Kurtar bizi Murdoch
Medyanın geleceğini etkileyecek en önemli kavgalardan biri bugünlerde Avustralya’da yaşanıyor. Dünyanın başka yerlerine de taşınması beklenen bu kavganın bir tarafında medya imparatoru Rupert Murdoch var, karşısındaysa Facebook ve Google. Aslında uzaktan bakıldığında 90 yaşına yaklaşan Murdoch’ın Silikon Vadisi’ne karşı kazanma ihtimali yokmuş gibi görünebilir. Ama ilk round’u şimdilik aldı.
Kavga iki hafta içinde Avustralya hükümetinin geçirmesini beklediği bir kanundan çıktı. Avrupa Birliği, Kanada, Hindistan ve belki uzun vadede ABD’de geçmesi beklenen anti-tekel yasalarına da örnek olabilecek bu kanun tasarısı teknoloji şirketlerinin platformlarında kullandıkları haber içeriklerinden dolayı medya kuruluşlarına ücret ödemesini şart koşuyor. Teknoloji şirketleri ülkedeki hükümetin Murdoch’ın kontrolünde olduğunu biliyor; bu kanunun da onun baskısı ve isteğiyle geçtiğini. Facebook rest çekti ve ücret ödemeyeceğini duyurdu. Bu yüzden Avustralya’dan haber içeriklerine Facebook platformlarında ulaşmak mümkün değil. Şirket bir anda “news feed”den haberleri ayıkladı. Ancak Google daha kanun geçmeden masaya oturdu, başta Murdoch’ın News Corp.’u olmak üzere başka yayıncılara da para ödemek için anlaştı.
SİLİKON VADİSİ’NİN GÜCÜ
Rupert Murdoch’ın teknoloji şirketlerinden hoşlanmadığı, teknolojiye de adapte olmakta aceleci davranmadığı bir sır değil. İnternet ilk yaygınlaşmaya başladığında içeriğin ücretsiz verilmesinin büyük bir hata olduğunu söylemiş, bugün hemen her yayın organının başvurduğu dijital abonelik sistemini (‘paywall’) ilk başlatanlardan olmuştu. New York Times gibi gazeteler abonelik sayesinde medyanın geleneksel iş modelinden sıyrılıp, abone gelirleri reklamdan kazanılan parayı geçtikçe okura dayalı karlılığa geçiyor artık.
Murdoch’ın uzun yıllardır süregelen bir itirazı da sosyal medyanın haber içeriklerine yer verip hiç para ödememesiydi. Yakın zamana kadar Facebook ve Google gazetelere nasıl içerik üretmeleri gerektiğini bile dikte edecek kadar etkili olmuş, Türkiye de dahil bütün dünyadaki gazeteler okura ulaşmak için bu şirketlerin istekleri doğrultusunda yatırım yapmak zorunda kalmıştı. Algoritma video içerik istiyor diye medya kuruluşları video’ya yatırım yaptı. Sonra bir gün video’dan vazgeçti Silikon Vadisi, medya çalışanları da kendilerini kapının önünde buldu. Teknoloji şirketleri okur ve yayıncı arasında bir aracı olmanın ötesine geçip, içerik belirleyici noktaya gelmişlerdi. Her alanda olduğu gibi medya üzerinde de haddinden fazla güç sahibi olmaya başlamaları bağımsız gazetecilik için bir tehdit.
Öte yandan, Google ilanları ya da Facebook’la yapılan reklam anlaşmaları kimi medya kuruluşları için karlı oldu. Ancak pastanın büyüğünü tabii ki Silikon Vadisi kaptı. Bugün İnternet’teki dijital reklamın yüzde 81’ini Google ve Facebook yönetiyor. İki firmanın toplam değeri dünyanın büyük ülkelerinin GSMH’lerini geçiyor. 760 milyar dolarlık Facebook ve 1.4 trilyonluk Google’a karşı 8 milyar dolarlık News Corp. ve 7 milyar dolarlık New York Times epey cılız.
Rupert Murdoch’ın Avustralya hükümeti üzerindeki baskısını kullanarak kanun çıkarmasının altında şahsi gerekçeleri olduğu iddiası görmezden gelinemez. Zira News Corp.’tan bağımsız bir şirket olan Dow Jones dışında bütün medya kuruluşlarının gelirleri düşüyor. Murdoch yakın zamanda Fox’un eğlence ayağını Disney’e yüklü miktara sattı, ama elindeki haber imparatorluğu eski karlılığında değil.
KAVGADA KİM HAKLI
Silikon Vadisi’nin nabzını en iyi tutan gazeteci Kara Swisher önceki gün New York Times’da bu durumda arada kaldığını söylüyor. Bir yandan Murdoch’a hak veriyor; gazetecilik bedavaya dağıtılmayacak kadar masraflı bir iş. Ama bir de İnternet’te her şeyin serbestçe dolaşması ilkesi var. Swisher’a göre Facebook para ödememekte kendi açısından haklı, çünkü haber işi sosyal medya şirketinin sadece yüzde dördü. “Haber işinde değil, arkadaş işindeler,” diyor. Haber içeriğine sayfalarında yer vermemesi Facebook için büyük bir sorun olmayacak.
Ancak Google’ın durumu farklı. Hepimiz bu arama motoruna yanıt bulmak için giriyoruz, Google da en doğru yanıtı vermekle yükümlü. Buna haber de dahil. Haber kuruluşu olmayan Google’ın geleneksel medyanın sağlayacağı içeriğe ihtiyacı var. Dahası şirket tıpkı Apple News gibi kendi haber app.’ini de hazırladı, Murdoch’ın yayın kuruluşları da dahil pek çok kurumla işbirliği yapmak ve yeni uygulamada bu içerikleri paylaşmak için bir milyar dolar ayırdı.
Ancak bu paranın kimin cebine gideceğine dair de bir endişe var. ABD’deki birçok gazetenin sahibi eskiden olduğu gibi basın aileleri değil, yatırım fonları. Bu fonların beklentisi de gazeteciliğe yatırım yapmak değil, medya işinden para kazanmak. Silikon Vadisi’nden gelecek ek gelir de doğrudan patronun cebine gidebilir. Kanun yapıcılar şirketleri bu geliri kurumlarına, yani gazeteciliğe harcamayı şart koşabilir. Ama Murdoch’ın böyle bir niyeti var mı, belli değil.
Yine de ilkesel olarak bu kanun tasarısının doğru bir yere işaret ediyor: Haber bedava değildir.
Düzeltme: Yazının bir önceki halinde Facebook'ın piyasa değeri yanlışlıkla 76 milyar dolar olarak yazılmıştır, doğrusu 760 milyar olacak.