Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        SİYASET tek başına bir aritmetik değildir, ama gelecek okumalarının en önemli temelidir.

        Sonuç olarak kamuoyu yoklamalarında aritmetiğe başvurulur.

        İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında siyaset yasağını getiren kararın nasıl sonuç getireceğini tahayyül etmenin yolu da ister istemez siyasal aritmetikten geçer…

        Ancak bunun doğru sonuç verebilmesinin yolu da siyasal süreçle birlikte, toplumsal iradenin iyi yönetilmesiyle mümkündür.

        Görünen o ki İmamoğlu kararını protesto için 6’lı Masa liderlerinin Saraçhane’deki düzenledikleri, “Millet iradesine sahip çıkıyor…” mitingi de buna dayanıyor.

        Bir sonuç getirip getirmeyeceği de liderlerin bundan sonraki tutumlarına ve siyasetin seyrine bağlı gelişecek.

        İKİNCİ GALİBİ DE GİTTİ

        Liderler açısından ele alırsak…

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, Samsun’da bir sonraki seçimde Cumhurbaşkanı adayı olmayacağını açıklamıştı.

        Türkmenistan dönüşü de “AK Partiliyim; ben partimden ayrılır mıyım. Ben kurmuşum bu partiyi. Bu arkadaşlarımızı yalnız bırakmam mümkün mü?” diyerek siyasete devam edeceğini açıkladı.

        Siyaset içinde Erdoğan için İstanbul’un önemi de malum…

        Böyle bir ortamda, seçimde rakibi olma ihtimali olan üç siyasetçiden birinin oyundan çıkmasının durdurulmasını ister mi?

        Soruya buldukları yanıttan olsa gerek CHP’de dünkü beklenti, Yargıtay sürecinin de hızlı ilerlemeyeceği yönündeydi.

        Bu yargıya varmalarının nedeni, yıllar önce attığı tweet nedeniyle mahkemede siyasi yasaklı hale gelerek CHP İl Başkanlığı görevi sona eren İstanbul seçiminin diğer galibi Canan Kaftancıoğlu hakkındaki kararın da 52 günde çıkmış olması…

        Benzer şekilde attığı tweet ile de durumunu anımsatan HDP’nin tutuklu eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş için üst mahkeme 41, Diyarbakır Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’ya da 35 günde karar vermesi…

        Bu üç örneğe bakarak öngörüde bulunmak zor olmasa gerek…

        Liderlerin ortak mitinginin yargı sürecine nasıl etki edeceğini görmek için de Kaftancıoğlu için Maltepe’de düzenlenen miting en iyi yanıt; sonucu değiştirmedi…

        İMAMOĞLU’NUN TERCİHİ

        Bu süreç İmamoğlu’na öngörülmedik bir katkı getirdi, “sürecin doğal adayı” yaptı.

        İmamoğlu’nun bu süreçte tercihinin ne olacağı konusunda ise CHP’nin etkin isminin dün dile getirdiği şu sorunun yanıtı aranıyor:

        İmamoğlu aday olup kazanması durumunda 2’nci yılın sonunda temsili hale gelmesi hedeflenen Cumhurbaşkanlığı makamını mı, yoksa 2 yıl sonra Genel Başkanlık ve Başbakanlığı mı arzu eder?”

        Bu sorunun devamına, toplumun iradesinin hangi yönde olacağı sorusunu da eklemek gerekir…

        KILIÇDAROĞLU NEDEN GİTTİ?

        Bu süreçte CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu tam da dava günü Almanya’ya gitmesi nedeniyle çok eleştirildi.

        CHP yöneticilerinin hemen hepsi dün benzer anlatıma sahipti.

        İddialarına göre Kılıçdaroğlu geziye gitmeden önce Ankara’da kahvaltı yaptığı İmamoğlu ile görüşmesinde konu gündeme gelmiş.

        İmamoğlu’nun avukatlarının mahkemeden savunma için süre isteyecekleri, teamüllere göre 10 gün daha süre alınabileceği iletilmiş.

        Mahkemeden karar çıkması ihtimalinin olmadığı beklentisi nedeniyle geziye gitmekte mahsur görmemiş.

        Mahkemenin sabah bölümünde avukatlar savunma için süre istemiş, ancak saat 13.00’te hakim ara verirken, “Savunma için üç saatiniz var” deyince ortalık karışmış.

        Kararın çıkacağı da o an anlaşılmış.

        HİZMETİN YERİNİ GÖSTERDİ

        Kılıçdaroğlu uçakta olduğu için ulaşamamış; haberi aldığında da dönme kararı almış…

        Kabul edelim ki bunlar, her ihtimal düşünülüp gezinin yapılmasının gerekçesi olmamalı.

        Kılıçdaroğlu bu sürecin sonunda İmamoğlu’nun adaylığının önüne koyduğu “Göreve devam edecekler…” kararlılığından vazgeçer mi?

        Yanıtını Kılıçdaroğlu’nun dün Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın sorusunu yanıtlarken verdi:

        “Hiç kimse Ekrem Bey'i İstanbullulara hizmet etmekten alıkoyamaz…”

        AKŞENER’İN CEVVALİYETİ

        İYİ Parti lideri Meral Akşener’in İstanbul’a gidişindeki gelişmeler Mahkeme’nin başladığı dakikalarda kendisine gelen bir bilgi ile başlamış.

        “Mahkûmiyet kararı çıkabilir” bilgisi paylaşılınca dikkatini İstanbul’a vermiş; mahkeme ara verince de bazı temaslarda bulunmuş.

        İmamoğlu ile de konuyu müzakere ettikten sonra karayolu ile İstanbul’a gitme kararı almış.

        Yolda ilk aradığı kişi de CHP lideri Kılıçdaroğlu olmuş, ancak uçakta olduğu için ulaşamamış.

        Burada da kalmayıp, 6’lı Masa’nın tüm liderlerini aramış ve hepsine de gittiği bilgisini vermiş.

        İYİ Parti kurmayları Akşener’in İmamoğlu’na destek amacıyla gidişinden mana çıkarıp CHP ile gerilime yol açacak yorumlar yapılmasından hoşnut değildi.

        Durum böyle olmakla birlikte bir gerçek var ki CHP bu konuda aynı cevvaliyeti göstermedi.

        Dolayısıyla kimsenin dönüp “Sen neden daha atak davrandın” deme hakkı yok.

        Mitingde de zaten liderlerin birbirleri ile yakın ve samimi ilişkileri de aralarında bir sorunun olmadığının yansımasıydı.

        Sadece liderler değil, tabanları da ilk kez ortak mitingde buluştu, yan yana slogan atıp, aynı amaca dönük mücadele kararlılığını gösterdi.

        Zıtların birlikteliğini gerçekleştirdi; İlerisi için ortak miting yapabilmenin provasını gerçekleştirdi.

        Etkili de oldu…

        Cumhur İttifakı kanadından dün ardı sıra gelen, “henüz yargı süreci tamamlanmadı” yönündeki açıklamalar da bunun en önemli göstergesiydi.

        Diğer Yazılar