Ölü gazeteciler derneği takvimi

ÜNLÜ lastik şirketinin her yıl yayınladığı, seksi kadın fotoğraflarıyla dolu takvimi var ya. Ben de bir süredir Dead Poets Society (Ölü Ozanlar Derneği) filminin adından aldığım bizim ölü gazeteciler derneğinin üyelerinden oluşan benzer bir takvimi oluşturmayı düşünüyorum.

Çıplak poz vermelerini isteyeceğimden kadın gazeteciler bu işte yok; çünkü onlar olsa iş mutlaka amacından sapar. Burada amaç, erkek takımına yarattığımız “mis-en-scene”lerde çekeceğimiz fotoğraflardan esprili bir takvim yapmaktır.

“Mizansen” denilince Türkçe’de hayli yıpratılmış bu kavramın benim için “Cahiers du Cinema” Dergisi bağlamında yapılan sinema teorisi tartışmaları, “Auteur” teorisi, Andre Bazin, Andrew Sarris gibi çağrışımları var. Ama burada sadece arkadaşların çıplak fotoğraflarını hangi ortamda çekeceğimizi anlatmak için kullanılıyor bu kavram.

(Bu son notu, “Terbiyesiz olabilirim ama aynı zamanda entelim de” demek için yazdım.)

İşte ölü gazeteciler derneği takviminde yer alması gereken gazetecilerin fotoğrafları şöyle olacak:

- Selçuk Tepeli: Onun fotoğrafını tamamen çıplak halde bir saman balyasının üzerine oturmuş olarak çekebiliriz. Kendisini daha rahat hissetsin diye saman balyasının üzerine manda dışkısı filan da koyabiliriz. Mizansende otlayan inekler, arka planda hasada hazır bir tarla filan da bulunabilir. Mahrem alanlarını kapatması için eline bir kürek veririz. Bence yine mahrem bir organ olarak kategorize edilmesi gereken gözlerini bu çekimde kapatma imkânı ise maalesef yok.

- Fatih Altaylı: Onu, Galatasaray sahasının ortasına çekeceğimiz iki spor araba üzerine çıplak yatırırız. Eline bir de futbol topu verip kapanmasını sağlarız. Uzanırsa belki üç araba da gerekebilir; çünkü maşallahı var adamın. Fotoğrafta onun gülümsemesini kim sağlayacak bilemiyorum. Eşini de çağırırız çekime, o ‘Gül’ derse gülümser.

- Serdar Turgut: Danışmanlarım beni çıplak olarak bir sahibenin zindanında tavana asıp fotoğrafımı çekeceklerini söylediler. Ben, “Olmaz, her yerim açık kalır” deyince de onlar, “Olsun, kalıversin, nasıl olsa fazla bir şey görünmeyecektir sende” dediler. Kazayla görünürse de beni yazar olarak meşhur eden konuyu herkesin görme hakkı olduğu da söylendi. (“Fotoğrafta bir şey görünmez” sözü beni hayli kırdı, bunu da bilin.)

- Sedat Ergin: Onun fotoğrafını çırılçıplak olarak adliyede bir mahkemenin kapısında uzanmasını sağlayıp çekeriz. Bir çelloya sarılırsa önü de kapanır. Çelloyla gerçek yaşamında da mahrem ilişkisi olduğundan şüphe ettiğim için bu pozu yadırgamayacağından eminim.

- Ertuğrul Özkök: Sabah yüzünü yıkamak için musluğa eğilince de oluyor mu bu bilemem ama, adam akan su görünce geçmişini hatırlıyor. O nedenle bir nehrin yanına çıplak uzanmasını sağlarız. Kapanması için birkaç CD’yi de mahrem yerlerine koyarız. Akan suda birkaç ceset gerekiyorsa ben bunu da gönüllü sağlarım. Çünkü Selçuk ve eşim Rana dışında hemen öldürebileceğim birkaç kişi daha var.

KORİDORLAR KAYNIYOR

- SENATO Silahlı Kuvvetler Komisyonu Başkanı John McCain, yönetimin Suriyeli muhaliflere yönelik eğit-donat programını bitirmesinin yanlış olduğunu söyledi.

- Beşar Esad’ın geleceği hakkında ABD’nin Rusya’yla gizli bir anlaşma yapıp yapmadığı konuşuluyor Washington’da.

- Yönetimin Suriye politikasını değerlendirmesi için senatoda bir çalışma grubu kurulması düşünülüyor. En geç 4 ay içinde sonucu açıklayacaklar.

- Ordunun Stars and Stripes Gazetesi, Irak’a 2 bin 100 yeni askerin daha gönderileceğini yazdı. Bunun normal bir asker değiştirme operasyonu olduğu da söyleniyor.

- Dışişleri Bakanlığı’nın son yayınladığı rapora göre, DEAŞ tekrar intihar saldırılarına ağırlık vermeye başlıyor.

- Christopher Wray yakında yeni FBI Başkanı olarak görevine başlayacak.

- Türkiye’ye yeni büyükelçi arayışları başladı.