Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Birkaç gündür Amerika’da ülkeyi kimin açacağına dair gereksiz bir güç savaşı yaşanıyor. Her biri küçük birer devlet niteliğindeki eyaletlerin valileri yetkinin kendilerine olduğunu söylüyor. Anayasa onlara bu hakkı tanıyor. Ülke genelinde Corona tedbirlerini 30 Nisan’a kadar uzatan Donald Trump ise yasağı kaldırma kararının kendisine ait olduğunda ısrarcıydı; dün herhalde Anayasa hukukçularını dinlemiş olmalı ki biraz taviz verdi ve valilerin yetkisine saygı gösterdi.

        Virüs sonrası ABD’yi (ve dolayısıyla dünyayı) yeniden açmak hem valiler hem de Trump için büyük bir zafer gösterisi olacak. Zor günleri atlatıp hayatın yeniden başlamasını sağlayacak o kahraman kişi olmayı kim istemez ki? Nitekim Corona krizi sayesinde California ve New York valilerinin popülerliği çok arttı.

        Şimdi öyle ya da böyle çok yakıdan ABD’de hayat yeniden yavaş yavaş normale dönecek gibi gözüküyor. Okullar bir süre daha açılmayacak, belki lokantalar daha az masayla hizmet verecek, garsonlar maske ve eldiven takacak, bir süre hiçbirimiz el sıkışmayacağız. Bazı işyerleri kapalı kalacak, evden çalışma sürecek ama yavaş yavaş insanlar evlerinden çıkmaya, metroya binmeye, spora gitmeye başlayacak.

        Ülke genelinde de hava bu yönde; virüsün beli kırıldı, zor günler atlatıldı gibi bir umutlanma var. Donald Trump tünelin ucunda ışık gördüğünü söylüyor —üzerine doğru gelen trenin ışığı olmasın? New York’ta da hastanelere yatanların sayısı düşmeye başlıyor. Bütün bu iyimser havaya rağmen sadece New York’ta 10 bin kişinin öldüğünü hatırlatmalıyım. Hiç test yapılmadan, evinde, hastaneye gitmeden ölen ve Corona ölümü olarak geçmeyen kaç kişi var, bilmiyoruz.

        AVRUPA’DA HAYAT NORMALE DÖNÜYOR

        Dünyanın başka ülkelerinde de bir gevşeme var. New York Times’ın aktardığına göre Salı günü İtalya’da kitapçılar ve çocuk kıyafeti satan bazı mağazalar açıldı. İspanya’da inşaatlar yeniden başladı, işçiler fabrikalara döndü. Avusturya’da yapı malzemesi dükkanları da yeniden faaliyete geçti. Danimarka’da ilkokul öğretmenleri öğrencilerin bugün okullara dönebilmeleri için sınıfları hazırladı. Çek Cumhuriyeti’nde ise spor müsabakaları yeniden başladı ve bazı mağazalar açıldı.

        Bir de Çin’den gelen çarpıtılmış rakamlar bu işin sosyal mesafeyle, birkaç hafta evde kalarak biteceğine ikna ediyor gibi.

        Ortada bir aşı yok, henüz virüsün beli de kırılmış değil. Bu konuyu çok iyi bilen Bill Gates gibi isimler 2021’e kadar pandeminin süreceğini söylüyor. Buna rağmen alelacele dünya açılmaya hazırlanıyor.

        Hayatın normal seyrine yeniden yavaş yavaş dönmenin psikolojik etkisi var. Normal şartlarda evden çalışan, çok fazla sosyalleşmeyen ben bile bunalmaya başladım. Her gün evden çıkan, belli bir rutini olan insanların sıkıntısını tahmin ediyorum. Dünya devletleri de bu sıkıntının toplu bir bunalıma dönüşmemesi, intiharla sonuçlanmaması için biraz umut aşılıyor bugünlerde. Bir iki iş kolu faaliyete geçer, birkaç lokanta yeniden açılırsa kabus senaryoları yerini umuda bırakacak kuşkusuz.

        Donald Trump’ın amacı 30 Nisan’da ülkeyi yeniden bir şekilde faaliyete geçirmek. Doktorlar biraz daha tedbir süresinin uzamasından yana, ama ekonomiyi yönetenler de Başkan’a baskı yapıyor. “Hayatımın en zor kararını alacağım,” diyor. Ekonomiyle insan sağlığı arasında nasıl kalır bir insan? Ama hayatın gerçekleri böyle. Ve ekonomiyi kurtarmak insan hayatından daha öncelikli gözüküyor.

        İKİNCİ DALGA GELİRSE

        Bu kararın ağır bir bedeli olacağı kesin. Önümüzde Singapur örneği var. Yakın zamana kadar virüsle mücadelesi örnek alınan ülkede son bir haftadır tedbirler çok daha sıkı uygulanmaya başladı. Çünkü bir haftadır orada virüsün ikinci dalgası yayılmaya başladı ve tedbir olarak bütün ülkeye kilit vuruldu. Virüsün öyle kolay kolay yavaşlayıp yok olmadığı, biter gibi görünse de daha da ağır şekilde geri dönebileceğine dair bir uyarı Singapur.

        Dünya böyle bir örnek karşısında nasıl yeniden şalteri yukarı kaldırabilir? Kaldı ki Türkiye’de sıkı tedbirler daha yeni yeni başlıyor. Hafta sonu uygulanacak sokağa çıkma yasakları Singapur-türü katı tedbirlerin bir provası sanki.

        Alelacele dünyayı açmanın sadece tıbbi, siyasi sonuçları da olacak kuşkusuz. Trump ya da bir başkası umutlu zafer sözcükleriyle ülkeyi yeniden faaliyete geçirdikten birkaç ay sonra yeniden kapatmak zorunda kalırsa? O zaman bu yanlışların altından kalkmak hiç kolay olmayacak.

        Mükemmel bir komplo teorim var

        Amerika’da bütün talk-show’cular evlerinden yayın yapıyor. “Hamilton” müzikalinin orijinal kadrosu önceki gün Zoom üzerinden müzikalin açılış şarkısını söyledi. Elton John evden konser organize etti. CNN’in en meşhur sunucularından biri Corona’ya yakalandı ama evinin bodrum katından her akşam prime time’daki programını sunmaya devam ediyor. Muhabirler evindeki kameralardan “olay yeri” bilgilerini aktarıyorlar. Ben bile akıllı telefon, mikrofonum, ışığımla evimi, sokağımı her an yayına geçmeye hazır stüdyoya dönüştürdüm.

        Türkiye’de de tartışma programlarının konukları evden katılıyor. Hatta önceki gün Habertürk TV’de olduğu gibi zaman zaman ev hali fazlasıyla yansıyor ekrana.

        Virüs dolayısıyla oluşan zorunluluk televizyon yayıncılığını değiştiriyor. Ve bu değişim kalıcı olacak. Sonuçta bir-iki akıllı telefonla eğlence programı bile yapılıyorsa o pahalı naklen yayın araçları, dev stüdyolar, büyük bütçelere ne gerek var.

        CNN mesela bundan sonra da Cisco Webex üzerinden konukları bağlamayı sürdürecek. (Güvenlik nedeniyle Zoom kullanmıyorlar.) ABD’deki başka kanallar da benzer platformları kalıcı olarak kullanmayı ve yayıncılığı daha ekonomik hale getirmeyi tartışıyor.

        5G teknolojisinin yaygınlaşmasıyla 4K bile yayın yapmak çok daha kolay ve masrafsız olacak. Akıllı telefonların data paketleri giderek ucuzluyor zaten. Bu sayede özellikle haber kanallarının olay yerinden canlı yayın yapabilmeyi daha da kolaylaşacak.

        Hadi bu vesileyle meraklılarının önüne bir de uyduruk bir komplo atayım, kemirip dursunlar: “Bir krizde kim karlı çıkarsa arkasında o vardır” denir ya, yoksa virüsün sorumlusu medya olmasın? Hem 5G komplo teorilerine uyuyor. Virüsten zengin ailelerin de karlı çıkacağı komplosuna da uyuyor; Bill Gates, Huawei falan… CNN sunucusu Anderson Cooper da milyarder Vanderbilt soyundan geliyor ne de olsa…

        Bununla birkaç gün oyalanacak çıkar.

        Diğer Yazılar