Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

SÜREKLİ siyaset konuşan Washington’un ritmine alışık olan ustaların bile zaman zaman anlayamadığı gizli bir Washington vardır. İşte ABD Başkanı Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile telefon görüşmesi, bu gizli Washington sürecinin bir parçasıydı ve yine bu yüzden kaçınılmazdı.

Georgetown Üniversitesi’nin Amerikan Dışişleri’ne eleman yetiştiren ve bu ülkenin dış politika elitlerinin öğrenim gördüğü yer olan School of Foreign Service’in Avrasya, Rusya ve Doğu Avrupa çalışmaları merkezi, 30 Kasım’da Washington’da tüm dış politika elitlerinin merakla beklediği ve sadece davetlilerin katılacağı bir akşam yemeğinde yapılacak konuşmayı bekliyor.

Konuşmacı Vitaly Naumkin. Konuşmasının başlığı ise “Rusya ve Suriye’nin Geleceği”.

VİTALY NAUMKİN’İN ÖNEMİ

Rusya Bilimler Akademisi’nin üyesi olan, birçok devlet nişanı bulunan Naumkin, bugün Ortadoğu üzerine dünyadaki sayılı uzmanlardan biri. Rusya Devlet Başkanı Putin ona çok değer veriyor ve sayıyor. Ayrıca Putin’in şu anda Ortadoğu politikalarındaki özel temsilcisi olarak görev yapan Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov’un da hocası.

Suriye ile ilgili çok önemli son gelişmeler olmasaydı bile Naumkin’in konuşması Washington dış politika elitleri açısından her zaman önemlidir. Çünkü o bölgeye Putin’in, Rusya devletinin bakışını ve yapacaklarını en iyi anlatabilecek insandır.

Kaldı ki bu defa Amerika ile Rusya, Suriye’nin geleceği için nasıl yürüneceği konusunda anlaşmış görünüyorlar, yani Naumkin’in bu defaki konuşması her zaman olandan çok daha önem kazanmış durumda Washington’da.

TRUMP NELER SÖYLEDİ?

Trump, daha önce Putin ile konuşmuş olduğundan Naumkin’in 30 Kasım’da neler söyleyeceğini de biliyor, işte bu nedenle Erdoğan ile görüşme ihtiyacını hissetti.

Bu telefon görüşmesinden birkaç gün önce Putin ile yaptığı 1 saati aşan telefon konuşmasında Trump, Putin ile Suriye’nin geleceği için siyasi bir çözüm süreci içinde olunmasında anlaştı.

Trump, Suriye’de Amerika’nın bulunma nedenini DEAŞ ile mücadele ve onu oradan silmek olarak açıkladı. Ülkenin siyasi geleceği hakkında ne fazla konuştu, ne de o siyasi gelecek için adımlar attı. Şimdi DEAŞ için konulan hedef tutturulduğundan Amerika kendi işinin Suriye’de bitmiş olduğunu düşünüyor.

Amerika, Suriye’nin geleceğini siyasi açıdan kurma işinde daha aktif ve ön planda olacağını bildiği ve kabul ettiği Rusya ile bu açıdan işbirliği yapacak.

Trump, Türkiye ile Amerika’nın yaşamakta olduğu tüm krizlere, gerginliklere rağmen Türkiye’nin önemli bir müttefik olduğunu düşünüyor. Astana sürecinde Rusya ve İran ile birlikte çalışan Türkiye’nin, hem ABD hem de Rusya’ya yakın ülke olarak üzerinde anlaşılan Suriye’nin geleceği için siyasi sürece desteğini almak Trump için çok önem kazandı. Naumkin 30 Kasım’da bu planın ana hatlarını zaten açıklayacaktı. Trump müttefik Türkiye’nin gelişmelerden daha önce haberdar olmasını istediğinden Erdoğan ile bölge hakkında konuştu.

Bu konuşma kendi başına zaten önemli ama aynı zamanda ilişkileri uzun zamandır gerginleşen iki ülkenin yeni bir sayfa açmaya hazır olduklarını da gösteriyor. Erdoğan, Birleşmiş Milletler için geldiği New York’taki görüşmesinden bu yana Trump ile hiç görüşmemişti. Bu telefonla iki liderin bağlantılı halde kalmalarının yolu da açıldı.

Amerika ile ilişkilerin makul bir orta yolda sürdürülmesi ve iki ülkenin karşılıklı çıkarlarının gözetildiği bir yolun bulunmasını daima savunmuş bir Washington temsilcisi olarak bu görüşmeye bu açıdan çok önem veriyorum. Ancak görüşmenin içeriği hakkında konuştuğum kaynaklar, benim buraya kadar vardığım sonuçlara tam destek verseler de lafa “Ancak” diye başlayıp bir konuya da dikkat çekiyor.

SİYASİ ANLAŞMAYA VARILDI

Rusya, Suriye’nin geleceği için planlarında daima kuzeyde Kürtlere de yeni bir oluşum düşünüyor. “Bunu Esad’a da empoze edip kabul ettirmiş olabilir deniliyor ve Amerika’nın da bu konuda destek vereceği söyleniyor Washington’da.

Son telefonda bu yüzden YPG’ye artık silah verilmeyeceği ifade edildi ama “Bu artık ülkenin geleceğinin silahla değil siyasi süreçlerle oluşturulacağı konusunda anlaşmaya varıldığı için de söylendi” deniliyor Washington’daki işleri bilen kaynaklarca.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar