Mike Pompeo'nun şifreleri Türkiye açısından ne diyor?
EĞER dışişleri bakanlığının onaylanacağı kongre soruşturmasında büyük bir sürpriz çıkmazsa, yakın geçmişine bakarak Mike Pompeo’nun Türkiye açısından anlamını çıkarmak mümkün.
Başkan Donald Trump’ın üzerinde etkisi olduğu bilinen Pompeo’nun dışişleri bakanı olduğu bir Amerika’nın, Suriye başta olmak üzere birçok alanda Rusya’yla yakın ilişki içinde olması bekleniyor.
İran’a karşı düzeyi artan bir sertleşme kesin gibi. Bu CIA’nın yeni başkanı Gina Haspel’in uygulamaya sokacağı saldırgan bazı operasyonlarla da desteklenecek. CIA Başkanlığı’na eski müdürü Gina Haspel’in gelmesinden sonra İran operasyonları başındaki Ayetullah Mike lakaplı Michael D’Andrea’nın şimdiden yeni planlar yapmaya başladığı da söyleniyor.
Pompeo henüz bir kongre üyesi olarak istihbarat komisyonundayken bile Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan aleyhine konuşmaya başlamıştı.
Bu tavrından, eğer Trump’tan farklı bir emir gelmediği takdirde vazgeçeceği yolunda bir işaret de görünmüyor. Trump’ın da farklı bir tavır koyması şu anda beklenmiyor.
POMPEO’NUN 15 TEMMUZ’DA ATTIĞI TWEET
Pompeo için asıl düşman İran. Türkiye’yi de bölgede İran’la işbirliği yaptığı gerekçesiyle aynı çerçevede değerlendiriyor. 15 Temmuz 2016’da darbe girişimi sürerken attığı tweet’le Türkiye ile İran’ı nasıl özdeşleştirdiğini ve iki ülkeden de nasıl nefret ettiğini açıkça ortaya koymuştu.
Pompeo, hazine bakanlığına geçmeden önce global mali istihbarat ve operasyonlardan sorumlu olarak yanında çalıştırdığı David Cohen’le yakın mesaisini sürdürüyor.
Cohen, Hakan Atilla davasında onun aleyhine tanıklık yapmıştı. Pompeo ile birlikte Türkiye’nin İran’a yaptırımları delmek için çalıştığını düşünülüyor. Pompeo bu yüzden Atilla davasıyla çok ilgiliydi ve şimdi de 7 Nisan’da açıklanacak cezayı beklediği belirtiliyor.
Pompeo’nun, bağlantılarını hiç kesmediği Cohen’le birlikte Türkiye’ye bazı yaptırımlar uygulanmasından da yana olduğu biliniyor.
YPG KONUSU
Başkan Trump’ı YPG ile işbirliğinden vazgeçmemesi için en fazla etkileyen ismin Pompeo olduğu Washington’da söyleniyor. Pompeo ile yeni CIA Başkanı Haspel’in, İran’ı acilen mücadele edilmesi gereken düşman olarak gördükleri ve bu ülkenin Suriye içinde artan gücünden son derece rahatsız oldukları için ona yakın duran milislerle Suriye içinde tek mücadele edebilecek güç olarak YPG’yi gördükleri belirtildi.
Pompeo’nun geçen hafta bir toplantıda, “Eğer İran milislerine karşı bir güç bulundurmak istiyorsak 50 bin Amerikan askerini göndermemiz lazım. Bu da olamayacağına göre YPG ile Suriye içinde İran’a karşı çalışmak zorundayız” dediği öğrenildi.
RUSYA İLE İŞBİRLİĞİ
CIA Başkanı olarak Pompeo, şubat ayının ikinci yarısında bir operasyonla, yaptırımlar nedeniyle ABD’ye girmeleri bile yasak olan Rusya’nın üç önemli istihbarat teşkilatının başkanını Washington’a getirterek onlarla gizli toplantılar yapmıştı.
O toplantılarda Pompeo’nun, Ruslarla nasıl işbirliği yapılabileceğini, özellikle de Suriye’de bunun nasıl hayata geçirilebileceğini konuştuğu biliniyor. Başkan Trump’ın Rusya bağlantılarının bütün hızıyla sürdüğü o günlerde bu toplantılar aslında gizli tutulacaktı ama senatoda Demokratların lideri Senatör Chuck Schumer konuyu yönetime sorduğu için açıklamak zorunda kaldılar.
Şu da unutulmamalı; Rex Tillerson İngiltere’de ajan ölümlerinden Rusya’yı sorumlu tutan açıklamasını yaptıktan sonra görevden alındı ve yerine Rusya’yla işbirliğine önem veren Pompeo geldi. Pompeo’nun Suriye’de Ruslarla uyumlu hareket edilmesine önem verdiği belirtiliyor. Dışişleri bakanlığına atanmadan önce Pompeo neredeyse 6 aydır Beyaz Saray’dan hiç çıkmıyordu. Her sabah günlük brifing için gittiği Trump’ın yanından brifingi bittikten sonra da ayrılmıyor ve Beyaz Saray politikalarını perde arkasından yönlendiriyordu.
Bu nedenle Pompeo’nun Türkiye aleyhine görüşlerinin Trump’a hiç yabancı olmadığı ve bundan sonra gelecek hamlelerin dikkatle izlenmesi gerektiği de konunun uzmanlarınca vurgulanıyor.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce