ABD yarına nasıl hazırlandı?
ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’un Ankara’da son yaptığı görüşmelerde, iki ülke arasındaki ilişkilerin ele alınması için oluşturulması kararlaştırılan 3 komiteden Suriye’yle ilgili olanı yarın Washington’da toplanacak. Bu nedenle Amerikan tarafının yarına nasıl hazırlandığını öğrenmeye çalıştım.
Konuştuğum kaynaklardan öğrendiğime göre, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Önal’ın geleceği bu ilk Suriye komite toplantısı için Amerika ne yazık ki fazla yeni fikir üretmiyor.
Fırat’ın doğusundaki durum, Münbiç, Afrin’deki gelişmeler ve Amerika’nın YPG ile ilişkisi gibi hayati konular ele alınacak olmasına ve Türkiye’nin bu konulardaki beklentileri belli olmasına rağmen ABD yönetiminin şu ana kadar hiçbir yeni fikir üretmemesi ilginç bir durum.
NEDEN BU DURUMDALAR?
Bu atalet başlıca iki sebebe dayanılarak açıklanıyor burada:
1- Yönetim içinde Türkiye’ye karşı sertleşilmesini savunanlar ile yumuşak gidilmesini savunanlar arasında ciddi bir mücadele var.
2- Beyaz Saray aslında Türkiye’yi yapabildiği kadar oyalama taktiği izliyor. Türkiye’nin Afrin’deki operasyonu ne kadar uzarsa Amerika’nın Fırat’ın doğusunda almakta olduğu stabilizasyon tedbirlerinin daha uzun sürdürüleceği düşünülüyor. Yani Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna el atma süresi ne kadar gecikirse bunun Amerika’nın ve bölgedeki YPG’nin lehine olacağı düşünülüyor.
Aslında birinci maddedeki sertleşmeyi ve yumuşamayı savunanlar da ortak olarak oyalama taktiğinden yana görünüyorlar.
SERTLİK YANLILARI
Ama sertleşme yanlıları, oyalama bittiğinde ve Türkiye örneğin Münbiç’e yöneldiğinde gerekirse güç kullanılmasından çekinilmemesini savunuyorlar. Bunlar tezlerine destek olsun diye Rus uçağının düşürülmesinden sonra Rusya’nın sert politikalar izlemesinin iyi sonuçlar verdiğini ve geçenlerde Deyrizor’da rejim güçleri ile Rusya milislerine yönelik başarılı askeri müdahaleyi örnek gösteriyorlar.
Daha çok Pentagon bağlantılı bu sertlik yanlısı görüşe karşı Dışişleri Bakanlığı’na yakın duran ve yumuşak gidilmesini savunan grup ise oyalama süresi bittikten sonra sıra Münbiç’e geldiğinde Amerika’nın direkt bir şey yapmaması, konunun Rusya ile Türkiye arasında çözülmesine çalışılması gerektiğini söylüyorlar.
Bu gruptakiler, Türkiye hiç gündeme getirmese de Münbiç bölgesinde sadece ABD’lilerin değil Rusların da bulunduğunu ve konunun asıl Ruslarla çözülmesi gerektiğini dile getiriyorlar. Bu grup Astana sürecinde birlikte çalışan Türkiye ile Rusya’nın Münbiç meselesini konuşarak çözebileceğini savunuyor, ama sertlik yanlıları bunu pek gerçekçi bulmuyor.
MATTIS İLE TILLERSON ARASINDA KALDI
Aslında Savunma Bakanı Mattis ile Dışişleri Bakanı Tillerson arasında bu tartışma o kadar büyümüş durumda ki bu görüşleri bir şekilde uzlaştırıp Başkan Trump’a anlatmak zorunda olan Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster’ın ikisinin arasında çok bunaldığı da söyleniyor.
İşte bu nedenlerden dolayı Amerika, yarın başlayacak komisyon toplantısına yeni bir pozisyon getiremeyecek; çünkü şimdiye kadar yeni bir fikir sentezi ortaya çıkmadı. Tillerson arada bir “Münbiç’i Türkiye ile birlikte kontrol edelim” türünden düşünceler ortaya atsa da Mattis hemen devreye girerek buna karşı çıkıyor. Tillerson’un bu işbirliği teklifi de Fırat’ın doğusuna nefes aldıracak oyalama taktiğinin bir parçası.
ABD ŞU ANDA YPG’YE KIZGIN
Aslında Amerika, şu anda Deyrizor bölgesinden 20 bine yakın militanını Afrin için çeken YPG’ye DEAŞ’la mücadeleyi riske attığı için kızgın ve bunu da iletti. Ama buradaki kaynaklar, “YPG yönetimi bu konunun kendileri için daha önemli olduğunu söyleyip Amerikan tarafını dinlemiyor” diyor. Komisyonda bu durumun yarattığı global risk anlatılarak Türkiye’den operasyonunu genişletmemesi istenecek.
Türkiye’nin buna vereceği cevap da belli olduğundan ve Amerika aslında Rusya’nın sorumluluğu olarak gördüğü Afrin hakkında ayrıntılı konuşmak istemeyeceğinden meselenin bu düzeyde tıkanıp kalması beklentisi var.
SURİYE DEVLETİ VURGUSU
Amerika 2011 yılındaki başkanlık emrinin hâlâ geçerli olduğunu söyleyerek Suriye’de kalıcı olacağını dillendirmeye başladı. Sadece İran tehdidine karşı değil hem Irak’ın hem de ABD’nin güvenliği için Suriye’de bulunulacağı anlatılıyor.
Bunun dışında bölge açısından bir yenilik de şu: ABD, Suriye’nin geleceğinden bahsederken artık “Suriye devleti” diyor, Esad’ın lafını hiç etmiyor. Bunun temelinde Beyaz Saray’ın sıcak baktığı bir plan var: Rusya’yla anlaşılıp Suriye’de bir normalleşme, istikrar sağlanırsa ve başta Kürtler olmak üzere tüm etnik gruplarla uyumlu olabilen bir devlet yapısı oluşturulursa bunun İran’ın İsrail’e yönelik tehdidini de engelleyeceğini düşünüyor Amerikan yönetimi. Rusya’yla da bu planın konuşulduğu ve Rusya’nın İsrail’e verdiği “İran’a karşı güvenlik teminatları”nın temelinde de bunun yattığı belirtiliyor.
Yarınki toplantıda da Amerikan tarafının bu düşünce doğrultusunda Türkiye’yle konuşma yapması bekleniyor. Suriye komitesinin bu toplantısı dışında FETÖ’yle mücadele ve Irak komitelerinin ne zaman toplanacağı ise henüz netleşmedi.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce