Kırım Platformu Türkiye-Rusya ilişkilerine nasıl yansır?
Bugün küresel güç mücadelesinin önemli bir izdüşümü olarak kabul edebileceğimiz Kırım meselesinde önemli bir gün. Rusya’nın yasadışı ilhakının ardından geçen 7.5 yılda çeşitli düzeylerde yaptırım kararları alınsa da Kremlin Kırım konusunda geri atmadı. Hatta yarımadadaki etki alanını ve yerleşik pozisyonunu giderek güçlendirdi.
Ukrayna’nın doğusundaki çatışmalar ve süregelen belirsizlik ise Rusya’nın yeni soğuk savaş doktrinine bir örnek teşkil ediyor. Zira bir yerdeki ilerleyiş ya da uluslararası açıdan sorunlu bölgede sağlanan konuşlanma, yeni bir alan açılarak arka planda göreli bir çözüme ulaştırılıyor. Üstelik sorunlarla ilişkili ülkelerle genişleyen bu sahaların farklı noktalarında işbirlikleri de kurulabiliyor.
Bugün sanırım Rusya’nın Avrasya’da müdahil olmadığı bir konu ya da bağlam görmek mümkün değil.
Ve bu yönelimle birlikte Kırım meselesi de adım adım dünyanın gündemindeki yerini kaybetti.
Zelenski yönetimi, Kırım'ın işgaline son verilmesi çağrısını defalarca yapsa da bu hedefe ilerleme sağlayacak araçlardan yoksun gözükmektedir. İşte bugün o gündemi yeniden canlandırmak, pekiştirmek ve soruna çözüm üretebilmek maksadıyla Ukrayna’nın başkenti Kiev’de Kırım Platformu’nun kuruluş zirvesi toplanıyor. Bir süre önce platformu ilk olarak bu köşeden duyurmuştum.
Rusya her fırsatta bu platforma karşı sert açıklamalarda bulundu. Daha da önemlisi Mayıs ayında bir soru üzerine Rusya Dışişleri Sözcüsü Zaharova Türkiye’ye tehdit edercesine konuştu. “Türkiye’nin kendi sorunlarını kendisinin çözmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ama böyle bir retorik devam ederse, bizim de Türkiye’deki benzer sorunlara dikkat göstermemiz gerekecektir. Bunu yapmak istemeyiz, bu yüzden, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın bizi dikkate alacağını umuyorum.” demişti.
Türkiye açısından bu konunun iki yüzü var aslında… Birincisi elbette Kırım ile tarihsel ve kültürel bağlarımız. Özellikle Kırım Tatar Türkçesinin bize olan yakınlığının altı çizilmeli. Bugün Kırım Platformu’nun resmi web sayfasına girdiğinizde %90 tercümesiz yazılanları okuyabilirsiniz. Bir Kırım Tatarı ile de bu şekilde anlaşabilirsiniz. Çünkü bugün Kırım’daki nüfus dengesini temelden değiştiren gelişme Mayıs 1944'te, Stalin tarafından yaklaşık 200 bin Kırım Tatarının sürgün edilmesidir -ki o zamanlar Kırım nüfusunun yaklaşık üçte birini oluşturmaktadırlar. Bugün çok daha gerilerde nüfusları. 2014’ten bu yana ise 30 binin üzerinde Kırım tatarı göç ettiği belirtiliyor.
Dolayısıyla Türkiye’nin bu tarihsel birikimi dikkate alarak tutarlı bir politika ve duruş sergilemesinden doğal bir şey olamaz. Türkiye’nin Kırım’daki olayı “yasadışı ilhak” şeklinde değerlendirdiği unutulmamalı.Kırım sıradan bir diplomasi alanı değil Türkiye için...
Bununla birlikte meselenin ikinci yüzü, Türkiye-Rusya ilişkileri ve kırılgan konuların varlığı… Suriye, İdlib, Karabağ, Libya, s400, turizm derken başlıklar uzuyor. Birkaç gündür Moskova’dan zirveye katılanlarla ilgili olumsuz açıklamalar yapıyor. Yine sözcü Zaharova “katılanları not ediyoruz!” dedi.
Buna karşın Türkiye, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile zirvede temsil ediliyor. Pek muhtemeldir ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılmaması Ankara-Moskova ilişkileri açısından düşünülmüş olabilir. Dün sayın Emine Erdoğan’ın da katılacağı şeklinde haberler vardı. O da bu zirveye katılmıyor.
Şuan için ciddi bir olumsuzluk beklemesem de gerek işbirliği gerekse sorunlu alanların bu denli fazla olması Rusların mesaj verme motivasyonunu artırabilir!
Aslında platforma daha fazla ülkenin katılması bekleniyordu. 100’den fazla ülke Kırım’ı Ukrayna’nın bir parçası olarak tanırken zirveye 45 ülkenin katılacağı bildirildi. Buna göre platforma 9 ülke cumhurbaşkanı, 4 ülke başbakan, 3 ülke parlamento başkanı 14 ülke dışişleri bakanı, 7 ülke büyükelçi düzeyinde katılırken, 3 uluslararası kuruluşun yanı sıra AB Komisyonu da temsil ediliyor. Dışişleri Bakanı düzeyinde temsil edilen ülkeler Türkiye, Fransa, Almanya, İspanya, İtalya, Belçika, Avusturya, Hollanda, Lüksemburg, İrlanda, Danimarka, Bulgaristan, Karadağ, Kuzey Makedonya… Almanya Başbakanı Merkel’de zirvenin hemen öncesinde Kiev’i ziyaret etti. Kuzey Akımı gaz projesi en önemli gündem maddesiydi.
Ayrıca Kırım Tatarlarının lider ismi Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’da platformun açılış konuşmacılarından biri…
- Dün Kırım'da tahrip edilen sadece köprü değildi!1 yıl önce
- Kafkasya'nın Hiroşima'sı ve Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesi...1 yıl önce
- NATO ve Şanghay arasında bir seçim yapmak!1 yıl önce
- Yaklaşan seçimin sonucu ne olursa olsun bu bir devlet projesi olmalıdır!1 yıl önce
- Türkiye'de denetim sorunu ve yaklaşan seçimler…2 yıl önce
- Çok kutupluluk ekseninde aşınma ve yeni bir dünya düzenine doğru…2 yıl önce
- Savaş uzadıkça Avrasya jeopolitiği işte böyle değişiyor...2 yıl önce
- Ukrayna'da "özel askeri operasyon"dan "seferberlik"e uzanan süreç nereye gidiyor?2 yıl önce
- Azerbaycan ve Türkiye'yi aynı kıskaçta sıkıştırma projesi!2 yıl önce
- ABD Kıbrıs'ta Rum Yönetimi'ne silah ambargosunu kaldırdı. Peki bu neden önemli ve Türkiye ne yapabilir?2 yıl önce