Eski aşının ömrü bitti…
TÜRKİYE’DE çoğu insan 7-8 ay kadar önce aşı oldu…
O tarihten bu yana da aşı süreci çok az ilerledi, hatta son dönem aşı tanımı yapılmadığı için de üç ayda bir gerçekleşen takviye aşıların yapılma süreci sonlandı.
Burada asıl soru, “Mevcut aşıların koruma gücü ve etkisini sürdürüp sürdürmediği…”
Yani, Omikronun yeni varyantlarına karşı etkisinin olup olmadığı.
Soruyu bu şekliyle sormamın nedeni de kısa süre önce Türkiye’ye ödül almak için gelen BioNTech aşısını bulan Dr. Uğur Şahin’in yeni varyanta karşı aşı üretiminin en az üç ay alacağına yönelik yaklaşımı…
YENİ AŞI GEREKİYOR
Salgında vaka sayısı artışı olunca, kendisi de aşı mucidi olan, konunun uzmanı virolog-mikrobiyolog Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz’ü arayıp mevcut aşıların koruyuculuğunu sordum.
“Ben de o cümlesini dinledim. Tersten okursak, ‘yeni varyantlara karşı, yeni aşı gerekiyor, o da üç aydan önce çıkmaz’ diyor…” diye yanıt verip devamını getirdi:
“Burada önemli olan her bir bireyin aşı veya hastalık geçirme durumuna göre vücudundaki nötralizan antikoru seviyesi. Her bir bireyde farklı olabilir. Bunun tespit edilerek aşı yapılmasında fayda var. Oysa biz İsrail ve ABD’deki çalışmalara bakarak herkese üç ay arayla aşı yapmasını önerdik.”
KORUYUCU DEĞİL AMA YATIRMIYOR
Soruyu bir adım ileri götürdüm, 7 ay önce aşı olanların bugünkü salgına karşı dirençlerinin nasıl olduğunu sordum.
“Koruyucu bir etkisi yok ama hastaneye yatışlara karşı önemli” dedi.
Prof. Dr. Hasöksüz yaptıkları yeni çalışmadan da söz etti.
Her bir bireyin kan serumuna bakarak, aşıya ihtiyaç duyup duymadığını tespit eden yeni bir sistem geliştirdiklerini ve yakında devreye sokacaklarını bildirdi.
Verdiği bir diğer bilgi ise Türkiye’nin Çin ve İrlanda’nın ardından dünyada üçüncü olacak “Biyogüvenlik-3” laboratuvarını kurmalarıydı.
Yeditepe Üniversitesi’nde bu çalışmayı yaptıklarını belirtti.
Bu laboratuvarların önemine vurgu yaptı, bu sayede virüslere karşı, hangi uygulamaların daha etkili olduğunu görme olanağına kavuşacaklarını belirtti.
Salgına ilişkin endişesi de devam ediyordu.
SONBAHAR KAYGISI
Koronavirüse karşı mücadelenin bir diğer önemli ismi, Prof. Dr. Levent Akın ise bir bilim insanı olarak dün Ankara Sakarya’da gözlem yapıyordu.
“Salgının bu şekliyle devam etmesi halinde işimiz sonbaharda çok zor” diye söze girdi.
Batılı ülkelerin bugünden aldıkları tedbirlere dikkat çekti.
Her iki bilim insanı da kalabalık yerlere girerken maske takma alışkanlığının devam ettirmek gerektiğine vurgu yapıp şu uyarıda bulundu:
“Belki ağır geçirilmesi söz konusu olmayabiliyor. Ancak kalp gibi altta yatan hastalığı olanlarda çok riskli. Ayrıca yaşlılarda etkisini sürdürüyor. Unutulmamalı ki evdeki yaşlı insanlara da çoğunlukla evdeki genç kişiler dışarıdan getiriyor.”
Bugüne kadar iki bilim insanının geçmişte söyledikleri bir şekilde karşımıza çıktı.
Umarım sonbaharda yeni bir patlama olmaz…