Washington toplantısından sonra Türk-ABD ilişkisi nereye gidiyor?
ANKARA’daki zirveden sonra iki ülke arasındaki en temel sorunların ele alınmasının havale edildiği 3 komite toplantılarından ilki dün yapıldı. İki taraftan da müsteşar yardımcısı veya genel müdür düzeyinde yetkililerin katıldığı bu toplantı Suriye hakkındaydı.
FETÖ konusu bir komitede, Irak konusu ise diğerinde ele alınacak ve bu toplantıların da ayın sonuna doğru gerçekleşmesi bekleniyor. FETÖ’yle ilgili komitede, Rusya’dan füze alımı ile göç ve vize konuları da görüşülecek. Bu komitede Amerikan tarafının, Türkiye’de tutuklu bulunan Rahip Brunson konusunu da masaya getireceği bekleniyor.
Bu konjonktür nedeniyle Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 19 Mart’ta Washington’a yapacağı ziyaret daha da önem kazandı. Çavuşoğlu’nun, Washington temaslarını Moskova’ya yapacağı ziyaretten sonra gerçekleştirecek olması, onun Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’la yapacağı konuşmanın daha da önem kazanmasına yol açtı.
Aradaki saat farkı nedeniyle bu yazının yazılmak zorunda olduğu sırada ilk komisyondaki görüşmelerin içeriğiyle ilgili Amerikan kaynaklarından bilgi alabilmiş değilim. Bu bilgiyi büyük ihtimalle sağlam kaynaklardan Türkiye saatiyle sabaha karşı alacağım.
Ama şunu söylemeliyim; toplantının başlayacağı saate kadar Amerikan tarafının Türkiye’nin beklediği bir içerikle toplantıya yeni öneriler getirme durumu hiç yoktu. Zaten Amerikan tarafı bugüne kadar konular hakkında fazla hazırlık bile yapmış değil, sadece ellerinde zaten var olan dosyalarla komisyona gelme niyetinde gibiydiler.
Eğer komite toplantısı sürerken sürpriz gelişme olmadıysa -ki bunun olacağı yolunda da en ufak bir işaret yoktu- ilk komite toplantısının pek de başarılı geçmesi ihtimali pek bulunmuyor. Neyse dediğim gibi, bunun olup olmadığını daha sonra öğreneceğim.
Şimdi Suriye konusunda beklendiği gibi bir çıkmaza girildiği takdirde Washington’da nelerin olabileceğini Amerikan yönetimine yakın kaynaklarla konuştum. Bu kişilerin dedikleri özetle şöyle:
AMERİKA NİYE HAZIRLANMADI?
1- Türkiye’nin son derece detaylı hazırlanarak içerikli dosyalarla girdiği bu ilk komite toplantısına Amerika’nın neden hiçbir hazırlık yapmadığı sorumu bir kaynak şöyle açıkladı:
“Türkiye eskiden olduğu gibi önemli toplantılar öncesinde birimler arasında resmi tavır ve politika görüşmesi gibi bir sürecin artık var olmadığını görmeli. Türkiye hâlâ böyle olduğunu düşünerek alternatifli gelişme senaryoları hazırlıyor. ‘Eğer bu olmazsa şunlar olur’ veya ‘Pentagon şunu derse Dışişleri de böyle düşünür’ gibi bazı varsayımlarla dosyalar hazırlanmış. Bu tür hazırlıklar eski Washington’a uygundu, artık o şehir yok.
Şimdi durumun nasıl olduğunu anlamak için Trump’ın baş ekonomi danışmanı Gary Cohn’un istifasına bakın. Cohn neden istifa etti? Çünkü alüminyum ve çelik ithalatına konulan yeni tarifelere karşıydı. Ve bu konuda her birimden görüş alınması ve bunun tartışılması gerektiğini söylüyordu. Ama bu olmadı ve Trump, danışmanına sormadan karar alıp uygulamaya başladı, o da istifasını verdi.
Bu yaşanan Cohn’un istifasından çok daha önemli bir konudur ve Amerikan yönetiminin şu anda içinde bulunduğu durumu gösteriyor. Şimdi devlet içindeki birimler arasında ne koordinasyon var ne de diyalog. Bu Cohn olayında olduğu kadar Türkiye konusunda da, ulusal güvenlik konularında da geçerli olan bir durum. Yönetimin bu ilk komite toplantısına hazırlanamadan girmesinin temelinde yatan gerçek neden budur.”
2- Aslında gerçek bir çözümden uzak görünen sorunların komiteye havale edilmesi, Amerikan Dışişleri’nin diplomatik bir zaman kazanma manevrasıydı. Başta Pentagon olmak üzere diğer birimlerden fazla katkı alamıyorlar. Alamadıkları gibi Pentagon bildiğini okumayı sürdürüyor.
İLKER BAŞBUĞ’UN TEMASLARI
3- Pentagon’da da işler Türkiye’nin eski alıştığı gibi değil. Eskiden Pentagon’da mutlaka Türkiye’yle iyi ilişkilerin sürdürülmesini savunan bir grup bulunur, bunlar da Türk Genelkurmayı ile diyaloglarını açık tutardı. Ancak şimdi bu grup da yok.
Bunu en net, bugünlerde Washington’a, büyük ihtimalle eski bağlantılarına güvenerek Zeytin Dalı Harekâtı’nı anlatmak için gelen İlker Başbuğ da görmüş olmalı. Şu aralar Pentagon’da, Türkiye hakkında devlet bilinciyle soğukkanlı ve sağduyulu düşünebilen insan bulmak zor.
SERT TAVIR YANLILARI
4- Bugün Washington’da Türkiye’ye karşı nasıl tavır alınacağı konusunda başını Dışişleri Bakanlığı’nın çektiği “yumuşak yaklaşımcılar” ile Pentagon’un çektiği “sert yaklaşımcılar” bulunuyor. Suriye konulu ilk toplantının çözümsüz sonuçlanması durumunda sert tavır yanlılarının elindeki argümanların daha da güçleneceği söyleniyor. Ancak bu grubun güçlenmesinin, iki ülke arasındaki ilişkinin hemen kırılması anlamına gelmediğini de Amerikan kaynakları söyledi. Bunlar konunun daha üst düzeyde bir kez daha ele alınmasının beklendiğini ifade ediyorlar.
5- Ancak Washington’da sertlik yanlısı grup içindeki bir alt birim, Zeytin Dalı Harekâtı’na başlamadan önce Türkiye’nin, Moskova’ya “operasyon sürecinde Washington’la ilişkisini kopartacağını” söylediğini düşünerek, bu kaçınılmaz gelişmenin olması durumunda başta İncirlik gibi üslerin durumu dahil nelerin yapılması gerektiğini planlamaya başladı bile.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce