ABD'nin Kürt kartı

Washington’da Kürt kartı yine açıldı ve masada tekrardan dağıtılmaya başlandı.

İlgili birimlerdeki bu yeni gelişme yönetimle aralarında 10 yıllık bir anlaşma olduğunu söyleyen YPG’nin buradaki temsilcilerini panikletiyor.

Rakka’da kendilerine yönetim tarafından verilen görevi yaptıktan sonra şehrin yönetimine karışmayacakları ve bölgeden çekilecekleri sözünü veren YPG bunun karşılığında kuzeyde kendilerinin Rojava dedikleri bölgede bir Kürt bölgesi oluşturmak sözünü aldıklarını düşünüyorlardı.

Hatta ABD yönetiminin bazı birimlerinde egemen devlet olarak anılmaya başlanan bu birimi Amerika’nın da koruyacağı düşünülüyordu.

Ancak Rakka sonrası yeni döneme uygun strateji geliştirmeye çalışan yönetimin konuya bakışının değişmesi ihtimali var. Rakka sonrası durumu için pozisyon alma çalışmaları yapan yönetim birimlerinin hesaplarında şu anda bağımsız bir Kürt oluşumu düşüncesi öncelikli değil.

Sorduğumda kimse bunu resmen teyit etmediğinden, gündelik yoğun bilgi akışını yönetmek için otomatik gelen hesaplardan bir tanesinde gördüğüm mesaj beni çok şaşırttı. Bir Amerikan diplomatının veri durumunu bu kadar net ve açık söylemesine ilk defa şahit oluyordum.

‘KÜRTLER AĞIR BEDEL ÖDEYECEK’

Amerika’nın Suriye’deki son büyükelçisi (2011-2014) Robert Ford, Londra merkezli bağımsız Arap yayını Asharq Al Awsat’a verdiği demeçte “Kürtler Amerika’ya güvenmelerinin bedelini çok ağır ödeyecekler. Amerikan ordusu Kürtleri sadece DEAŞ’a karşı kullanıyor. Yönetim, ordunun kuzeyde bağımsız bir Kürt devletinin koruyucusu olmaya izin vermez” dedi.

Eski büyükelçi Washington’da şu anda başlayan tartışmayı çok güzel özetlemiş.

Yönetimdeki bölgeyi planlamaktan sorumlu birimler Rakka ve Musul’u birlikte ele alıyor ve bugünlerde sadece DEAŞ temizlendikten sonra Suriye’de neler olacağı konusuna yoğunlaşmış durumdalar.

İKİ GÖRÜŞ ÇATIŞIYOR

Bölgede olabilecekler konusunda beyin cimnastiği yapmaya başlayan yönetim içinde iki görüş çatışıyor. Başkan Trump’ın Suriye’ye yönelik tutarlı bir strateji önermemesinden dolayı doğan boşluğu bu görüşler doldurmaya çalışıyor.

Bir tarafta çatışmaların dozunu artırıp İran’la Suriye içinde direkt çatışmanın gerektiğini söyleyenler Şahinler. Bunlar son dönemde İran’a yakın milislerin Suriye içindeki hareketlerini ve özellikle Suriye’nin güneyinde yaşananları kendi planlarına destek vermek için öne sürüyorlar.

Bu grubun yönetim içinde etkinliğinin artması nedeniyle bölgede bir İran insansız hava uçağı da Amerikan jetleri tarafından vuruldu.

Bu planları yapanlar ayrıca Rakka’dan sonra YPG güçlerini daha güneye çekip onları İran’a yakın milislerle de çatıştırmayı planlıyorlar.

Bunların karşısında kalan çoğu diplomatlardan oluşan grup ise bu senaryonun bir felaket senaryosu olacağını ve bölgeyi uzun bir büyük savaşın içine atacağını belirtiyorlar.

Bu arada birinci gruba en fazla destek İsrail’e yakın yönetim unsurlarından geliyor.

Çünkü İsrail, Golan Tepeleri’ne Suriye’den uzanacak bir İran etkisinden son derece rahatsız ve Amerika’nın bunu engellemesi için elinden gelen her şeyi yapmasını istiyor.

ESAD İLE DE KONUŞABİLİRLER

Washington’da şu anda bölge masasında tüm kartlar yeniden dağıtılırken hiçbir fikir dışlanmıyor. Çalışmaları takip eden bir kaynak, ABD’nin Birleşmiş Milletler Temsilcisi Nikki Haley’nin mart ayında “ABD Esad’ın uzaklaştırılmasını bir öncelik kabul etmiyor” açıklamasını da hatırlatarak “DEAŞ sonrasında bazı adımlar atılırsa Trump’ın Esad ile konuştuğu haberi de gelirse hiç şaşırma” dedi. Yakın süre önce CIA Başkanı Pompeo’nun Suriye istihbaratının başını arayıp konuştuğunu da söyleyen bu kaynak “Önümüzdek günlerde bölgede sürprizler olacaktır” dedi.

WASHINGTON-MOSKOVA HATTI

ABD başkentindeki Kürt lobisinin temaslarını yakından takip eden bir kaynak, “Şu aralar YPG’nin Washington ofisi ile Moskova’daki ofisleri arasında telefon trafiğinin çok arttığına eminim. Kürtler Kuzey Suriye’de Amerika ile işbirliklerinin bozulması ihtimaline karşı Rusya opsiyonunu açık tutmaya çalışıyorlar” dedi.