Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Yeni yıldan ilk beklentim Donald Trump adını daha az duymak, ondan daha az bahsetmekti. Ama yeni yılın ilk yazısından bile Trump’tan kurtulamıyorum işte. Bugün yine Trump yüzünden Washington’a gidiyorum. Çarşamba günü Kongre’nin Kasım ayındaki seçim sonucunu onaylaması, 20 Ocak’ta görevi devralacak Joe Biden’ın kazandığını tescillemesi bekleniyor. Aslında normal şartlarda sadece formalite icabı yapılan bir işlem, seçim çoktan bitti ve oylar sayıldı sonuçta. Hatta bazen birkaç kere sayıldı.

        Ama Trump ve ona körü körüne sahip çıkan kitlesi bu süreci baltalamak için sokağa dökülüyor.

        Aylar önce televizyon tartışmasında “Geri çekilin ve haber bekleyin,” diye mesaj yolladığı “Proud Boys” adlı şiddet yanlısı ırkçı takipçileri bir kez daha sahnede. Ana akım medyada veya sosyal medya ağlarında sesleri kesildiği için de alternatif mecralardan haberleşiyorlar. Parler adlı platformda konuşulanlara göre “Proud Boys” bu sefer tanınmamak için kendileriyle özdeşleşen siyah-sarı kıyafetlerini giymeyecek, kalabalığın arasına karışacak.

        Protestoların bin kişiyi bulması bekleniyor, ama Washington D.C. çok daha kötüsüne hazırlanıyor gibi. Şehirdeki bütün oteller dolu. Bazılarıysa protestocuları ağırlamamak için bu birkaç gün hizmet vermeyecekleri duyurdu —zaten pandemi yüzünden pek iş yapmıyorlar.

        REKLAM

        Şehrin belediye başkanı protesto için geleceklere silah getirmeme çağrısında bulundu; dört bir yana da kanunen protesto gösterilerinde silah taşınmaması gerektiğini hatırlatan afişler asıldı. Daha evvelki gösterilerde “Proud Boys” dört kişiyi bıçaklamış, bir kilisede asılı olan “Black Lives Matter” bayrağını yakmıştı.

        NEDEN HALA DİRENİYORLAR

        Bu üçüncü gösteri Trump için nihai ama beyhude bir çaba. Seçim bittiği günden beri Trump ve yandaşları altını dolduramadıkları şaibe iddialarını ortaya atıyor ama 60’ın üzerinde açtıkları davayı ya kaybettiler ya da hâkim reddetti. Dört yıl boyunca Trump ne derse yapan Senato’nun başkanı dahi Joe Biden’ın kazandığını kabul etti, partinin önde gelenleriyle birlikte. Genel olarak sağ siyaseti ve Trump’ı destekleyen Fox News daha seçim gecesi bu yalanlara en azından haber bültenlerinde yer vermeyeceğini belirtti. Ama buna rağmen Trump tarafı komik duruma düşse dahi şaibe iddialarından vazgeçmedi. Üstelik iki kere sokağa döküldüler, milyonlarca insanı meydanlara toplayacaklarını iddia edip birkaç bin kişiyle günü tamamladılar.

        Ancak 6 Ocak’taki üçüncü protesto öyle kolaylıkla görmezden gelinecek değil. Bir kere Trump haftalardır beklentileri yükseltti, çok önemli açıklamalar yapacağını söyledi. Yapmayacak tabii ki, çünkü elinde açıklama yok. Daha da önemlisi, bugüne kadar Trump’ın bu iddialarına pek prim vermiyormuş gibi gözüken Cumhuriyetçi Parti’den kimi figürler birden bu yalanları sahiplenmeye başladı. Çarşamba günkü Kongre oylamasında 12 senatör ve Temsilciler Meclisi’nden yaklaşık 150 üye seçim sonucunu geciktirmek için girişimde bulunacak. Büyük ihtimalle bu adımları sadece birkaç saatlik gecikmeye neden olacak, Biden’ın kazandığı gerçeği değişmeyecek. Ama uzun vadede Amerikan siyasetinde Trump ve onunla özdeşleşen bu taktiklerin belirleyici olacağı anlaşılıyor.

        Bu 12 senatör de çabalarının karşılıksız kalacağını, bir yere varmayacağını biliyor elbette. Ama dört sene sonrası için Trump’ın beynini yıkadığı kitlenin oyunu almak için yatırım yapıyorlar. Zaten önümüzdeki yıllarda Amerikan iç siyasetinde en çok tartışılacak konulardan biri partiyi kendisi olmasa bile fikirleri ve taktikleriyle Trump’ın mı ele geçireceği, yoksa Cumhuriyetçiler’in fabrika ayarlarına dönüp dönmeyeceği. Öyle yeni yıl falan dinlemiyor, daha Trump’ı belleğimizden silmemize çok var.

        Böyle bir gazetecilik modeli tutar mı

        Böyle bir gazetecilik modeli tutar mı
        0:00 / 0:00

        Amerikan medyasında çalıştıkları yayın organlarında çeşitli sebeplerden dolayı barınamayan pek çok ünlü gazeteci Substack şemsiyesi altında bülten yayımlamaya başladı. Daha evvel de bahsetmiştim; ayda beş-10 dolara bu gazetecilerin haber ve yazılarını takip etmek mümkün. Birçok isim kurumlarından aldıkları maaştan daha fazla kazandığını söylüyor bu sayede. Tabii bunu yapabilmek için superstar seviyesinde bir gazeteci olmak gerek.

        Dün, Washington’da gazetecilik için yeni bir iş modeli olabilecek bir bülten daha yayına başladı. Birkaç haftadır Amerikan medyası bu konuyu konuşuyor.

        Aylık 30, yıllık 300 dolar abonelik ücreti olan Punchbowl bülteninin hedef kitlesi genel okurlar değil. Aksine, Washington’ın nasıl işlediğini merak eden sınırlı bir çevreye hizmet verecek. Başkentin iyi haber alan üç gazetecisi siyasetin en ince detaylarını, ana akım medyada yer almayan bilgileri, dengeleri, dinamikleri, kimin neyi neden yaptığını açıklayacak. Muharrem Sarıkaya, Murat Yetkin ve Çiğdem Toker'in aniden işlerinden ayrılarak abonelere özel bir bülten yaptığını düşünün; bunun Ankara'nın da ötesinde alıcıları olacaktır. Benzer şekilde siyasetçilerin, lobicilerin, siyasetten doğrudan etkilenen finans çevrelerinin ve de tabii ki rakip gazetecilerin takip etmesi bekleniyor Punchbowl’u şimdilik.

        Washington Post’un yıllık aboneliğinin 29 dolar olduğu düşünülürse aylık 30 dolar astronomik böylesi bir bülten için. Ama günde üç kere yollanacak bültenin özel meraklıları olacağı tahmin ediliyor. Kurucularının dün New York Times’a anlattığına göre ana akım medyada başkent siyasetçilerinin neden bu kadar kötü insanlar olduğuna dair sayısız haber çıkıyor zaten. Ama bu siyasetçilerin hangi kararı neden verdikleri, hangi dinamiklerle hareket ettikleri pek anlatılmıyor, açıklanmıyor. Politikaya çok meraklı, politikayla yatıp kalkan ve para harcamaya meraklı bir okurun böylesi bir yayına talebi var yaptıkları hesaba göre. Tutup tutmayacağını göreceğiz. Doğrusu Bloomberg de başka bir sınırlı kitleyi hedef alarak piyasaya sürmüştü terminallerini, şimdi bir dünya devi.

        Geleneksel yayın organlarından ayrılıp Politico’yu kuran gazeteciler bu siteyi bir marka yapmayı başardı. Kurucu ekip Politico’dan ayrılarak Axios diye çok başarılı bir başka site kurdu, hatta HBO’ya TV programı bile yapıyorlar. Şimdi Politico içinden yeni bir marka daha doğuruyor. Demek ki girişimci gazetecilik için alan var.

        Diğer Yazılar