Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

ÇOCUKLUK yıllarımda televizyonda ilginç bir yarışma vardı. Yarışmada 3 yalancıdan 2'si, yabancı bir objeyi hayal dünyalarını kullanarak yalan yanlış tarif eder, ne işe yaradığını açıklamaya çalışırdı. Mesela, ellerine aldıkları bir perde halkasını yalancılardan biri kolye ucu, diğeri ise saat çerçevesi olarak uzun uzun tarif ederken biri de gerçeği söylerdi.

Katılan yarışmacılar ise kendi sezgilerini kullanarak bu 3 yalancıdan hangisinin doğru söylediğini tahmin etmeye çalışırlardı. İşte uzaylılar ve UFO'lar hakkında yazılanlar da, konuşulanlar da, delil olarak gösterilenler de bir araya getirildiğinde aynen bu yarışmayı andırıyor.

Bir yanda dikkatleri üzerlerinde toplamaya çalışan hayalperestler ve ortada photoshop'lu 40 bin yalan, diğer yanda bu kalabalık koro içerisinde elinde belgeleriyle konuşan, sesini duyurmaya çalışan gerçekçiler. Konuya ilgi duyan insanlar ise neye inanacaklarına şaşırmış. Hele bir de Holywood bilimkurgularının kafalarda oluşturduğu imaj işin içerisine girdi mi gel de çık işin içerisinden.

Geçen haftaki yazımın ardından sizlerden gelen yoğun istek üzerine kısa da olsa belgelerle sunulan bazı gerçeklerden başlıklar vermek istedim. NASA'da çalıştığım süre içerisinde kendi projem dışında "extraterrestrial" (dünya dışı) hayat araştırma grubunun da elemanıydım. Bu tür bir araştırmaya adım atınca doğal olarak birçok kişinin sorduğu "Uzayda yalnız mıyız?" sorusu sadece bir ilgi olmaktan çıkıp insanın gece gündüz odaklandığı bir konuya dönüşüyor.

Dünya'ya düşen meteoritler üzerinde yapılan mikroskobik araştırmalarımızın sonuçlarını zaman zaman buradan sizlere anlatmaya çalışmıştım. Bütün bu çalışmalar devam ederken astronotların özellikle uzay misyonları sırasında karşılaştıkları son derece ilginç gözlemler, devlet tarafından bu gözlemlerin üzerine çekilen perdeler her zaman kafamı karıştırmıştır.

Örneğin, Apollo 14 misyonunun astronotlarından Dr. Edgar Mitchell ve komutan Alan Shepard, görevleri süresince UFO'ların kendilerini sık sık ziyaret ettiklerini, uzaylıların gerçekten dünyayı mercek altında tuttuklarını defalarca dile getirmelerine rağmen bu raporlar devlet tarafından basına yansıtılmamıştır.

Apollo 11 astronotu Buzz Aldrin ve ekibi ise uzay gemisinin penceresinden izledikleri UFO'ları Houston'a rapor ettiklerinde yanıt olarak, "Önemli değil, hadi yatın dinlenin, bu konuyu da basına ve halka açıklamayın" denmiştir.

Uzay mekiği Columbia, 25 Şubat 1996 tarihinde dünyanın manyetik alanını incelemek için gittiği misyonundan sayısız UFO gözlemleriyle geri geldiğinde ise konu derhal örtbas edilmiştir. Bu tür sayısız örneği sıralamaya ne bana ayrılan bu köşe, ne de zamanımız yeter.

Çeşitli dünya devletlerinin resmi olarak ilan ettikleri UFO tespitlerinin bir kısmına http://www.disclosurepro-ject.org/countries-releasing-ufo-files.shtml internet adresinden ulaşabilirsiniz.

Suriye ile savaş ihtimallerinin tartışıldığı, masum insanların hak etmedikleri haksızlıklar ve hastalıklar içerisinde kıvrandıkları şu dönem içerisinde UFO'lardan ve uzaylılardan bahsetmek anlamsız gelebilir sizlere. Fakat aslında konu yakinen ilişkili.

21. yüzyılda gelişmiş bir teknoloji ve en önemlisi bilinç düzeyi, insanların bütün olaylara ve sancılı dönemlere biraz daha farklı yaklaşım göstermelerini gerektirmektedir. Üzerinde yaşadığımız dünyanın yer aldığı sadece Samanyolu galaksisi içerisinde milyarlarca yıldız ve gezegen bulunmaktadır.

Bırakın dahil olduğumuz ya da diğer galaksilerin ve Samanyolu'nun gizemlerini, sadece yaşadığımız Güneş sistemini anlatmak için ilkokuldan itibaren okullara astronomi dersleri koyulup çocukların başlarını kaldırarak gökyüzüne, evrene bakmaları, oralarda başka canlıların olma olasılığını tartışmaları sağlanmalıdır.

Uzayın derinliklerine bakabilen insanoğlu, en azından genişleyen ufku sayesinde gerçekleri araştırır, değer yargıları değişir, alçakgönüllü olmayı öğrenir, yaşama saygı duyar. İşte kilit noktası da buradadır. Ancak bu noktada insanoğlu problemlere çözüm ararken savaşı bir yol olarak görebilecek ilkellikten sıyrılır.

Eski Kanada Savunma Bakanı Paul Hellyer'in UFO'larla ilgili açıklamalarından kısa kesitler

23.5 yıl Kanada Savunma Bakanlığı yapmış olan Paul Hellyer, 2011 yılından bu yana basın toplantıları düzenleyerek UFO'lardan, uzaylıların varlığından, hatta aramızda yaşadıklarından söz etmektedir. Sizler için seçtiğim sözlerinden bazıları:

- Tüm insanlar artık uzaylıların varlığından haberdar edilmelidirler. İnsanların vergilerini alıp kendilerinden sırlar saklamanın yanlış olduğuna inanıyorum.

- UFO'lar başımızın üzerinden uçan uçaklar kadar gerçektirler. Kabullenmekte zorlanılacak bu gerçeği açıklamak insanlığın ayakta kalabilmesi için şarttır. Çünkü küresel ısınmanın etkileriyle savaşabilmek için 10 yılımız kalmıştır. Gelebilecek yardımlara acilen ihtiyacımız olacaktır.

- 1960'lı yıllarda bir UFO filosu NATO'nun Avrupa bölgesine girdiğinde Avrupa Birleşmiş Milletler Karargâhı'nda bulunan NATO ordu komutanının yaşadığı panik tarihlere geçmiştir. Bu konuyla ilgili gerçekleştirilen soruşturma için hazırlanan raporda, binlerce yıl dünyamızın en az 4 değişik ırk uzaylı tarafından ziyaret edildiğinden açıkça söz edilmektedir.

- Uzaylılar (özellikle insana benzeyen uzun beyaz dediklerimiz) Amerikan hükümetiyle ortak çalışmaktadır. Zeta Reticuli, Orion, Andromeda ve Altair yıldız sistemlerinden ve değişik galaksilerden gelmişlerdir.

- Emekli havacı Charle Hall ile bizzat görüştüğümde bana, uzaylılarla Amerika'da Nevada'da Indian Springs atış bölgesinde çalıştıklarını, onlar sayesinde uçuş teknolojisinin nasıl gerçekleştirildiğini detaylarıyla anlatmıştır.

- Uzaylıların sır olarak tutulmasının ardında dünyayı ekonomik olarak avucunun içerisine almaya çalışan "gölge hükümet" vardır. Gölge hükümeti, dış ilişkiler meclisi, uluslararası bankacılık karteli, petrol karteli, Bilderberg'ler, Trilateral Komisyon, çeşitli istihbarat kurumlarının üyeleri ve askeri komuta zinciri oluşturmaktadır.

David Rockefeller bu sistemlerin her birine üyedir ve söz sahibidir. Amerika'nın barış kılıfı altında diğer ülkelerin politikalarına el atmasının ardında başka hesaplar vardır ve sivil halk boşuna zarar görmektedir. Rockefeller'in, "Dünya tarihini manipüle etmemizde basın dünyasının sır saklama sadakati gücümüz olmuştur" sözü aslında her şeyi açıklamaktadır.

- Yeni gelecek nesil bu konuda bilinçlendirilerek yetiştirilmelidir ki dış gezegenlerden gelen teknolojik yardımı kullanarak dünyayı yönetme ve şekillendirme çabasındakiler bir an evvel engellensin, gezegenimizde petrol yerine temiz enerji sistemleri oluşturulsun, barış gelsin.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar