Washington'dan yaklaşan ciddi yeni tehdidi görelim
AMERİKA’nın yaptıklarını, yapacaklarını düşünürken nedense yıllardır düşünme süreçlerimize hiç dahil edilmeyen Amerikan Kongresi’nde hava Türkiye aleyhine o kadar ağırlaşmış durumda ki, deyim yerindeyse Kongre, Türkiye karşıtı düşüncelerle fokur fokur kaynamakta.
Bu durum da Türkiye’ye yönelik bir dizi olumsuz politikanın Beyaz Saray’a empoze edilmesine yol açacağının göstergesi olarak görülüyor Washington’da. “Yönetime empoze edilmesi” kavramını vurguluyorum; çünkü şu anda burada Kongre’nin dış politika konusunda “yönetimden bağımsızlığını ilan ettiği” konuşuluyor.
TEHLİKELİ GELİŞME
Bunun anlamı da şöyle anlatıldı bana: Normalde Kongre’de Türkiye aleyhine bir hava oluşsa ve Kongre, Türkiye’nin Amerika için stratejik önemine dikkat etmeyerek ilişkileri bozacak adımları atmayı düşünse bile son anda yönetim devreye girer ve ikna yoluyla bunların olmasını engelleyebilirdi.
Kongre’deki son havaya bakılırsa Rusya’yla ilgili olarak bu süreç işletilmediği gibi Türkiye’ye yönelik de işlemeyecek gibi görünüyor. Yani yönetim şu anda “Türkiye aleyhine bazı adımlar atılması Amerika’nın ulusal güvenlik çıkarlarına aykırıdır” dese bile Kongre bunu dinlemeyerek bazı adımları atmak için harekete geçmeye hazır.
1974 SİLAH AMBARGOSU ÖNCESİ GİBİ BİR HAVA
Uzun yıllardır Türkiye bağlamında Washington’un iç işleyişini izleyen tecrübeli bir uzman, Kongre’deki bugünkü havanın 1974 yılında konulan ve 4 yıl süren silah ambargosu öncesindeki havaya benzediğini, Türkiye karşıtlığının çok artmış olduğunu anlattı.
Temsilcilerin ve senatörlerin hemen hepsi, Türkiye’de tutuklu olan Rahip Brunson nedeniyle olağanüstü seçmen baskısı altında. Ofis telefonları gün boyu susmuyor; seçmen Brunson’un serbest bırakılması için Kongre üzerinde büyük baskı yaratıyor. İki partiden de üyelerin imzalayıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderilen Brunson’un serbest bırakılması mektubunda 66 üyenin imzası bulunuyordu. Şimdi sayısı daha da artan çoğunluk, yönetimi hiç dinlemeden bazı yaptırımlar getirip Türkiye’ye siyasi baskı yapmayı planlıyor. Parası ödenmiş F-35’lerin gönderilmesini bazı şartlara bağlama girişimi de aslında bir tür ambargonun fiilen başladığı anlamına geliyor.
POMPEO’NUN DURUMU
Yeni Dışişleri Bakanı Mike Pompeo aslında eski üyesi olduğu Kongre’nin Türkiye aleyhine alacağı kararlara temelde karşı değil, ama bu adımların dış politikada yapılacak bazı stratejik hamleleri şu anda baltalayabileceğini düşünüyor. Ancak Kongre’nin nasıl çalıştığını çok iyi bilen Pompeo, dış politikayı planladığı biçimde yürütmesine Kongre tarafından müdahale edilmesine karşı fazla bir şey de yapamayacağını çevresine ifade ettiği söyleniyor.
Pompeo, Türkiye’ye yönelik stratejileri yeniden düşündüğü bu dönemde, Kongre’nin getirebileceği bazı yaptırımları da strateji belirleme çalışmasının boyutlarına ilave etmek zorunda kaldı.
TÜRKİYE YANLILARI NEREDE?
Çok kısa süre öncesine kadar Kongre içinde gerektiğinde Türkiye’yle ilişkinin iyi gitmesi için çaba gösteren ve Türkiye’ye sempatiyle bakan “Turkish Caucus” adlı bir oluşum vardı. Ancak bu grup, ABD’deki koruma olayından sonra ortadan yok oldu ve şu aralar Türkiye lehine tek bir kişi bile söz söylemiyor Kongre’de.
GEÇİCİ SİLAH AMBARGOSU
Yarın saat 10.00’da (TSİ 17.00) Amerikan Temsilciler Meclisi, 717 milyar dolarlık yıllık savunma bütçesinin harcama maddelerini açıklığa kavuşturan metni açıklayacak. Bu bütçenin içine bir madde eklenerek Türkiye’ye silah satışlarına “geçici durdurma” getirilmek istendiği öğrenildi. Buna göre Savunma Komisyonu, Savunma Bakanlığı’ndan bir Türkiye raporu isteyecek. Bu raporun hazırlanmasına kadar silah satışlarına geçici durdurma kararı getirebilirler. Raporun sonucuna göre de ya silah satışı yasağı kalıcı olabilir ya da geçici yasak kaldırılıp satışa devam edilir. Türkiye’ye silah satışının durdurulması meselesini de Savunma Komisyonu Başkanı Mac Thornberry’nin açıklayacağı belirtiliyor. Bakan Mattis de sorulara cevap verecek.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce