Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

SOSYAL medyada yoğun şekilde devam eden bir “Osmanlıca”, yani “eski harfler” tartışması varmış, bir kesim okuma-yazma oranının harf inkılâbından önce yüzde üç, en fazla da yüzde beş olduğunu iddia ediyor, karşı taraf ise yüzde yirmilerden, yirmibeşlerden bahsediyormuş ve okuyucularım “Oranın doğrusu nedir?” diye soruyorlar...

Sualin doğru cevabını sadece Allah bilir!

Bizler bilmiyoruz, zira okuma-yazma oranı hakkında o devirlerde yapılmış sağlam bir istatistik bulunmadığı için bugün elimizde güvenilir herhangi bir kaynak mevcut değildir!

Üstelik, 19. yüzyılın sonlarından itibaren okul ve öğrenci sayıları temel alınarak yapılan tahminler de gerçek bir netice vermekten uzaktır, çünki o devrin okur-yazar sayısı sadece mekteplilerden ibaret değildir. Büyük şehirlerin varlıklı ailelerinin çocukları evlerde yahut konaklarda özel derslerle yetiştirilmekte; o devrin Maarif’ine bağlı olmadan faaliyet gösteren ve resmî mahiyeti bulunmayan okullarda da okuma-yazma öğretilmektedir ve bu sayılar resmî öğrenci adedine dahil değildir.

“Bu oranın doğrusunu biz bilmiyoruz, Allah bilir!” dememin sebebi, işte bu kaynak ve ciddî istatistik yokluğudur ve bugün ortaya atılan oranların sağlam bir temeli yoktur.

İstatistik mevcut değildir ama bu konudaki ilk resmî açıklama çok önemli bir kişi, bizzat Mustafa Kemal tarafından 9 Ağustos 1928 gecesi Sarayburnu Parkı’nda yapılmıştır ve Mustafa Kemal okuma yazma oranından bahsettiği konuşmasında bu oranın “yüzde on” olduğunu söyler!

GÖZARDI EDİLEN NUTUK

Cumhuriyet tarihimize “Sarayburnu Nutku” diye geçen bu meşhur konuşma dil ve musiki üzerinedir; Reisicumhur alfabenin değiştirileceğinin ilk ciddî işaretini orada vermiş, musikide de “inkılâp yapılacağını” yine o gece söylemiştir.

Sarayburnu Nutku bugüne kadar özellikle inkılâp tarihi alanında yapılmış çok sayıda araştırmaya konu oldu ama Mustafa Kemal’in verdiği oran üzerinde pek durulmadı...

Reisicumhur, nutkunun konu ile alâkalı kısmında bakın ne diyor:

“...Vatandaşlar, yeni Türk harflerini çabuk öğreniniz. Bütün millete köylüye, çobana, hammala, sandalcıya öğretiniz. Bunu vatanpeverlik ve milliyetperverlik vazifesi biliniz. Bu vazifeyi yaparken düşününüz ki bir milletin, bir hey’et-i ictimaiyenin (sosyal topluluğun) yüzde onu okuma-yazma bilir, yüzde sekseni bilmez, bu ayıptır.

Bundan insan olanlar utanmak lâzımdır. Bu millet, utanmak için yaratılmış bir millet değildir. İftihar etmek için yaratılmış ve iftiharlarla tarihini doldurmuş bir millettir...”.

Mustafa Kemal yüzde onlardan bahsettiği halde hızlı inkılâpçılarımızın bu oranı yüzde ikilere, üçlere indirmesinin hikmetini de yine sadece Allah bilir!

MEZARTAŞI MESELESİ

Sırası gelmişken bir hususa da açıklık getireyim:

Birkaç sene önce “Türkiye’de eski yazıyı bilmeden entelektüel olunmaz! 1928 öncesinin kitaplarını ve belgelerini okuyamıyorsanız ‘okur-yazar’ ve de ‘entellektüel’ olduğunuzu iddia etmeyin. Hele büyükannenizin dedenize gönderdiği mektubu bile okumaktan âciz iseniz, Batı lisanlarını sular-seller gibi konuşsanız bile entelektüel sayılmazsınız” dedim, TV’lerde de söyledim ve bu sözlerim şimdi her tarafta tekrar ediliyor...

Ama şimdilerde yine bana mâledilen “Harf inkılâbı yüzünden mezar taşlarımızı bile okuyamaz hâle geldik!” gibisinden bir söz etmedim! Zira eski harfler ile mezartaşı yahut kitabe okuyabilmenin bambaşka işler olduğunu bilen ve geçmişte okuyup yazabilenlerin ayrı bir eğitim almadıkları takdirde mezartaşlarındaki karmaşık yazıları kolayca sökemediklerinden haberdar olan bir kişinin böyle söz etmesi mümkün değildir... Kaldı ki, kültür seviyemizin şimdilerde artık cehalet hudutlarının da gerisinde olmasının sebebi “harf” değil, “dil” inkılâbıdır ve meselenin asıl tuhaf tarafı da bugün eski harfler üzerine ahkâm kesip o alfabenin avukatlığına soyunanların ortak özellikleri, hemen hiçbirinin eski yazıyı bilmemeleridir...

Mustafa Kemal’in Sarayburnu Nutku’nda bir husus bilmem dikkatinizi çekti mi?

Reisicumhur, toplumda okuma yazma bilenlerin oranının yüzde on, bilmeyenlerin ise yüzde seksen olduğunu söylüyor...

On ile seksenin toplamı doksan eder! Peki, aradaki diğer yüzde on nerede dersiniz?

Nutku yayınlaması benden, yorumlaması ve tartışması ise sizden...

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar