CHP'lilerin, Kemalistler'in ve bütün muhaliflerin İsmet Paşa'ya bir özür borçları var: İzmir Marşı'nın aslı, "İnönü Marşı"dır!
Türkiye’de siyasi vaziyet ne zaman değişse ortalığı bir marş dalgası sarar; yani o ortama uygun bir marş moda olur...
Meselâ, 1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilânının ardından her yerde o günlerde bestelenen “Vicdanı muazzam olan Osmanlıların biz” marşı okunup çalınmış, millet güftede geçen “Enverle Niyazi, unutulmaz o isimler” mısraını gümbür gümbür haykırmıştır.
Cumhuriyet’in ilânından sonraki en yaygın marş, Cemal Reşid’in bestesi olan ve 1933’ten itibaren okunan “Onuncu Yıl Marşı”dır. 1877’deki Plevne müdafaasını anlatan Gazi Osman Paşa Marşı, 1960 ihtilâlinden önceki gergin günlerde yeniden rağbet bulmuş ve güftesi değiştirilip “Olur mu böyle olur mu /Kardeş kardeşi vurur mu” diye okunmuştur.
Onuncu Yıl Marşı, 28 Şubat günlerinde tekrar moda olup ideolojik kimliğe bürünmüştü. Şimdilerde de İzmir Marşı hem moda, hem de muhalefetin ifade biçimi oldu; artık muhalif olan ne kadar grup varsa dillerinden “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” sözleri ve marşın nağmeleri düşmek bilmiyor!
“İzmir Marşı” hem sözleri hem melodisi bakımından hakikaten hoş, kolay hatırda kalan, rahatça okunabilen Nihavend makamında bir eserdir ama bu eseri “İzmir Marşı” niyetine okuyanlar rahmetli İsmet Paşa’ya büyük özür borçludurlar, zira eserin elimizde olan ve şu anda bilinen en eski notasında “İzmir’in dağlarında” değil, “İnönü dağlarında” sözü vardır. İzzeddin Hümayi Bey’in bestesidir, üstelik eserin ismi “Millet Marşı”dır! Notası yayınlanmıştır, 20. yüzyılın ilk senelerinde İstanbul’un önemli müzik mağazalarından ve nota yayıncılarından olan Şamlı İskender’in 1920’lerden 1950’lere kadar ikişer yaprak hâlinde neşrettiği ve 1400 civarında notadan meydana gelen “Müntehâbât” serisinin 414 numarasında yeralmaktadır. İlk sayfada “Refet Paşa Hazretleri’ne İthaf” başlığı altında Ankara’nın 30 Ağustos’taki büyük zaferden sonra Trakya’yı teslim alması için İstanbul’a gönderdiği Refet Paşa, yani Refet Bele için Muallim Kâzım Bey’in bestelediği “Edirne’ye giderken” marşı, yanındaki sayfada da İzzeddin Hümayi Bey’in 1 Nisan 1921’de zaferle neticelenen İnönü Zaferi için bestelediği “Millet Marşı” vardır.
Söylediğim gibi eserin güftesi de başkadır; “İzmir’in Dağları”ndan değil, İnönü Dağları”ndan bahsetmektedir!
BEŞ SENE ÖNCE EKSİK YAZMIŞIM!
İzmir Marşı’nın yeniden moda olduğu beş sene önce “İzmir Marşı muamması” başlıklı bir yazı yazmış, “Marşın bugün elimizde eski senelerden kalmış elyazması tek bir notası bile yoktur; 40’lı ve 50’li senelerdeki şapirograf tekniği ile basılmış notalarda da eserin ismi ‘İzmir’ değil, ‘Kafkasya Marşı’dır, zaten geçmişte ‘İzmir’in dağlarında çiçekler açar’ değil, ‘Kafkasya dağlarında çiçekler açar’ diye terennüm edilmiştir, ‘Kafkasya’nın yerini ‘İzmir’in alması çok sonralarıdır” demiştim.
Maalesef hata yapmış, bunları yazarken neredeyse kırk sene önce biraraya getirdiğim “Müntehâbât” serisine bakmayı akıl etmemiştim ve geçen gün bir başka eseri bulabilmek için Müntehâbât’ı elden geçirirken Millet Marşı’nın notasına tesadüf ettim!
Ama ortada hâlâ bir tuhaflık var, o da sözkonusu marşın güftesinin bildiğimiz kadarı ile en az üç defa değiştirilmiş olduğu!
Şamlı İskender’in Müntehâbât serisinden çıkan ve eserin elimizdeki en eski matbu, yani matbaada basılmış notası olan nüshada güfte “İnönü Dağları’nda çiçekler açar” diye geçiyor ama yine eski devirlerde marşın Birinci Dünya Savaşı yıllarından kaldığı ve “Kafkaysa Dağları’nda çiçekler açar” güftesi ile okunduğu söyleniyor, fakat bu sözlerin yeraldığı matbu bir nota elimizde bulunmuyor.
İzzeddin Hümayi Bey’in eseri melodisinin kıvraklığı sayesinde hayli rağbet görmüş olmalı ki, aradan birkaç sene geçtikten sonra plâğı da yapılıyor ama ismi değiştirilip “Mustafa Kemal Paşa Marşı” oluyor ve plâğa sözleri olmadan, sadece orkestra ile çalınmış şekilde alınıyor!
Sözünü ettiğim plâk “Sahibinin Sesi” firması tarafından AX 464 kalıp numarası ile 1928’de yayınlanmış ve sonraki yıllarda defalarca basılmıştır. Eseri şefliğini İstiklâl Marşı’nın bestecisi Zeki Üngör’ün yaptığı “Türkiye Riyaset-i Cumhur Orkestrası”, yani sonraki senelerin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası icra etmekte, plâğın diğer yüzünde İstiklâl Marşı yeralmakta, Sahibinin Sesi firmasının 1928 ile 1935 arasında yayınladığı kataloglar da bu müddet zarfında piyasada ve satışta olduğunu göstermektedir.
1876 ile 1950 arasında yaşayan ve 1934’te “Elçioğlu” soyadını alan İzzeddin Hümayi Bey’in bestesi olan “Millet Marşı”nın ne zaman ve kimler tarafından isminin değiştirilip “İzmir Marşı” yapıldığı meselesi ise hâlâ bir muamma!
İŞTE, MARŞIN ASIL SÖZLERİ
Elimizdeki en eski matbu notasına göre Millet Marşı’nda “İnönü Dağları”ndan bahsedilmekte ve her kuplenin sonunda Başkumandan’a hitap edilerek “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” denmektedir.
Marşın güftesi, yani sözleri şöyledir:
Türk oğluyum ben ölmek isterim
Toprak diken olsa yatağım yerim
Allahtan utansın dönenler geri
Kader böyle imiş ey dertli ana
Yaşa Mustafa Kemal Paşa
İnönü Dağları’nda çiçekler açar
Altın gümüş ordu askerler saçar
Bozulmuş Yunanlılar yel gibi kaçar
Kader böyle imiş ey dertli ana
Yaşa Mustafa Kemal Paşa
Peygamber kucağı şehidin yeri
Çalındı borular haydi ileri
Bozuldu çadırlar kalmayın geri
Kader böyle imiş ey dertli ana
Yaşa Mustafa Kemal Paşa
Görüldüğü gibi güftedeki bazı kelimeler bugün söylenen şekilden farklıdır...
Melodi her beşliğin son mısraı olan “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” sözlerinin ardından eksik kalmakta ve tamamlanması için iki hece daha gerekmektedir. Bu iki hecenin eserin bugün okunduğu şekilde “yaşa” olması gerekir ama güftede yazılmamış, büyük ihtimalle unutulmuştur.
Millet Marşı’nın en eski matbu notasını aşağıda yayınlıyorum. Eski harfleri bilenler eserin bu ilk hâlini rahatça okuyup musikisini de icra edebilirler.
Millet Marşı’nın 1920’lerde “Müntehâbât” serisinin 414 numarası olarak yayınlanan notası. Marşın bestecisi İzzeddin Hümayi Elçioğlu. “Sahibinin Sesi” plâk şirketinin 1928’deki Fransızca kataloğundan: Millet Marşı, “S.E. (Son Excellence Moustafa Kémal Pacha” marşı olmuş. Bu da, yine “Sahibinin Sesi” plâk şirketinin 1935 kataloğundaki “Gazi Mustafa Kemal Paşa Marşı”.- Basının basın olduğu günlerde bu haberi böyle yazacak olsam, "Git ulan, şunu adam gibi toparla" deyip kafama atarlardı!42 dakika önce
- Edebiyat allâmesi iki kardeşin yaptıkları sessiz bağışların ve ödüllendirilmelerinin öyküsü37 dakika önce
- Konserler için ödenen bu meblâğları, musiki tarihimizin en büyük üstadları hayatları boyunca alamamışlardır!4 gün önce
- Atatürk'ün Amerikalı bir kadın gazeteciye verdiği, 89 sene önce sansür edilen ve unutulan mülâkatı1 hafta önce
- Kurumaya başlayan Bafa Gölü'nü bu hâle getirenler Bülent Ecevit ve 1970'lerin CHP'sidir!2 hafta önce
- PKK'ya 30 seneden buyana istediği herşeyin birkaç katını verdik ama terör bitmiyor, zira maksat artık başka!3 hafta önce
- Büyük devlet olmanın yolu kendi silâhını bizzat yapmaktan geçer ve kredi kartlarından alınacak 750 lira bu yolda sadece bir katredir!1 ay önce
- Tarih boyunca hiç vârolmayan Lübnan'ı, Abdülhamid'in Washington Elçisi kurmuştu1 ay önce
- Mahzun prenses Fazile vefat etti1 ay önce
- Hortlayan bir dert: İttihadçılık2 ay önce