Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Muhalifler arasında yine hayal kırıklığı hakim bugünlerde, çünkü Erdoğan’ın bir krizden daha kazançlı çıktığı görüldü. Cemal Kaşıkçı krizini ustaca yöneten Erdoğan’ın hem Türkiye’de hem bölgede güçleneceğini New York Times da önceki günkü başyazısında söylüyordu. Bu da demek ardı ardına yaşanan krizlerin sonucu Türkiye’de iktidarı devireceğini düşünenler için vuslat yine başka bahara kaldı.

        Belki Erdoğan devrilir diye önce askerden, sonra FETÖ’den, PKK’dan, hatta Donald Trump’tan medet uman muhalefet Cemal Kaşıkçı olayından da ders çıkartmayacak. Türkiye’de kriz eksik olmadığı için yarın-öbür gün yine bir başka fırsatta kendi kendini gaza getirecek.

        Son haftalarda Yalan Haber Ajansı abonelerine WhatsApp’ten kaç tane “Erdoğan kesin gidici” bülteni geçti, hatırlasanıza. YHA kaynaklarına bakılırsa Trump kesin kararlıydı.

        Şimdi aynı Trump “Türkiye’yle ilişkilerimiz daha iyi olacak” diyor. Üstelik, sırf Türkiye zorladı diye istemeden de olsa paralarına göz diktiği Suudilere yaptırım uygulayacak. Önceki gün Erdoğan’ın konuşmasından sonra “Gördüğüm en başarısız örtbas çabası” diye eleştirdi birkaç hafta önce laf söyletmediği Suudileri. Çünkü Türkiye onu bu pozisyonu almaya zorladı.

        MUHATAPLAR ACEMİ

        Erdoğan’ın en büyük şansı karşısındaki iki muhatabın, Suudi Prensi ve portakal rengi Amerikan başkanının, siyaset işinde kendisine kıyasla epey yeni ve tecrübesiz olmaları. ABD’nin son iki yılda oturmuş bir dış politikası bile yok, zaten bakanlardan danışmanlara kim göreve gelse kısa süre içinde gidiveriyor.

        33 yaşındaki Suudi Prensi de kurtlar sofrasında en amiyane tabirle cin olmadan adam çarpmaya kalktı. Ama oyunun kuralları ilk andan beri Erdoğan belirledi ve stratejik üstünlüğü hiç kaybetmedi.

        Erdoğan’ın uzun süre görevde olması, epey bir tecrübe edinmiş olması en büyük avantajıydı Türkiye’nin. Suudileri köşeye sıkıştıran, ABD’yi hareket etmeye zorlayan, Ortadoğu’da etkisini artıran Erdoğan tek bir krizde birkaç adım öne geçti. Bunu ondan başka yapabilecek biri de yoktu; zaten olsaydı iktidarda o olurdu.

        Cemal Kaşıkçı olayı Erdoğan’ın neden Türkiye’de kalıcı olduğuna bir başka örnek. Muhalefet belediyecilikten dış politikaya yetersiz, donanımsız ve hazırlık olduğu için seçmen de uluslararası kamuoyu da ne kadar şikayet etse de Erdoğan’dan vazgeçemiyor. 16 yıl az bir süre değil; ama bu koltuğa da paraşütle inmedi sonuçta, daha evvel de bir mikro-devlet olan İstanbul’u yönetiyordu. Bugünkü rakipleri arasında kendisiyle bu açıdan kıyaslanacak tek bir rakibi yok. Olsaydı bu süreçte bir söylem, bir plan, alternatif bir strateji çıkarır ve yeri göğü inletirdi zaten. Fırsat bu fırsattı. (CHP’nin böyle bir dönemde belediye başkan adayı açıklamaya kalkması, uyduruk videolar paylaşması stratejiden ne anladıkları konusunda yeteri kadar fikir veriyor.)

        DERSHANE YÖNETMEYE BENZEMEZ

        24 Haziran’da kazara Muharrem İnce seçilseydi bu krizi nasıl yönetirdi? Şimdiki iktidarın uyguladığı zeki medya stratejisi yerine rakı sofrasında kendi kendini gaza getirip WhatsApp’tan gazetecilerle geyik yapıp devlet sırlarını paylaşma ihtimalini düşünüyorum da… Gerçekten, ucuz kurtulmuşuz.

        Muhalif partilerin Cemal Kaşıkçı olayından çıkaracağı ders siyasi tecrübenin Türkiye’de her zaman için kıymetli olduğudur. Seçmenin yıllar içine Ecevit ve Demirel’i tekrar tekrar denemesinin de nedeni bu. Eskiden o beğenmediğimiz politikacıların her birinin devlet tecrübesi vardı, seçtikleri kadroları, bakanları da dershanelerden değil devlet kurumlarından buluyorlardı. En beğenmediğimiz ANAP’lı, DYP’li, hatta SHP’li siyasetçinin bile liyakati bugün CHP’deki taşralı memurlara kıyasla çok daha üstündü. Hasan Celal Güzel öldüğünde fark ettim; yaşarken belki de düzenin en kötü örneğiydi, ama bugün bakıldığında donanım ve yeterlilik konusunda 10 bin Kemal Kılıçdaroğlu edermiş.

        Seçmenin iktidarı cezalandırmak istediğinde krizlerin eksik olmadığı ülkeyi tecrübesizliğiyle tehlikeye sürüklemeyecek bir alternatifi her zaman vardı. O alternatif de hiçbir zaman bir dershane sahibine kadar düşmemişti.

        ***

        Hürriyet açık açık Sarıgül reklamı yapıyor

        Peşini bırakmayacağım.

        Dün Ahmet Hakan yine köşesinde Mustafa Sarıgül reklamı yaptı. Sanırım onu CHP’den aday yapana kadar da pes etmeyecek. Artık dozu da iyice kaçırdı, açık açık reklama döndü iş.

        İşin ilginci Ahmet Hakan’dan başka hiç kimsenin Sarıgül’den bahsetmemesi. Çünkü hemen herkes Sarıgül’ün tükendiğini biliyor, siyaset için zararlarını da. Şişli belediye başkanına Sarıgül’ün uyguladığı terör, Sarıgül kopyası Beşiktaş belediye başkanını FETÖ bağlantıları hiç Ahmet Hakan’ı bağlamıyor mesela…

        Yok efendim Şişli halkı Sarıgül’ü özlüyormuş da… Sarıgül çok güzel kitap bastırmış…

        Belli ki Sarıgül’ü özleyen ve isteyen bir tek Ahmet Hakan var… Ama neden bu sevda, bir de bunu bilebilsem…

        Diğer Yazılar