBAŞKANLIĞINDA İTTİFAK OLMAZSA OLMAZ
Milletvekili seçimi açısından ittifaklarda durum böyle…
Cumhurbaşkanlığı seçimi için ise ittifaklar 50+1 gerekliliği nedeniyle kaçınılmazlığını sürdürüyor.
İttifakın şeklinin ve yönteminin en fazla tartışıldığı Millet İttifakı’na etkisine gelince…
CHP, İYİ Parti, Saadet ile DEVA ve Gelecek Partilerinin etkili isimleri ile dün sohbet ettim.
Saadet Partisi’nde milletvekili seçimi için ittifakın anlamının kalmadığı bakışı vardı.
CHP ve İYİ Parti ise daha temkinli tutum içindeydi.
Dolayısıyla 27 Mart’ta DEVA Genel Başkanı Babacan’ın ev sahipliğinde yapılacak ikinci 6’lı liderler zirvesinden nasıl bir sonuç çıkacağını kestirmek zor.
Özellikle de Gelecek Partili Genel Başkanı Davutoğlu ve DEVA Genel Başkanı Babacan’ın ittifak için yol haritasının belirlenmesini istediği bir süreçte…
Teklif sonrası gelen açıklamalara bakılırsa milletvekilliği seçiminde ittifak yapılması konusunda farklı bir durum var.
CHP’DEKİ İTTİFAK KARŞITLIĞI
Sanılmasın ki bu, az oy alan veya yeni kurulan partilerden geliyor.
Tam tersi CHP içinde böyle bir tavır var…
Bunun yansıması 6 liderin bir araya gelmesi sonrasında da hissedilmişti…
Oturma düzeninden, sonradan açıklanan 6 liderin imza koyduğu ortak metinde laikliğin yer almasına, Atatürk adının neden geçmediğine kadar birçok adımda kendini gösterdi.
Oysa metni okusa, laikliğin birden çok yerde geçtiğini görme olanağına sahip olacaktı…
Ayrıca ortaya çıkarılan da bir seçim beyannamesi değildi…
Buradaki amaç belli…
Oyunları, ittifaktan çıkması muhtemel olmayan kişilerin adaylığı üzerine kurulu…
İttifak olmazsa, geçmişte yaptıklarına benzer şekilde parti içinde bastırıp, istedikleri ismi aday yapabilme gücünü kendilerinde görüyorlar.
Özetle parti içi iktidara oynuyorlar…
ERKEN SEÇİM YAPILAMAZ MI?
Siyasi Partiler ve Seçim kanunlarında değişiklik yapan 15 maddelik teklifin seçimin süresi ile ilgili yarattığı duruma gelince…
Sanılıyor ki düzenleme bu tarihte verildiğine göre bundan böyle seçim ancak bir yıl sonra yapılabilir.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya’nın da vurguladığı gibi düzenleme AK Parti ve MHP’nin eline iki fırsatı birden verdi.
Eğer mevcut seçim sistemi kendisine yarıyorsa erken genel seçime gider, eğer yeni düzenleme yarayacaksa değiştirdiği ile zamanında seçimi yapar.
Biraz zahmetli olsa da değiştirilmiş teklif ile erken seçime gidilmesi de mümkün.
Anayasa’nın 67’inci maddesinin son fıkrasında, “Seçim kanunlarında yapılan değişikliklerin bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanamayacağı” hükmünü bu seçimde askıya alacak bir geçici Anayasa maddesi değişikliği getirir.
Hiçbir parti buna karşı çıkamayacağı için referanduma gerek kalmadan 400 milletvekilinin oyuyla TBMM’den geçer.
Dolayısıyla teklife tek başına seçim kanunlarında değişiklik yapan düzenleme olarak bakan yanılır.
Bu düzenleme her partinin hesabını yeniden yapmasına neden olur…