Yumuşak kalpli davranmak
Birbirlerine yumuşak söz söyleyen ve davranışta bulunan kimseler, ilahi rahmete nail olurlar
SİYASETİN altın kurallarından biri, yöneticilerin halka yumuşak davranması ve katı kalpliliği terk etmesidir. Kuran ahlakının siyasete yansıması, yumuşak davranmayla ortaya çıkmaktadır. Yüce Allah bunu şu ayette açıklamaktadır:
"O zaman Allah'tan bir rahmet gereği onlara yumuşak davrandın! Şayet sen, kaba ve katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından ayrılıp giderlerdi" (Âl-i İmran, 159). Uhud Savaşı ile ilgili olan bu ayetin analizi yapıldığında, bağrında çok önemli sonuçları barındırdığı anlaşılır:
1. İlahi rahmet, yumuşak davranmayı gerektirir.
"O zaman Allah'tan bir rahmet gereği onlara yumuşak davrandın!" Uhud Savaşı'ndan önce, düşman ordusunun nerede karşılanacağı konusunda Hz. Peygamber, arkadaşlarıyla istişare yaptı. Neticede onların, düşmanın şehir dışında karşılanması gerektiği yolundaki görüşlerine uydu. Böylesine önemli bir konuda onlarla istişare etmesi ve onların görüşüne uyması, Hz. Peygamber'in ne kadar hoşgörülü olduğunun delilidir.
Yine Hz. Peygamber, Uhud mağlubiyeti baş gösterince savaştan kaçan Müslümanları affetti ve onlara yumuşak davrandı. Yüce Allah, Hz. Peygamber'in savaştan kaçanlara yumuşak davranmasını övmek için bu ayeti indirmiş ve bu davranışının Allah'ın rahmeti sayesinde olduğunu beyan buyurmuştur.
İlahi rahmetin en önemli neticesi, yumuşak davranmaktır. Hz. Peygamber'in müminlere yumuşak davranması, onun ilahi rahmetle kuşatıldığını gösterir. Çocuklarına, öğrencilerine, işçilerine ve halkına yumuşak davranan ana-babalar, öğretmenler, işverenler ve idareciler, ilahi rahmetin kendilerini kuşattığına inanabilirler. İlahi rahmetin bulunmadığı bir toplumda idareciler halka, öğretmenler öğrencilere, işverenler işçilere katı davranırlar. Ayetin bu kısmında, peygamber ahlakına dikkat çekilmesinin yanı sıra o ahlakın en önemli unsurunun insanlara yumuşak davranmak olduğuna, birbirlerine yumuşak davranan kimselerin de ilahi rahmete nail olacaklarına işaret edilmektedir.
Yumuşak davranmak veya yumuşak söz söylemek, eğitimde çok önemli metotlar arasında yer almaktadır: "Firavun'a gidin. Çünkü o, iyice azdı. Ona yumuşak söz söyleyin. Belki o, düşünür ve saygı duyar" (Taha , 43-44). Görüldüğü gibi yüce Allah, Hz. Musa ile kardeşi Hz. Harun'a, Firavun'a bile yumuşak söz söylemelerini emretmekte ve yumuşak sözün düşünceyi harekete geçiren ve saygı uyandıran bir etkinliği olduğuna işaret etmektedir. Sebe Suresi 10'da, Hz. Davud'a demirin yumuşatıldığı söylenmektedir. Demir yumuşayınca şekil verilmeye müsait hale gelmiş demektir. Yumuşak davranma ve konuşma da eğitim açısından insanın şekil almasını kolaylaştırır. Yumuşayan şey kolay şekil alır; yumuşak söz ve davranışlar da insanın kolayca şekil almasını temin eder. Ayetin ikinci bölümünden, yumuşak davranışın birleştirici; katı kalpli davranmanın ise dağıtıcı olduğu anlaşılmaktadır.
2. Katılık iticidir.
Ayetin ikinci kısmında, yumuşaklığın zıttı olan katılık ele alınmakta ve kötü etkisi açıklanmaktadır:
"Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, elbette, etrafından dağılıp giderlerdi."
Ayetin bu kısmında geçen "fezzan" kelimesi "anlayışsız, hoyrat, kötü kalpli, kaba, cahil ve kötü huylu olma"yı ifade etmektedir. "Galiz" kelimesi ise "kalın, sert, katı ve şiddetli" manalarına gelmektedir. Her iki kelime de, anlayışsız ve katı davranışın kalple bağlantılı olduğunu göstermektedir. Davranışa yön veren etkenlerden biri olan kalbin durumuna dikkat çekilmekle birlikte kastedilen, davranışın kendisidir. "Kaba, katı kalpli olsaydın" ifadesi, "Kaba ve katı davransaydın" anlamına gelir. Böylece, kalbin davranışı ile bedenin davranışı aynileştirilmiştir.
Ayetteki kaba ve katı kalplilik, yumuşaklığın zıttı olduğundan, yumuşaklığın merkezinin gönül olduğu anlaşılır. Yumuşak davranmanın insanları birleştirici olmasına karşılık kaba ve katı davranmanın dağıtıcı olduğunu vurgulayan yüce Allah, bu davranışların gönülde başlayıp topluma yayıldığına da dikkat çekmektedir.
Kaba ve katılıkta kulun iradesi, yumuşak davranmada ise Allah'ın rahmeti itici güç olmaktadır.
Liderin etrafından ayrılmak, hem sosyal hem de siyasi boyutu olan bir davranıştır. Savaş esnasında gerçekleşmesi halinde, askeri bir anlam taşır. Sosyal, siyasi ve askeri bir niteliğe sahip olsa bile, hadisenin kaynağında gönlün bulunduğu ayetten anlaşılmaktadır. Demek ki, yumuşak söz ve davranış çekici; kaba ve katı kalplilik ise iticidir. Yumuşak kalpli olmanın en önemli ürünlerinden biri, "affedici" olmaktır.
BAYRAKTAR HOCA yanıtlıyor
Kıyamet nasıl kopacak?
■ Kıyamet deprem, denizlerin taşması gibi mi kopacak, yoksa bir anda kendimizi öbür tarafta mı bulacağız? H.D.
Kıyamet, Karia Suresi'ne göre "ani bir vuruş"la gelecek. Bu ani vuruş esnasında, dünya ve gökler, ahiretteki dünya ve göklere dönüşecek. İbrahim Suresi 48. ayette "O gün yer başka bir yere, gökler de başka göklere dönüştürülür" denmektedir.
İki defa ölüp dirilmek nedir?
■ Hocam, Mümin Suresi'nin 11. ayetinde "Ey Rabbimiz! Bizi iki defa öldürdün, iki defa da dirilttin" buyurulmaktadır. İki defa öldürüp diriltmek ne demektir? S.B.
İki defa öldürüp diriltmenin anlamı şudur: "Önce biz yoktuk, bizi var etti. Sonra öldürecek, mahşerde tekrar diriltecek." Bakara Suresi'nin 28. ayeti şöyle: "Siz cansızken sizi dirilten Allah'ı nasıl inkâr ediyorsunuz? Sonra sizleri öldürecek, sonra yine diriltecektir."
Bir abdestle kaç vakit namaz kılınır?
■ Hocam, Maide Suresi'nde abdestin "namaz kılmaya kalkıldığı zaman" alınması gerektiği ifade ediliyor. Bazıları da bir abdestle en fazla 3 vakit namaz kılınacağını söylüyor. Bunun doğrusu nedir? B.H.
Abdestin bozulmadıkça istediğin kadar vakit namaz kılabilirsin, bunun herhangi bir sınırIaması yoktur. Ayette her vakit namaz için ayrı abdest alınması gerektiği söyIenmiyor. Abdesti olmayanın abdest alması gerektiği ifade ediliyor.
- İçteki bozulma toplumu yıkar10 yıl önce
- Üstünlük sosyal statüyle olmaz10 yıl önce
- Dostunu düşmanını tanımak10 yıl önce
- Belaya sevinmek münafıklıktır10 yıl önce
- Müslüman barıştan yana olmalı10 yıl önce
- 'Fitne, savaşmaktan kötüdür'10 yıl önce
- Zarar veren müesseseler10 yıl önce
- Kendini savunma hakkı şahsiyete10 yıl önce
- 'Birbirinizin ayıplarını araştırmayın'10 yıl önce
- İftira, toplumu tahrip eder10 yıl önce