Yargıç bile davadan rahatsız
SONA yaklaşıldı, ama davanın perde arkasındaki tartışma katiyen bitmiyor.
Dün savunma, savcılar, hâkim ve Hakan Atilla bir saat gecikmeyle yargıcın odasından açılan kapıdan girdiler salona.
Yargıcın odasında erken saatlerden itibaren bir toplantı yapıldı.
Yargıç Berman, karar için çekilmelerini isteyecek jüriye istenilen ceza ile davada sunulan kanıtlar arasındaki ilişki konusunda bir şeyler söylemek zorunda.
Yargıç, sunulan kanıtların yeterli olmadığı düşüncesinde. Gerçekten de Hakan Atilla hakkındaki suçlamalar çok ciddi ve ağır hapis cezası getirebilir, ancak bunun için çok sağlam kanıtların olması gerekiyor.
Bu davada savunma harika bir iş çıkardı diyemem, ama savcılığın da döküldüğünü kesin söyleyebilirim.
Hakan Atilla’ya birçok şey söylüyorlar, ama bunun arkasında duracak sağlam kanıtı bir türlü çıkaramadılar. Çıkardıklarını sandıkları tek somut kanıtı da savunma, sanığın lehine döndürdü. Atilla’ya bir telefon geldiği anda onun aslında havada uçakta olduğu ispat edildi. Yani anlayacağınız, tek somut delil birden sanık lehine kanıta dönüştü.
ELDE TUTULAN GÜÇ
İşte bu yüzden yargıç bile sürdürülen davadan kaygılı.
Davanın düşürülmesi için savunma tarafından verilen önerilerden bir tanesi hakkında karar vermedi ve bunu bir opsiyon olarak elinde tutmayı sürdürüyor.
Savunmadan bir kaynak, Yargıç Berman’ın bu konuda jürinin kararından sonra karar vermeyi düşündüğünü söyledi. Yani anlayacağınız, jüri Hakan Atilla’yı suçlu bulsa bile yargıcın davayı düşürüp sanığın serbest kalmasını sağlama hakkı var ve bu defa bu hakkı kullanması hiç de şaşırtıcı olmayacak.
BHARARA SÜRPRİZİ
- Önceki gün davayı ilk başlatan eski savcı Preet Bharara’nın aniden salona gelmesi ve yargıçla özel konuşması, bu endişenin savcılık tarafında da doğmuş olmasına bağlanabilir. Gerçi taraflar bu ziyaretin özel başka bir nedenden kaynaklandığını söyleseler de bu hiç inandırıcı olmuyor. Çünkü “Birbirlerine telefon ederek çözebilecekleri bir meseleyi neden davanın sürmekte olduğu salonda görüşerek yaptılar?” sorusuna verilebilecek makul bir cevap yok.
- Dün savcılık, kendisini kurtarmak için son şansını Hakan Atilla’yı sorgularken yakalamaya çalıştı. Özellikle İran’a altın ticareti hakkında sorularıyla Atilla’yı bayağı sıkıştırdılar. O birçok soruya “Hatırlamıyorum” diyerek cevap verdi. Yakından baktım, surat ifadesi sorgulamanın gidişatından olsa gerek hayli sıkıntılıydı ve sıkça ellerini ovuşturuyordu. Tabii bu endişe ve hatırlamamak, suçlu olmak için yeterli değil, bunun için kesin delillerin olması gerekiyor. Bu davada da bu yok ve yargıç usul yüzünden bu nedenle tedirgin.
- Polis, bizlerin Hakan Atilla ile kurmakta olduğumuz iletişimden hayli rahatsız, ama sorgulanacağı bölüme giderken “Hakan Bey, Allah kolaylık versin” diye bağıranlara da yapabileceği fazla bir şey yok.
- Savcılığın çapraz sorgulamasından sonra taraflar kapanış konuşmalarını yapacaklar, sonra yargıç jüriye talimatlarını verip karar için çekilmelerini söyleyecek. Ondan sonra da heyecanlı bekleyiş başlayacak.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce