Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

MIKE Pompeo’nun ABD Dışişleri Bakanlığı’na, Gina Haspel’in de CIA Başkanlığı’na atandığı gün, Beyaz Saray’ın çok yakınındaki M Sokağı’nda bir ofiste kutlama partisi vardı. Bu ofis, İsrail yanlısı neo-con’ların buluştuğu Foundation for the Defense of Democracies’in (FDD) merkeziydi. Kutlama partisi, FDD Başkanı Mark Dubowitz’in Pompeo’nun atanmasını duyurduğu tweet’ten sonra başlamıştı.

Washington’un neo-con camiası bir süredir temelinde İran ve Katar’a yönelik politikaların bulunduğu büyük bir tartışmayla sarsılıyordu. Bir tarafta “gelenekçiler” diye tanımlayabileceğimiz, diplomasiye, yumuşak adımlara ağırlık verilmesini savunan grup, diğer tarafta merkezinde FDD’nin bulunduğu sertleşme yanlıları vardı. Bu konuda neredeyse geçen yılın temmuz ayından itibaren derin devlet içinde mücadele sürüyordu ve FDD sürekli gücünü artıracak adımlar atıyordu. Nitekim kazanan da onlar oldu.

M SOKAĞI’NDAKİ OFİSE GELENLER

Ana akım medyada pek haberi yapılmayan bu perde arkasındaki derin kavgada M Sokağı’ndaki ofise girip çıkanlar gün geçtikçe ilginç olmaya başladı. Eski Türkiye Büyükelçisi ve o dönemden bu yana Washington’da sürekli Türkiye karşıtı görüşler yayan Eric Edelman, Amerika’nın Türkiye’ye sert politikalar uygulamasını savunan Frank Gaffney, Türkiye karşıtı görüşleri yaymak için Türkiye’den devşirdiği ajanları kullanan Macar asıllı faşist ve Donald Trump’ın eski danışmanı Sebastian Gorka, Trump’ın eski başstratejisti ve Recep Tayyip Erdoğan düşmanı görüşleri Beyaz Saray’da dile getiren Steve Bannon, bir ara dışişleri bakanı olarak adı geçen ve Türkiye’nin Rusya’yla çalışmasının Amerika ve NATO açısından tehdit olduğunu savunan John Bolton; FDD şemsiyesi altında çalışarak Amerika’da İsrail çıkarlarının en önde gelen savunucusu, Binyamin Netanyahu’nun arkadaşı milyarder Sheldon Adelson’dan da destek alarak neo-con camiası içinde Trump üzerinde etkisi en fazla olan grup haline geldiler.

BAE DE İŞİN İÇİNDE

Birleşik Arap Emirliği’nin Washington Büyükelçiliği de bu grubun faaliyetlerini gizlice destekliyor. 3 Mart’ta “Washington’un kirli oyuncusu BAE’nin ilşkileri soruşturuluyor” başlıklı yazımda olan biteni anlatmıştım ama burada BAE’nin, kendi ajanı olan ve şu anda bölgemizde İsrail-Suudi Arabistan-Mısır arasında kurulan işbirliğinin kilit ismi Muhammed Dahlan ile FDD yetkilileri arasında toplantılara aracılık ettiğini de bilmemiz lazım.

Katar’la ilişkinin yumuşatılmasını ve İran’la Barack Obama döneminde başlatılan politikanın devamını isteyen Rex Tillerson hedeflerindeydi. Bu grup gerekirse İran ve Katar’da bir rejim değişikliğine varan sert politikalar olmasını istiyor. Sonunda Pompeo ve Haspel’le hedeflerine bir adım daha yaklaştılar.

KARŞI GRUP NELER YAPIYOR?

Bu arada derin devlet mücadelesinde benim “gelenekçi” olarak tanımladığım grup da bunları durdurmak için çalışmalar yapıyor. İlk aşamada Haspel ile Pompeo’nun yeni görevlerine atanmalarını komitede soruşturma aşamasında durdurmak ve ondan sonra da Trump’ın İran’la nükleer anlaşmayı bitirmesini Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü John Kelly ve Ulusal Güvenik Danışması Herbert Raymond McMaster aracılığıyla durdurmaya çalışacaklar.

Senatoda derin devlet fraksiyonlarının çatışması da görülebiliyor. Örneğin, Haspel ilk kez CIA’nın karartılmış operasyonlar bölümünün başına atanacakken, işkence de dahil alışılmadık yöntemler kullandığı için kendisine karşı çıkan Demokrat Parti Senatörü ve istihbarat komitesinin kıdemli üyesi Dianne Feinstein, şimdi Haspel’i yakından tanıma fırsatı bulduğunu ve CIA Başkanı olmasına itiraz etmeyebileceği mesajları veriyor.

Buna karşı Cumhuriyetçi üyeler arasında görüş ayrılıkları yaşamaya başlandı. Örneğin yönetimde etkili senatör Paul Rand, Haspel’in atanmasına oy vermeyeceğini açıkladı bile. Cumhuriyetçi John Cain ise kararını atama soruşturmasında alacağı cevaplara göre vereceğini söyledi.

Jared Kushner’in gizli bilgilere ulaşma düzeyini düşürten Kelly’nin bu kararı neo-con-İsral lobisi ortaklığına karşı durma çabasının sonucu olarak yorumlanıyor Washington’da. Ancak bu lobi şimdi de McMaster ile Kelly’yi görevden aldırmak için perde arkasından çalışmaya başladı. Üç yıldızlı general olan McMaster’in dört yıldızlı olarak terfi edilip gönderilmesi için çalışılıyor.

Kendi yanlarına çektikleri The Atlantic ve neo-conların borazanı olarak bilinen The Weekly Standard Dergisi’nin yayın yönetmeni Bill Kristol’un yardımıyla McMaster ile Kelly aleyhine yıpratıcı yayınlar da yapacakları söyleniyor. Bu taktiği Tillerson aleyhine daha öne yapmışlardı.

Bu grup ve Foundation for Defense of Democracies düşünde kuruluşu, Katar’da ve İran’’da rejim değişikliğini savunan sertlik yanlısı bir oluşum. Bunların Beyaz Saray’da güçlerinin çok arttığı kesin.

Bu olan bitenler sadece “Washington perde arkası” değil, Türkiye’nin de mutlaka çok yakından takip etmesi gereken gelişmeler.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar