Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

AMERİKA’nın başkentindeki yönetim birimlerinde şu anda Suriye’de İran’ın yükselen etkisine karşı neler yapılabileceği tartışılıyor. Masaya yatırılan tüm opsiyonlar bir bir elendikten sonra Suriye’de oluşan fiili duruma karşı yapılabilecek pek de anlamlı bir stratejinin ortaya çıkmayacağı söyleniyor.

Washington bu gerçekçi sonuca resmen varmak için Ebu Kemal sınır kapısının hangi güç tarafından DEAŞ’tan kurtarılıp ele geçirileceğini bekliyordu.

Ebu Kemal’i ele geçirmek için ABD’nin yönlendirdiği YPG güçleri ile Irak’ın Şii milisleri tarafından da desteklenen Suriye rejimi ve Rusya işbirliğiyle oluşturulan güç arasında bir anlamda büyük yarış vardı.

İRAN YOLU AÇILDI

Ebu Kemal, İran’ın bir süredir üzerinde çalıştığı Tahran’dan Akdeniz’e kara köprüsünün (yolunun) hayata geçirilmesi için son ve en stratejik sınır kapısıydı. Ebu Kemal hem Irak’tan geçişlerin sorunsuz olmasını hem de Batı’ya, Akdeniz’e doğru giden önemli yolların Şii milisler tarafından kontrol edilmesini sağlayacak.

Suriye’deki son durumu Washington’a sürekli rapor eden YPG güçleri de Ebu Kemal yarışının rejim tarafından kazanıldığını söylediler. Washington’da bana konuşan kaynaklar, artık İran yolunun Suriye’den Akdeniz’e kadar fiilen olduğunu vurguladılar.

BUNUN ANLAMI NE?

Artık İran’a bağlı milisler, Tahran’dan çıktıktan sonra Irak’ın dost topraklarından rahat geçip Ebu Kemal’den Suriye’ye sorunsuz girecekler. Kontrolünü ellerinde tuttukları Batı’ya giden yoldan gerek asker gerek silah ve teçhizatını Akdeniz’e ve Hizbullah güçlerine sorunsuz nakledebilecekler.

Bu durum karşısında bir şeyler yapması için sürekli İsrail baskısı altında olan Washington’daki uzmanlar, “İsrail tabii ki bu yolu havadan etkisizleştirmeye çalışabilir. Ama havada zaten bir etkinlik iddiasında olmayan İran’a bu büyük bir darbe oluşturmaz. Ayrıca buna Rusya’nın ne tepki vereceğini düşünmeleri de gerekiyor” dediler.

WASHINGTON KABUL ETTİ

Buradaki birimlerde, YPG’lilerin İran’a karşı denge unsuru olarak kullanılması projesi üzerinde çalışılıyor. Yönetim içinde konu hakkında yapılan tartışmalarda özellikle askeri kanat, gerekirse Kürtleri İran’a bağlı milislerle çatıştırma opsiyonunu da ortaya attı.

Uzun tartışmalardan sonra gelinen noktada çatışma opsiyonunun, bölgeye barış getirme çalışmaları Ruslar ile işbirliği içinde sürerken bölgeyi çok daha büyük ve kanlı bir savaşa iteceğine karar verildi. Ayrıca Kürtlerin, Şii milislerle bir çatışma durumunda başarı şansı da hayli düşük bulundu ve çatışma opsiyonundan vazgeçildi. Washington’da yapılan son durum tespitine göre şu an Suriye’de fiilen var olan durum şöyle:

1- İran’ın karadan, Rusya’nın havadan verdiği destekle Esad yerini daha da sağlamlaştırdı.

2- Artık Esad’ın gitmesinde ısrar etmek gerçekçi değil.

3- İran, Suriye içinde açtığı yeni yolla Şam üzerindeki etkisini daha da artırdı.

4- Rusya da Esad’ın yanında duracak. Bu durumda Esad’ın kalıcı olduğunu kabul etmek gerekiyor.

5- Biz (Amerika) oluşan fiili durumda İran’ın bölgede artan gücünden çok rahatsızız. Bu güce karşı bir denge unsuru olarak Kuzey Irak’taki Kürtleri desteklemeyi sürdüreceğiz.

6- Eğer bu destek Kürtlerin kendi alanları dışında askeri hareketlere girişmeyi içermediği takdirde buna Rusya da karşı çıkmayacak.

7- Onların (Rusya) Suriye için öngördüğü siyasi çözüme de uygun bir fiili durumdur bu.

8- Böylece bizler (Amerika) kendi açıkladığımız DEAŞ’tan kurtulma hedefini başarmış ve bu işte bize başarıyı getiren Kürtlere de verdiğimiz sözü tutmuş oluruz.

Tabii ki birçok alt denklemi olan zor bir durum bu ve hiçbir plan masada çizildiği gibi sürdürülemiyor. Fakat Washington’da şu anki fiili durum hakkında yapılan yorumlar böyle.

Trump’ın da bu noktada gelebilecek eleştirileri düşünerek, kamuoyunu hazırlamak için Erdoğan ile yaptığı görüşmeden önce o tweet’i attığı söyleniyor Washington’da. Trump o tweet’inde, “Ortadoğu’da bana miras bırakılan karmaşık duruma çözüm getirmeye ilişkin Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşeceğim. Hepsini halledeceğim. Bu 6 trilyon dolara ve hayatlara mal olan bir hata. En başından oralara girmemeliydik” demişti.

Ayrıca Trump’ın, “Bundan sonra Kürtlere silah verilmeyecek” sözünü Şii milislerle çatıştırma opsiyonu ortadan kalktıktan sonra daha rahat söylediği de ifade ediliyor.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar